GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:14
Tarih:05.11.2024

HASAN EKİCİ (Konya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Görüşmekte olduğumuz Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine Gelecek-Saadet Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Değerli milletvekilleri, en başta şunu ifade etmemiz gerekir ki bu Meclisten onlarca yargı paketi de çıkarsak ana hedefimiz hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi sağlamak olmalıdır. Peki, son yıllarda bu Meclisten çıkarılan birçok yargı paketiyle halkımızın pek çok kesiminin hukuka, demokrasiye ve adalete susamışlığını giderebildik mi? Mecliste toplanmış bu yargı paketini tartışıyoruz ve birazdan oylayacağız ya da yarın oylayacağız. Görevimiz yasama ama uzun süredir yasama işlemlerinden ari, sadece bir şikâyet mercisi hâline gelmiş bir Meclis formasyonumuz söz konusu. Bu yargı paketinde de bizler yani halkın yasama görevini verdiği vekiller dışlanmış durumdayız, buna iktidar partilerinin vekilleri de dâhil. Bakanlık torba yasaları hazırlıyor, bizler maddelerini basından takip ediyoruz, sonra önümüze geliyor, eller kalkıp iniyor, işlem tamam. İçinde bizim tekliflerimiz yok; STK’lerin, baroların, meslek odalarının eleştirilerinin dikkate alındığı bir süreç yok ama sürece dâhil edilmişiz gibi bir hava yaratılarak oldubittilere maruz kalıyoruz. Anayasa'mızın kanun yapma usulüne, bunu düzenleyen 88'inci maddeye aykırı bir süreci kabul etmek zorunda kalıyoruz. Tasarı sunacak bir bakanlar kurulu yok, her şey Adalet Bakanlığının ya da Külliye’nin bir kısım bürokratlarının uhdesinde dönüp duruyor. Bu durum Anayasa’nın 2’nci maddesine de aykırı çünkü hukuk devleti nosyonuna uymayan bir süreç işliyor, öngörülebilirlik ve belirlilik ilkesi ayaklar altında. Değerli milletvekilleri, zaten uzunca bir dönemdir bir hukuksuzluk ve anayasasızlaştırma sürecinin içindeyiz. AİHM kararlarının bağlayıcılığına rağmen, AYM’nin son sözü söyleme yetkinliğine rağmen bizler yargısal aktivizm suçlamaları, “Kapatalım.” nidaları arasında, özellikle temel haklar konusunda yol almaya çalışıyoruz. Hele ki yerel mahkemelerin üst yargıyla çatıştıkları alanlarda o kararları uygulamamaları, hele ki üst yargının birbirini suçlayıcı ifadelerinin kamuoyu önünde alenileşmiş olması, rüşvetle suçlama skandalları hukuka olan güveni hem içte hem de dışta sarsıyor. Maalesef, pek çok yargı paketine, insan hakları strateji belgelerine rağmen yaşadığımız zihniyet sorunları sadra şifa çıkış yollarını sağlayamamakta. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından ilan edilen ve defakto olarak hâlen devam eden OHAL rejiminin yarattığı ve paranoya derecesine süregiden güvenliğin özgürlüklere tercih edilmesi sorununu iliklerimize kadar yaşamaya devam ediyoruz. İnfaz düzenlemeleriyle suç örgütü liderlerini salıverirken, pek çok suçun yatarı ortadan kaldırılmışken siyasi kriterlerle mağdur edilmiş kesimlerin insan hakkı temelli adalet taleplerini görmezden geliyoruz. Kanun önünde eşitlik meselesinin, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı ilkesinin, masumiyet karinesinin, adil yargılanma hakkının ve pek çok sayıda temel insan hakkının ihlalinin tespit edilip kayıt altına alındığı bir ülke olmaktan kurtulamadık. İnsanlarımızı AİHM kapılarına mahkûm ettik, devlet ve millet olarak maddi, manevi külfetlerin de içine düştük. Sormak gerek: 1, 2, 3, 4, 5 derken acaba kaçıncı yargı paketinde bu düzenlemelere el atacağız, hakları sahiplerine tevdi edeceğiz? Bugün sokağa çıkan bir milletvekili vatandaştan “Yargı paketinde iktidarın kurdurduğu barolar lehine hangi maddeler var?” diye bir suali asla duymayacak… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın. HASAN EKİCİ (Devamla) – Bu işlerle vatandaşın işi yok, bilesiniz. Ama sokağa çıkan o milletvekili şu iki şikâyeti duymadan evine dönemeyecektir: Biri, geçim şartlarının zorluğu; ikincisi de hakları gasbedilmiş insanların kendileri ya da yakınları için adalet talepleri. Bu bazen bir akrabasının delilsiz isnatlarla mahkûmiyeti olabilirken bazen de kızının, oğlunun mülakatzede unvanıyla isyanı olabiliyor. Ama hepsinin aradığı şey aynı: Adalet. Bizler ülkeyi yenileyecek, geçmişi unutturacak, yaraları saracak yargı reformları, insan hakları reformları beklemekteyiz. Bunlar olsun da esastan karşı olduğumuz torba yasalara bile razıyız. Külliye’nin ya da Adalet Bakanlığının bürokratları bu millet için gerçekten sadra şifa bir şeyler yapmak istiyorlarsa çarşı pazarın çığlığıyla birlikte adalet saraylarının, cezaevi duvarlarının… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)