GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:22
Tarih:21.11.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; belki de hakkında en fazla söz söylenen, hani meşhur tabirle, hakkında gök kubbe altında söylenmemiş söz kalmayan bir meseleden bahsediyoruz. İsimlendirilmesinde dahi ihtilafa düştüğümüz, kiminin "Şark meselesi" kiminin "Doğu, Güneydoğu sorunu" kiminin "Kürt meselesi" kiminin "Kürt sorunu" dediği ama 1925'ten 1961'e ve 1980'den bu yana hemen hemen her siyasi partinin, her siyasi fikriyata sahip kişilerin ya da devletin ilgili kurumlarının raporlaştırdığı ama maalesef hâlâ gündemimizden atıp kurtulamadığımız bir meseleyi bu genel görüşme yoluyla Mecliste yeniden konuşmak üzere bir grup önerisi vermiş olduk.

Özellikle 1990'lı yıllardan sonra silah ve çatışmanın yoğun olduğu süreçlerde görev yapan başta rahmetli Turgut Özal, ardından rahmetli Süleyman Demirel, rahmetli Necmettin Erbakan, sonra da şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Hükûmet olduğu dönemlerde devletin ilgili birimleriyle beraber zaman zaman attıkları adımlar vardı. Elbette bunların bir kısmı düşünce, bir kısmı diyalog, bir kısmı daha da ileriye giderek müzakere ve nihayetinde müzakereden de uygulamaya geçen kimi dönemler oldu. Kamu güvenliğini hiçbir zaman riske atmadan, temel hak ve hürriyetleri sağlayarak ama silahların artık bu topraklardan tamamen silinmesine dönük adımların atılması hususundaki bütün önerileri burada konuşmamız gerektiğini düşünüyoruz.

Son olarak da Sayın Devlet Bahçeli'nin Milliyetçi Hareket Partisinin grup toplantısında bu konuyu yeniden gündeme alarak "terörsüz bir Türkiye" iddiasıyla gündeme getirmiş olmasından bu yana -yaklaşık iki aydır- elbette hep beraber görüşüyoruz. Kimileri buna samimi bularak yaklaştı, kimisi iyimser yaklaştı, kimisi temkinli iyimserlikle yaklaştı, kimisi de endişeyle yaklaştı ama asıl ve önemli olan şey şudur: Bu önerileri... Birbirimizi suçlamadan, birbirimizi düşmanlaştırmadan, birbirimizi şeytanlaştırmadan, Türkiye Büyük Millet Meclisinde herkes eteğindeki taşı döksün. Olumlu bulanlar niçin olumlu bulduğunu, endişeli bulanlar da hangi noktaları endişeyle karşıladıklarını burada Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirerek, kendi görüşlerini aktararak ortaya koysun ki bu meselenin eksilerini artılarını bir torbanın içerisine koyup günün sonunda hem milletimiz hem devletimiz için var olan faydalı bir sonucu hep beraber ortaya koyalım. Dolayısıyla endişesi olanların endişesine de hak veriyoruz, kaygısı olanların kaygısına da hak veriyoruz, bu konuda umutlu olanların umuduna da saygı duyuyoruz. Dolayısıyla -var olması gereken şey- niçin iyimser olduğumuzu, niçin kaygılı olduğumuzu en net bir şekilde burada birbirimizle bir müzakere ortamı içerisinde konuşmamız gerektiğini ifade ediyorum.

Her ağzını açan siyasi "Bu meselenin çözüm veya konuşma mercisi Türkiye Büyük Millet Meclisidir." diyor ama bu konuda bir adım atmıyordu. İşte, biz Saadet ve Gelecek Grubu olarak bu konuda bir adım atıyoruz. Gelin, bu konudaki genel görüşme talebimizi kabul edin ve bütün siyasi partilerimiz, bu sürece katkıda bulunmak isteyen ya da endişelerini paylaşmak isteyen herkes bu meşru zeminde bu meseleye nasıl yaklaştıklarını, hangi konularda olumlu, hangi konularda da endişeli olduklarını burada net bir şekilde ortaya koymuş olsunlar. Yoksa bizden öncekilerin bize miras bıraktığı sorunları maalesef biz de yarınlara sorun olarak bırakacağız.

Cumhuriyetin ilk yüzyılında elbette çok önemli kazanımlar elde ettik, birçok sorunumuzu çözdük ama maalesef 2'nci yüzyıla taşıdığımız sorunlarımız var. Bunlardan bir tanesi de dediğim gibi, kim adını nasıl tanımlarsa tanımlasın, "Kürt meselesi" olarak tanımladığımız meseledir. Bu meselenin meşru zeminlerde konuşularak çözümüne hep beraber katkıda bulunmamız lazım ki bunu artık sonraki on yıllara, sonraki yirmi yıllara taşımadan çözelim. Dolayısıyla burada özellikle Cumhur İttifakı’nın bu konuda bir görüş birliği var, bir aşamaya gelen bir süreçten bahsediyoruz. Bu, düşünce aşamasında mıdır yoksa diyalog aşamasına geçti mi, oradan müzakere safhasına geçti mi; hangi aşamada olduğu konusunda burada net bir şekilde bizleri bilgilendirirlerse bizler de bu mesele hakkındaki fikirlerimizi söylemek durumunda kalırız. Gizli tuttuğunuz zaman kimlerle nasıl iş tuttuğunuzu bilmeden yorum yapmak durumunda kalıyoruz. Oysa ne yapmak istediğinizi buradan net bir şekilde ifade ederseniz biz de endişelerimizi veya tavsiye ve teşviklerimizi söyleme imkânı elde etmiş oluruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (Devamla) - Dolayısıyla bu duygu ve düşüncelerle bu meselenin meşru bir zemin olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde enine boyuna konuşulmasına imkân vermek için genel görüşme talebimize destek vermenizi bekliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)