| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 19.11.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Teşekkkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet, kayyum bu ülkede çok şeyi yıprattı, çok şeyi bozdu, çok şeye zarar verdi; bunları uzun uzun anlattık ama bir tür kültürel soykırıma dönmüş olan uygulamaları da ben bugün burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Önce herkesin aklından çıkarmaması gereken bir şey var: Bakın, bu kayyum rejimi Anayasa'ya açıkça aykırı bir uygulama. Burada önemli oranda hukukçu milletvekili var. Açsın, herkes Anayasa’nın 127'nci maddesini okusun. Anayasa’nın 127'nci maddesinde yerel yönetimlere seçilmiş organların hangi koşullar altında görevlerinden uzaklaştırılabileceği açıkça belirtilmiş. Bir belediye eş başkanını, bir belediye başkanını veya meclis üyesini sadece ve sadece göreviyle ilgili bir suçlama nedeniyle görevden uzaklaştırabilirsiniz; bunun dışında hiçbir gerekçeyle hiçbir belediye başkanını görevden uzaklaştıramazsınız. "Bu, darbe anayasası" diyorsunuz ya, "Değiştirelim." diyorsunuz ya, bu hâldeki bir Anayasa’nın bu hükmünü bile uygulamıyorsunuz. Bakın, kayyum rejimi gayrimeşru bir rejimdir. Ben adım gibi eminim, Adalet ve Kalkınma Partisine oy vermiş seçmenlerin önemli bir bölümü de kayyum rejimini doğru bulmuyor çünkü doğrudan seçme ve seçilme hakkının ihlali anlamına gelen bir uygulamadır. Bu yüzden gayrimeşru bir uygulama. Bugün bir halk oylaması yapsanız, kayyum atadığınız yerlerdeki halka sorsanız önemli bir bölümünün buna "hayır" diyeceğini hepiniz göreceksiniz. Üçüncü şey, başta da söyledim, gerçekten kayyum artık kültürel bir soykırıma dönmüş durumda. Neden kültürel soykırım diyorum? Bakın, biz belediyelerde çok şey yaptık. Ben, sabahlara kadar, 1999'dan 2016'ya kadar neler yaptığımızı anlatabilirim; örneği yoktur, örneği yoktur. Nüfusu 2 milyonluk bir şehir ve biz her musluktan temiz içme suyu veriyoruz Diyarbakır'da, 2 milyonluk bir şehir. Bu, şu anlama geliyor: O şehrin bütün altyapı sorunlarını çözdüğümüz anlamına geliyor. Elli yıl sonrasına bile yetecek park ve bahçeler yaptık biz şehirlerimize. Kadınların eli değdi ilk defa belediyelerimize. Daire başkanlıkları kurduk. Kadın çalışmalarıyla yüz yıllık fark yarattık bu ülkede belediyelerde. Çok dilli belediyecilik anlayışı geliştirdik; ilk kez kendi ana dillerinde eğitim görebilecekleri fırsatlar, olanaklar yarattık belediyelerde. Tandır evlerine kadar aklınıza gelebilecek her konuda halkın yaşamını kolaylaştıracak işler yaptık. "Çok dilli belediyecilik" derken her belediyemizin üzerine Kürtçe, Türkçe, Arapça, Süryanice tabelalar koyduk; kendi ana dilinde istedikleri gibi konuşma fırsatı yarattık. Peki, sizin kayyumlarınız ne yaptı? Açıkça söylüyorum, saatlerce anlatabilirim, tartışabilirim; kimse bize öyle "Farklı dil ve lehçelerde eğitime olanak verdik. TRT Şeş'i açtık." falan demesin. Kürt düşmanlığı yaptınız, Kürt düşmanlığı! Kayyumların yaptığı en büyük şey Kürt düşmanlığı, saatlerce anlatabilirim. Bakın, ben birkaç tane örneği okuyayım size: 14 il ve ilçe merkezinde kurulu 21 kültür sanat merkezimiz vardı, hepsini kapattınız, hepsinin faaliyetlerini engellediniz. 3.166 kursiyer vardı, bunların hepsini kapının önüne koydunuz. 220'ye yakın sergi, eğitim, film gösterimi ve tiyatro etkinliğini iptal ettiniz. Her yıl 1.000-1.200 civarında öğrenciye kültür ve sanat eğitimi veriyordu Van Büyükşehir Belediye Başkanımız, bu çalışmaya anında son verdiniz. Yılmaz Güney Sineması'nı kapattınız. Cizre'de Berivan Kültür Merkezi'ni, Diyarbakır'da Aram Tigran Kent Konservatuvarı'nı kapattınız. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Tiyatrosu başta olmak üzere belediyeler bünyesinde faaliyet yürüten tiyatro hizmetlerinin hepsini sonlandırdınız; çalışanları işten çıkardınız, faaliyetlerini yürütemeyeceği birimlere gönderdiniz. Gürpınar Belediyesi kayyumu önce kütüphanenin adını kaldırdı, sonra da kütüphaneyi kapattı. Van'ın Çaldıran ilçesine bağlı mahallelerin isimlerinin yer aldığı Kürtçe ve Türkçe yön levhalarını söktünüz. Siirt Belediyesine ait Celadet Ali Bedirhan Kütüphanesi'ni önce boşalttınız, sonra da yıktınız. Kayapınar Belediyesi Cegerxwin Kültür ve Sanat Merkezi'ni 2012'de kurduk, on binlerce kitap vardı. Kayyumlarınızın yaptığı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan, müsaade ederseniz.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Kayapınar'daki Ahmed-i Hani Cegerxwin Kültür ve Sanat Merkezi'nin kütüphanesinde 10 bin kitap vardı, 10 bin kitabı -başka bir kavram bulamıyorum- yediniz; 9.700 tanesini kaybettiniz, sadece 300 tane kitap bıraktınız, ardından da o Kültür Merkezi'ni belediyeden alıp halk eğitim merkezine iade ettiniz. Cizre Belediyesi kayyımı kültürel amaçlı olarak kullandığımız 10 tane binayı, 2 parkı bedelsiz olarak başka kurumlara devretti.
Bakın, on beş gün önce Batman Belediyesine kayyum atandı. Ne yaptı biliyor musunuz? İlk iş, belediyenin resmî internet sitesinin Kürtçe yayınını kaldırdı; ilk yaptığı icraat bu, ilk gece. O akşam yatmadılar, kalkmadılar, belediyenin resmî "web" sitesindeki Kürtçeye tahammül edemediler.
Bunların hepsini üst üste koyun, okuryazar olan olmayan herhangi bir vatandaşa anlatın. Bunun ismi Kürt düşmanlığıdır ve kayyumlarla Kürt kültürüne karşı soykırım yaptınız diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)