| Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 27.11.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA DOĞAN DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin tarım, hayvancılıkla yoğrulmuş kadim köyleri tarih boyunca milletimizin temel üretim birimleri olmuştur, hem kültürümüzü hem de ekonomimizi şekillendirmiştir ancak son yıllarda yaşanan yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin yarattığı sonuçlar köylerimizin karakterini ve işlevini ciddi şekilde etkilemiştir. Büyükşehir Yasası'yla başlayan süreçte köylerin mahallelere dönüştürülmesi bu köklü yapıyı derinden sarsmıştır. Bugün bu dönüşümün yol açtığı sorunları ve çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle, bu kanun teklifinde yer alan yapı denetim firmalarıyla ilgili konuya değinmek istiyorum. Yapı denetim firmalarına her şehirde sayı sınırlaması getirilmek isteniyor. Bu konuda yapı denetim firmalarının sesini kimse duymuyor. Yapı denetim firmalarına verilecek işler tamamen müteahhitlerin inisiyatifine bırakılmış durumda. Bu çok yanlış bir politika. Bunun yerine, yapı denetim firmalarının da istediği şey merkezî bir sistem kurarak işlerin sırasıyla firmalara dağıtılmasıdır, bu da hem daha adil hem de daha şeffaf olacaktır. Bu konuda yapı denetim firmalarının da fikirleri alınarak ortak bir politika izlenmelidir. Öte yandan, köylerimiz konusunda 2012 yılında yürürlüğe giren 6360 sayılı Büyükşehir Yasası köylerimizi idari açıdan mahalleye dönüştürerek birçok yapısal değişikliğe yol açmıştır. Özellikle, köylerin tüzel kişiliklerinin kaldırılmasıyla beraber köylerin sahip olduğu mera, orman ve tarım arazileri gibi ortak kullanım alanları belediyelere devredilmiştir. Bu durum köyde yaşayan vatandaşlarımızın, özellikle hayvancılıkla uğraşanların üretim faaliyetlerini sürdürebilmelerini zorlaştırmıştır. Köy statüsünde olduğu dönemde ortak olarak kullanılan meraların imara açılması köy halkının hayvanlarını otlatabileceği alanları daraltılmış ve hayvancılığın gerilemesine neden olmuştur. İneğin içtiği su, sütünden pahalı hâle gelmiştir. Hayvancılık faaliyetlerinin azalması sadece köylüleri değil, ülkemizin genel gıda arzını da olumsuz etkilemiştir. Maalesef, artık et ithalatına bağımlı hâle geldiğimiz bir noktadayız. Türkiye gibi tarım ve hayvancılık potansiyeli yüksek bir ülkede bu tablo hepimiz için düşündürücüdür ve acıdır, nedenlerden sadece biridir fakat köylerimizin mahalleye dönüşmesiyle kaybedilen bu üretim gücünü yeniden canlandırmak ülke ekonomimizin geleceği açısından elzemdir.
Köylerin mahalleye dönüştürülmesi birçok yerde altyapı sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Belediyelerin genişleyen sorumluluk alanları, özellikle kırsal mahallelere hizmet götürmede ciddi eksiklikler doğurmuştur. Yol yapımı, bakım ve onarım çalışmaları yetersiz kalmış, köylerdeki ulaşım sorunları katlanarak artmıştır. Bunun yanı sıra, telefon şebekesi ve internet erişimindeki sıkıntılar da köylülerin modern çağın imkânlarından faydalanmasını engellemektedir. Yıl olmuş 2024, hâlâ köylerde telefon çekmiyor, yolları çok kötü olan binlerce köyümüz var. Birçok köyde elektrik ve su altyapısı yetersiz, kanalizasyon sistemleri ise hâlâ büyük bir eksikliktir. Bu durum köylerde yaşayan vatandaşlarımızın yaşam kalitesini düşürmekte, genç nüfusun kentlere göçünü hızlandırmaktadır. Belediyelerin bütçeleri kırsal mahallelere hizmet götürmek için yeterli olmadığından köylerimiz daha da ihmal edilmektedir.
Ülkemizin dört bir yanında kapanan köy okulları eğitimde fırsat eşitliğini baltalayan bir başka önemli sorundur. Köylerdeki öğrenciler eğitim almak için uzak mesafelere gitmek zorunda kalmakta, bu da hem ailelere maddi külfet getirmekte hem de çocukların düzenli eğitime erişimini zorlaştırmaktadır. Kapanan köy okulları sadece birer eğitim merkezi değil, aynı zamanda, köyün sosyal ve kültürel yapısının korunmasını sağlayan mekânlardır. Bu okulların kapatılması, köylerin kültürel dokusunun zayıflamasına ve topluluk bağlarının kopmasına yol açmıştır. Eğitimin bir köyde sürdürülebilir şekilde devam etmesi o köyün geleceği için kritik bir öneme sahiptir. Köy okullarının yeniden açılması gerekmektedir. Açılacak okullarla birlikte hem köylere dönüş artacak hem atama bekleyen öğretmenlerimize istihdam sağlanacaktır. Ayrıca, köy okullarında köy halkına verilecek eğitimler ve kurslar halkın üretim faaliyetlerindeki bilgisini ve bilinci artıracaktır. Bu durum, halkın üretime teşvik edilmesi açısından oldukça önemlidir.
Değerli arkadaşlar, tüm bu sorunlar köylerden kentlere olan göçü hızlandırmış ve kırsal üretim faaliyetlerinin azalmasına sebep olmuştur. Genç nüfusun köylerden ayrılması tarım ve hayvancılık faaliyetlerini sürdürebilecek iş gücünü yok etmektedir. Kentlere göç eden vatandaşlarımız ise çoğunlukla vasıfsız iş gücü olarak istihdam edilmekte, bu da hem bireylerin yaşam standartlarını düşürmekte hem de şehirlerdeki işsizlik oranlarını artırmaktadır. Kırsal alanların terk edilmesi ülkemizin gıda üretimini ve kendine yetebilme kapasitesini de oldukça zayıflatmaktadır. Tarım alanlarının atıl durumda kalması ülke ekonomisi için büyük bir kayıptır. Hâlbuki Türkiye'nin tarım ve hayvancılık potansiyelinin değerlendirilebilmesi için köylerin cazip yerler hâline getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu konuda bir de öneride bulunmak istiyorum: Tarımsal ve hayvansal üretim yapan çiftçilerimize, özellikle çobanlarımıza sigorta desteğinde bulunulması gerekmektedir çünkü bu insanlarımızın hiçbir sosyal güvenceleri yok, kendi imkânlarıyla güvence sağlayabilecekleri güçleri de yok.
Bu sorunları aşmak için artık, bu anlattıklarım gibi bazı somut adımları atmamız gerekiyor. Köylerin yeniden tüzel kişiliklerine kavuşturulması ve köy meralarının korunması için yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır. Büyükşehir yasasının kırsal mahallelere getirdiği yükler hafifletilmelidir, bu alanlara özel statü tanınmalıdır. Köylerde tarım ve hayvancılığın yeniden canlanması için çiftçilere teşvik ve destekler artırılmalı, ödemelerin vaktinde yapılması sağlanmalıdır. Tarım arazilerinin imara açılması kesinlikle engellenmelidir, bu alanlar üretim amaçlı kullanılmaya devam edilmelidir. Atıl durumdaki tarım arazilerinin kullanılıp halk eliyle işlenmesi için de teşvikler artırılmalıdır. Altyapı sorunlarını çözmek için merkezî hükûmet ve yerel yönetimler arasında daha güçlü koordinasyon sağlanmalıdır. Köylere götürülecek hizmetlerin hızlandırılması ve kırsal altyapının iyileştirilmesi öncelikli hedeflerimizden olmalıdır. Merkezî yönetim ile yerel yönetim arasındaki mevcut iddialaşmalar son bulmalı, öncelik halka hizmet olmalıdır.
Bildiğiniz üzere üç gündür ülkemizde yoğun kar yağışı var ve kimi köylerde vatandaşlar kendi imkânlarıyla yolları açmak zorunda kalıyor. Özellikle küçük şehirlerde bu hizmetleri il özel idareleri yürütüyor, il özel idareleri de taleplere yetişemiyor. Vatandaşlar kendi imkânlarıyla yolları açmak mecburiyetinde kalıyor.
UMUT AKDOĞAN (Ankara) - Bir de hiç yolu açılmayan köyler var Doğan Bey.
DOĞAN DEMİR (Devamla) - O da var, o da var. Evet, mesela Alevi köylerinin birçoğunun yolları yok, olanın da zaten asfaltı yok.
Ayrıca Sivas Kangal ilçesi Deliktaş çevresinde kar ve fırtına dolayısıyla vatandaşlarımızın onlarca hayvanının telef olduğu haberini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Telef olan hayvanlar sadece vatandaşlarımızın değil bizim de millî servetimiz. Buradan yetkililerimizi vatandaşlarımıza maddi manevi desteğe davet ediyor, vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Değerli milletvekilleri, tekrar ifade etmek isterim ki eğitim alanında köy okullarının yeniden açılması, bölgesel koşullara uygun eğitim modellerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Taşımalı eğitim sistemi yerine köylerde küçük ama etkin eğitim birimleri kurulmalıdır. Son olarak, kırsal kalkınmayı teşvik eden projelere ağırlık verilmelidir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan gençlerin desteklenmesi, bu faaliyetlerin modern teknolojilerle buluşturulması için gerekli adımlar atılmalıdır. Köylerimizin ekonomik ve sosyal yapısını güçlendirmek sadece köy halkı için değil ülkemizin tamamı için çok önemlidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; köylerimiz milletimizin üretim gücünün ve kültürel zenginliğinin temel taşıdır. Ancak uygulanan politikalar ve yetersiz önlemler köylerin bu karakterini kaybetmesine yol açmaktadır. Bugün burada tartıştığımız sorunlar sadece köylerde yaşayan vatandaşlarımızı değil tüm Türkiye'yi ilgilendirmektedir. Köylerimizi yeniden üretim ve yaşam merkezleri hâline getirmek geleceğe olan borcumuzdur. Bu nedenle, köylerimizin sorunlarını çözmek ve onları yeniden kalkındırmak için gerekli adımları hep birlikte atmalıyız.
Hepinizi bu konuda ortak bir irade göstermeye davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)