| Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 28.11.2024 |
BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubumuz adına söz aldım. Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 2'nci maddesiyle, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda Gecekondu Kanunu'nun yeni gecekondular yapılmasının önlenmesine ilişkin maddesinde değişiklik yapılıyor. Böylece, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, belediyeler veya il özel idarelerince izinsiz kaçak yapılara yönelik yıkım kararı alınabilecek. Görevi yalnızca dar gelirli vatandaşlara ucuz konut sağlamak olan TOKİ'ye izinsiz, kaçak yapılarla ilgili aktif rol verilmesini anlaşılır bir durum olarak görmüyoruz.
Değerli milletvekilleri, kaçak yapılar 1950 sonrası ülkemizde, özellikle de büyük şehirlerde yaygınlaşmıştır. İlk olarak barınma amaçlı gecekonduyla başlayan kaçak yapılaşma, siyasi iktidarlarca izlenen popülist yaklaşımlarla 1980 sonrası tamamen ranta dönüşmüştür. Kent çevresinde, deniz ve göl kıyılarında kamu arazileri yağmalanmış, verimli tarım arazileri, orman alanları, su havzaları, meralar, hazine arazileri, hatta sel yatakları bile kaçak yapılarla doldurulmuş ve çeşitli gecekondu ve arsa mafyaları türetilmiştir. Yerel yönetimler kaçak gecekondu ve yapılara karşı ne yazık ki o dönemde de bu dönemde olduğu gibi yetersiz kalmıştır. Zaman zaman iktidarlar ve siyasetçiler oy uğruna kaçak yapılaşmaya göz yummuş, hatta sık sık geçmişten bugüne imar afları çıkarılmıştır. İktidarlar tarafından çıkarılan bu imar afları kaçak yapı sahiplerini her seferinde cesaretlendirmiş, kaçak yapılaşma mantar gibi artmıştır. Ülkemize ilk imar affı 1948 yılında Ankara'da yaşanan kaçak gecekondu sorununu çözmek amacıyla 5218 sayılı Yasa kapsamında çıkarılmıştır. İlk önce kaçak gecekondulara tapu verilmiş, daha sonraki düzenlemelerde sadece kaçak gecekondulara tapu vermekle kalınmamış, gecekondunun bulunduğu her alana imar izni verilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1984 yılında çıkarılan imar affı kanununda ise sadece gecekondular değil, imar mevzuatına aykırı tüm yapı ve tesisler af kapsamına alınmış ve tapu verilmiştir. O dönemdeki imar affının yerini bugün AKP iktidarı döneminde imar barışı almış, 1984'teki imar affının bir benzeri de 2017 yılında "imar barışı" adı altında uygulanmıştır. AKP iktidarı sırf para toplamak amacıyla, 2017 imar barışı kapsamında "Devlet ile millet helalleşecek." diyerek yola çıkmış, yalnızca kaçak yapı sahipleriyle helalleşmiştir. Hiçbir altyapı hizmeti almayan 3 milyon 600 bin yapıya Yapı Kayıt Belgesi verilmiş, bu düzenlemeden 23 milyar 500 bin lira gelir elde edilmiştir. Yapı Kayıt Belgesi verilen bu yapılar, hiçbir kurum ve kuruluş tarafından ne öncesinde ne de sonrasında depreme dayanıklı olup olmadıkları incelenmeden kayda alınmıştır. Belediyelerin baypas edildiği, devre dışı bırakıldığı düzenlemede, deprem riskine karşı güvence olarak kabul edilmesi akla ziyan bir şekilde sadece yapı sahiplerinin beyanı esas alınmıştır. Depremden etkilenen 10 ilimizde toplam 294 bin kaçak yapıya Yapı Kayıt Belgesi verilmiş, bu yapılar yaşanan ilk depremde yerle bir olmuş, büyük can kayıpları yaşanmıştır. Bu kayıpların vebali 2017 yılında imar barışını getiren mevcut Hükûmettedir.
Değerli milletvekilleri, kaçak yapılara yönelik iktidar tarafından ortaya konulan mücadele yetersizdir, ayrıca yapılan düzenlemeler ve çıkarılan kanunlar da uygulanamamaktadır. Siyasi baskılar ve verilen tavizler kaçak yapılarla mücadeleyi de yıkımları da zorlaştırmıştır. Böylece, ülkemizin her köşesi yeniden imar barışı gelir beklentisiyle her seçim öncesinde kaçak yapılarla dolmuş, Büyükşehir Yasası kapsamında köylerde ahır yapılmasına bile izin verilmezken bu dönemde boğaza nazır kaçak villalar yapılmıştır. Bu nedenle, izinsiz kaçak yapılar iktidar tarafından kararlı bir şekilde yıkılmalı, ayrıca ağır hapis cezaları ve yüksek para cezaları getirilmelidir. Yalnızca yıkım kararlarının tek başına yeterli olmayacağını belirtiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)