| Konu: | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 21.11.2024 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, İçişleri Bakanlığının görev ve yetkisi kapsamında olan ve birçok soruna sebebiyet veren alan varken, örneğin yanlış göç politikası ve bundan kaynaklanan sosyal ve ekonomik sorunlar, örneğin milletin iradesinin üzerine çöken kayyumlar, örneğin kadınların korunamaması nedeniyle her gün yaşanan kadın cinayetleri... İşte, sabahtan beri anlatılıyor, İçişleri Bakanlığına bağlı personelin, özellikle Emniyet güçlerinin yaşadığı sorunlar, intiharlar ortada dururken biz torba yasalarla, daha doğrusu yanlış çıkarıldığı için, Anayasa'ya aykırı çıkarıldığı için durmadan burada mesai harcayarak düzeltmek zorunda kaldığımız maddelerle zaman geçirmek zorunda kalıyoruz, milletin dertlerine gerçek anlamda derman olamıyoruz.
Özellikle, ben, kadınların korunamamasıyla ilgili konuya değinmek istiyorum. Şimdi, bugüne kadar koruma kararları olmasına rağmen, uzaklaştırma kararları olmasına rağmen Bakanlık görevini yerine getiremediği için birçok kadın cinayeti işlendi. Bugün ne oldu biliyor musunuz? Kadınların korunamaması konusunda İçişleri Bakanlığı seviye atladı. Ne oldu? Sinan Ateş davası sırasında verilen arada ablası Selma Ateş'e saldırı gerçekleşti ve bunun azmettiricisi olan kişi, Servet Bozkurt, elektronik kelepçeyle ev hapsi cezasına çarptırıldı ve bugün o kişi elektronik kelepçesini kırarak, evden çıkarak 2 kişiyi öldürdü; eşini ve eşinin sevgilisi olduğunu iddia ettiği kişiyi öldürdü. Şimdi, kelepçeyi kırarak bir kişi kadın cinayeti işliyorsa İçişleri Bakanı burada şapkasını önüne koyup düşünmeli, 200 korumayla Meclise gelip milletvekillerinden kendisini korumaya çalışmamalı, milletin iradesinin üzerine "kayyum" adı verilen karabasanlarla çökmemeli.
Bakın, şimdi, bir de şunu söyleyeyim: Ben adımın Nurhayat olduğu kadar eminim ki burada, Bakan dâhil olmak üzere, onun personelleri dâhil olmak üzere, mülki amirler dâhil olmak üzere, erkek vekillerin birçoğu dâhil olmak üzere bire bir konuşsak diyecekler ki: "Ya, kadın da aldatıyormuş falan filan, böyle iddialar varmış." Bakın, şunu söyleyeyim: Bu bakış açısı değişmediği sürece bu ülkede kadın cinayetlerinin sonu gelmez. "Neden?" derseniz; kadınlar erkeklerin malı değil, kadınlar erkeklerin namusu değil, kadınlar erkeklerin kölesi değil; bunu bir kere kafanıza koyacaksınız. Diyelim ki eğer iddia edildiği gibi bir durum söz konusuysa dahi, kadın aldatıyorsa dahi, mahkemeler orada, adliye orada; gider erkek, davasını açar, boşanır, gerekirse tazminat davasını açar çünkü kadınlar benzer bir durumla karşılaştıklarında aynı şeyi yapıyorlar. O yüzden kadınlar istedikleri yaşam tarzını seçerler, istedikleri partneri seçerler, istedikleri zaman eşlerinden boşanmak isteyebilirler, reddedebilirler; bunlar hiçbir zaman kadınları öldürme sebebi sayılamaz, haklı bir neden sayılamaz ve meşrulaştırılamaz ve Bakanlık da yetkililer de ancak bu zihniyet dönüşümünü gerçekleştirirlerse kadın cinayetleri son bulur.
Bir çift lafım da Yılmaz Tunç'a. Önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden, onun hakkında "Mahkemeler bağımsızdır." dese de yargılamayı yapmış, hüküm kurmuş, biz siyasilere de sopa gösteriyor. Şimdi, Amerika'da, biliyorsunuz, Waldo ile Henry var. Amerika'nın Meksika'ya karşı savaşına karşı çıkan Henry hapse düşüyor vergi vermediği için. Waldo gidiyor, diyor ki: "Sen neden buradasın Henry?" Henry de diyor ki: "Sen neden burada değilsin Waldo." Biz Cumhuriyet Halk Partililer, her birimiz böyle faşizan, böyle adaletsiz bir yönetimin karşısında ancak birbirimize "Neden yargılanmıyorsunuz." deriz. (CHP sıralarından alkışlar) Biz siyasi olarak söylemlerimiz nedeniyle hizaya çekilecek insanlar değiliz. Ancak Yılmaz Tunç ve onun gibiler söylemleri nedeniyle hizaya çekilebilir, yargılamadan korkabilir. Hiçbir Cumhuriyet Halk Partili yargılamadan korkmaz, mücadeleden vazgeçmez. (CHP sıralarından alkışlar)