GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:04.12.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Hız felakettir." diye trafik tabelalarını herhâlde Meclise de asmak lazım. Hız her zaman kalite demek değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi yani yasama organının iki önemli faaliyeti vardır; bir tanesi kanun yapmak, diğeri ise Hükûmeti yani iktidarı denetleme görevidir. Burada maalesef, iktidar partisinin birçok önerge verirken ve Meclisin çalışma düzenini belirlerken "Aman, teklifi bir an önce yasalaştıralım." kaygısıyla hareket ettiğini üzülerek görüyoruz. Oysaki, Adalet ve Kalkınma Partisi kurulduğu zamanki ilk grup toplantısında Sayın Erdoğan, AK PARTİ sıralarına dönüp "Milletvekilleri asla otomatik olarak 'evet' ve 'hayır' diyerek el kaldıran milletvekilleri değildir." diyerek aslında bir nebze, acaba gerçekten parti içi demokrasi olacak mı diye bir umut vermişti. Daha sonra, 363 milletvekiliyle Türkiye Büyük Millet Meclisine neredeyse Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunlukla gelmiş olmasına rağmen, Başbakan Abdullah Gül iken Sayın Erdoğan Genel Başkan olarak 19 Kasım 2002'de yine gruba şöyle hitap etmişti: "Gün gün, ay ay iktidarı denetleyeceksiniz; 'İktidarı denetlemek sadece muhalefetin görevidir.' anlayışını yıkmak sizin görevinizdir." Ve 363 milletvekili olan iktidar sıralarına "Sizin tek işiniz kanun yapmak değil, aynı zamanda denetleme görevini de mutlaka yapmanız lazım." demişti. Bu söze biz de sonuna kadar katılıyoruz. Dolayısıyla iktidar partisinin her ne kadar 301 çoğunluğu olmasa, müttefikleriyle beraber bu 301'i sağlasa da şunu iyi bilmeli ki bu partiyi kurarkenki iradelerine sahip çıkmak istiyorlarsa burada sadece kanunların, hele hele dışarıdan hazırlanan kanunların bir an önce, el kaldırıp indirilerek yasalaştırıldığı hızlı bir yasama dönemini beklemesinler.

Üzülerek ifade ettiğim şöyle bir diğer husus var: 28 Şubat sürecinde burada bulunan bir kısım milletvekili arkadaşlarımız da temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanmasına dair eylemler yapmıştı. O dönemde egemenler onlara şöyle sesleniyordu: "Siz provokatörsünüz, İrancısınız." diye eleştirilerde bulunuyorlardı. Bugün de Filistin için eylem yapan, duyarlılık talep eden gençler var; vicdanı elvermediği ama yüreği yetmediği için sessiz kalanlara bir şey demiyorum ama üzülerek sağda solda bazı vekillerden, bazı iktidar çevrelerinden şunu görüyorum: "Ya onlar provokatör, boş verin." Geçmişte egemenlerin size söylediği sözleri bugün siz o gençlere söylerseniz bir ayıp işlemiş olursunuz. Dolayısıyla susmak elbette tasvip edilecek bir şey değildir haksızlığa karşı ama en azından anlayışla karşılanabilir; susmak bir yana, bunları provokatörlükle suçlayanların kendisi çok büyük bir ayıp işlediklerinin mutlaka farkında olmalılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaya.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Devam ediyorum.

Değişmez bir kuraldır, değiştirenler mutlaka vardır, iktidar partisi içerisinde de yürekli bir şekilde bunu değiştirecek milletvekili arkadaşlar olduğunu biliyorum. Hiçbir zaman muktedirlerin, hiçbir zaman egemenlerin diliyle konuşmayın; insanları anlamaya çalışın, provokatörlükle hele hele asla kimseyi suçlamayın. Dün size söylediklerini bugün siz egemen olduğunuz için başkalarına söylerseniz sadece ayıp işlemiş olursunuz diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)