GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:19.11.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, saygıdeğer yurttaşlar; maalesef Türkiye'de pek çok konuyu kendi içinde, kendi ehemmiyeti dairesinde ele alma imkânımız yok. İşte bugün olduğu gibi, bir yanda askerî vesayeti samimiyetle ortadan kaldırma iddiasında olmayan, bunun yerine bu meseleleri popülist saiklerle istismar eden bir iktidar var. Diğer tarafta ise demokratikleşmeyi ya da güvenlik politikalarını barış ve özgürlükler ekseninde ele almakta neredeyse ilelebet yetersiz kalacağı umutsuzluğunu yayan çeşitli muhalefet anlayışları var. Meseleleri ağır biçimde kutuplaştırarak özgürlükçü ve demokrat bir zeminde eleştirme imkânı elimizden alınıyor. İktidarın da muhalefetin bir kesiminin de maalesef kaçamadığı bir zaaf bu. Biz meseleleri etraflıca konuşma imkânının önüne geçen "Ya o, ya bu." diye dayatan bütün bütün söylemlere mesafeli bir partiyiz. Meseleleri bu şekilde ele almayı doğru bulmuyoruz. Her şeyden evvel, partimizin üçüncü yol yaklaşımı ve felsefesi bunu gerektiriyor. Bu sıkışmayı kabul etmiyoruz. Bu sıkışmışlık Türkiye'nin demokratikleşme çabalarını baltalıyor ve toplumsal meselelerin çözümünü zorlaştırıyor. Evet, maalesef belirli toplumsal dinamikler ve aktüel güncel olaylar üzerinden sahte bir özgürlük retoriği üreten bir iktidarla karşı karşıyayız. Sözüm ona askeri vesayet karşıtı bir iktidar fakat kayyım politikaları etrafında bütün dünyanın gördüğü gibi darbeci bir anlayışı ve bu yöndeki müdahaleleri toplum hayatında süreklileştirmek için ne gerekirse yapıyor, bu ülkeyi mahvetmiş olan darbeci anlayışı yerleşik hâle getiriyor.

Bu noktada hepimize düşen görev açıktır. Türkiye'nin tarihî ve toplumsal meselelerini sahici bir demokrasi ve barış perspektifiyle ele almak, hakları ve özgürlükleri öncelemek, tarihin hatalarıyla yüzleşmek. Bu yapılmadığı müddetçe geçmişin hataları da hayaletleri de etrafımızda dolaşmaya devam ediyor. Oysa böylesine kadim bir geçmişe, halklara ve zengin kaynaklara sahip bir coğrafyada hem demokratik kurumları güçlendirebilir hem de kendi tarihsel, sosyolojik ve toplumsal hakikatimizi dikkate alarak, geçmişin hatalarıyla yüzleşerek barış içinde bir gelecek inşa edebiliriz; bunu sadece Türkiye'de değil yakın coğrafyamızda da gerçekleştirmeye katkı sunabiliriz. Demokratikleşme, yalnızca belli hakların verilmesi ya da belli yapıların tasfiye edilmesiyle sınırlı bir süreç değildir. Bu anlayışla bir yere varmak mümkün de değildir. Ancak böyle bir perspektifle, bunun dışına çıkan bir perspektifle tarihten ders alabilir ve geleceği hep birlikte inşa edebiliriz.

Teşekkür ederim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)