| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 26.11.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, AKP, hukuksuzluklarla yirmi iki yıldır iktidarda kalmayı başardı. Hâlihazırda 31 Mart yerel yönetim seçimlerinden sonra da dönüp topluma "Mesajı aldık, söylediğinizi anladık, kendimizi gözden geçireceğiz." gibi bazı mesajlar verdiler. Biz de "Herhâlde gerçekten hukuka dönecekler, demokrasiye dönecekler. Muhtemelen, herhâlde bundan sonra Anayasa'yı uygulayacaklar." gibi iyimser yorumlar yaptık ama ne kadar büyük yanıldığımızı... Bu iyimserliğin, aslında AKP gibi bir parti söz konusu olduğunda asla olmaması gerektiğini bir kez daha bütün Türkiye halkları gördü. 22 Kasımda Dersim'e kayyum atadınız, hem Dersim Belediyesine hem de Ovacık'ta CHP'li Ovacık Belediyesine kayyum atadınız yani bir kez daha halkın haklarını gasbettiniz, bir kez daha iradeyi gasbettiniz, bir kez daha demokrasiye darbe yaptınız ve bundan zerre kadar utanmıyorsunuz, bundan zerre kadar sıkılmıyorsunuz. Kendiniz için hukuksuzluğu bir yol bellemişsiniz, kanunsuzluğu bir yol bellemişsiniz.
Şimdi, şunu söyleyelim: Ben bir Dersimliyim, bir Dersim evladıyım, bir ocakzadeyim, bir ocak evladıyım; bunu buradan söyleyeyim. Sizin Dersim'e yaptığınız zulüm herhâlde taşa verilse taş çekmezdi. O kadar büyük zulümler ettiniz ki "Yüz yıllık cumhuriyet tarihi aslında Kürt'e neyi reva görmüş, Alevi'ye neyi reva görmüş, ötekine neyi reva görmüş?" diye soracak olursak, işte, Dersim onun cevabıdır.
Dersim katliamında 70 bin insanımızı katlettiler, katledildi; 70 bin kefensizimiz var oradaki her dağın, her taşın altında. Toprakların, taşın, kurdun kuşun dili olsaydı orada tanıklıklarını anlatırdı, o zulmü anlatırdı. İşte, 38'i yapan anlayış aynı, geçmişte 38 katliamıyla halkımızı katlettiniz, bugün kayyum atayarak halkımızın iradesini gasbediyorsunuz.
Peki, Dersim neden bu kadar özel? Çünkü siz bu coğrafyada Kızılbaş Aleviliği yok etmek istiyorsunuz, siz Kürt Aleviliği, "rehak" inancını bu topraklardan söküp atmak istiyorsunuz. Bakın, saldırı üzerine saldırı yapıyorsunuz; bir taraftan Kültür Bakanlığına bağlı uyduruk bir Alevi-Bektaşi Kültür Başkanlığı kurmuşsunuz, gelip Dersim gibi Kızılbaş Aleviliğin merkezinde Horasan ve Türklük üzerinden, İslam ve Türklük üzerinden, Sünnilik ve Türklük üzerinden bir öğreti yapıyor, anlayış söylüyor. E, arkadaşım, Sünni değil, Dersim Sünni değil, zorla mı yapacaksınız? Dersim Türk değil, zorla mı yapacaksınız? Değil. Dersim'in inancına, itikatına, yoluna, erkânına, pirine, ulusuna, anasına ne zaman, ne zaman saygı duyacaksınız ya? Dersim sadece bir coğrafyanın adı değil, Dersim bir hakikat aynı zamanda. Biz oradaki dağa taşa, ziyaretgâhlarımıza niyaz oluyoruz ya.
Bakın, meseleniz sadece Dersim'in kültürünü, tarihini yok etmek de değil, aynı zamanda oradaki kaynaklara da çökmek istiyorsunuz. Şimdi, tespit etmiş sizin uluslararası tekelleriniz ve onun yerli iş birlikçi maden şirketleri, bütün Munzur Dağları'na maden sahası açmak istiyorsunuz. Munzur Baba'nın, Munzur Gözeleri'nin statüsünü değiştirdiniz, birinci derecede sit alanı olmaktan çıkardınız; işte, bunun için Mustafa Sarıgül'ü koltuğundan ettiniz ve kayyum atadınız çünkü Ovacık'ta iştahınızı kabartan maden şirketleri var, orada maden damarları var ve siz oranın yer altı, yer üstü bütün kaynaklarını sömürmek istiyorsunuz.
Ama şunu da söyleyelim: Şimdi, 38'de yaptınız, ne oldu? Bizim Pir'imiz Seyit Rıza darağacına çıktığında ilmeği boynuna geçirip taburesine kendisi ayak vurdu ya! Size boyun mu eğdi, size yalvardı mı? Yalvarmadı. Bakın, Kerbelâ'dan bugüne nice Yezidler gördük, nice Muaviyeler gördük, nice firavunlar gördük ama asla ve asla Hüseyni duruştan vazgeçmedik. Boynumuzu verdik, başımızı verdik ama baş eğmedik, eğmeyiz de, eğmeyiz de! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Sanmayın ki Dersim'i alırsınız! Alamazsınız. Bütün halkın nefretini bir kez daha kazandınız. Bir kez daha o kurduğunuz, o kayyum efendiniz var ya, kendini neyle koruyor, biliyor musunuz? Beton duvarlarla.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Tamamlıyorum.
Niye betonun arkasına, niye beton bariyerin arkasına saklanıyorsunuz? Çünkü gaspçısınız çünkü meşru değilsiniz çünkü halk sizi seçmedi çünkü siz atanmış bir memuru getirip orada halkın iradesinin üzerine oturtmaya çalışıyorsunuz, bunun için beton bariyerlerle belediyenin etrafını kapatıyorsunuz.
Ve şunu unutmayın: Günü geldiğinde, bu halk yarın da öbür gün de sonraki gün de siz o sandığı kurduğunuzda o sandıktan size o tarihî cevabı verecek ama hukuksuzluğu yol eylemişsiniz; hem kayyum atıyorsunuz hem de kayyum hukuksuzluğunu protesto edenleri, anayasal demokratik hakkını kullananları da işkenceyle gözaltına alıp tutukluyorsunuz. Ne diyelim biz size ya, ne diyelim! Söyleyecek söz bırakmadınız; tuz koktu, su çürüdü, söz bitti. Bundan sonra mücadele, mücadele, mücadele! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)