Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 19 |
Tarih: | 14.11.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın izleyiciler; biraz önce aslında AKP vekili konuşmamı rahatlattı çünkü bu dönemki 2025 bütçesinin kimin için yapıldığı ve ne için yapıldığını açıkça ifade etmiş oldu.
Aslında, bu bütçede işçiyi, emekçiyi, genci, kadını görmek mümkün değil. Bu bütçenin -anlattığı gibi- sermaye sınıfını ve patronları koruyan bir bütçe olduğu açık ve nettir. 2025 bütçe planlamasının bugün için tek bir anlamı var; orta vadeli programı, bütçeyi hayata geçirmek, belki de halkımız bakımından -bildiği gibi- Mehmet Şimşek programını hayata geçirmektir. IMF ve Dünya Bankasıyla yapılan gayriresmî anlaşmaların resmîleştirilmesidir bu dönemki bütçe çünkü emperyalist ülkeler istiyor ve AKP yapıyor; patronlar talep ediyor ve AKP yapıyor.
Şimdi, bütün emekçilerin ve işçilerin, gençlerin, kadınların gözü bu bütçede, sokakta, yolda, otobüste herkes bu bütçeyi konuşuyor, asgari ücretin ne kadar olacağını soruyorlar. Bizim bakımımızdan, DEM PARTİ bakımından asgari ücretin yılda 2 kere ve gerektiği koşullarda da daha fazla yükseltilmesi ve 35 bin liranın üstünde yapılması gerekmektedir.
O nedenle, bugün yapılan konuşmaya baktığımızda da Çalışma Bakanı Işıkhan bakın ne demiş: "Sizleri rahatlatmaya, işverenlerimizin karşılaştığı zorlukları azaltmaya ve bürokratik yükü hafifletmeye yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz." demiş yani fabrikadaki yoksul işçiyi düşünen, emekçi halkı düşünen bir söz değildir. Bu söze baktığımızda, ağaçta balığın büyümeyeceğini, yetişmeyeceğini gösteren bir sözdür. O yüzden, rahatlattığı sadece patronlardır, sermaye sınıfıdır; onların ne zorluk yaşadığını burada demin AKP vekili anlattı ama işçi sınıfının yaşadığı hiçbir zorluk anlatılmamaktadır.
Tüm bunlara baktığımızda, orta vadeli programda işçilerin maaşının 15.550 dolar olacağı söylenmektedir; buna kesinlikle ekranlarda izleyenler inanmamalıdır. Bu topraklarda göçmen işçiler daha ucuza çalıştırılıyor ve gelirin yükseltilmesi, millî gelirin yükseltilmesi sağlanıyor, dolar kuru baskılanarak millî gelir yükseltilmeye çalışılıyor ama buna hiç kimse aldanmamalıdır çünkü gerçekler semt pazarlarındadır, gerçekler saat beşten sonra pazara giden, daha düşük ücretle daha az şekilde meyve, sebze almaya çalışanlardadır; evindeki yemeği üç öğün değil, bir öğüne indiren insanların sofrasındadır; uzun kuyruklar oluşturan Halk Ekmek büfelerindedir; o yüzden gerçeği görmek lazım. Gerçeğin ölçüsü 20 bin lirayı aşmış açlık sınırıdır, 65 bin lirayı geçmiş yoksulluk sınırıdır. O yüzden, 17 bin lirayı yükseltmemeyi düşünen AKP iktidarına sormak gerekiyor: Gerçekten işverenleri mi koruyacaksınız, işçi sınıfını mı koruyacaksınız?
İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - İki tarafı da, iki tarafı da; ikisini de.
ÇİÇEK OTLU (Devamla) - Gerçeğin ölçüsü, sizin için emek sömürüsü gerektiren çocuk işçiliği yaptırdığınız MESEM'lerde gizlidir.
İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Çocuk işçiliği yasak bu ülkede.
ÇİÇEK OTLU (Devamla) - O yüzden, her gün çocuklar evlerine ekmek götürmek için, ailesine biraz daha katkıda bulunmak için çalıştırılmaktadır. Tek istediğiniz MESEM'leri daha fazla artırmaktır.
İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Çocuk işçiliği yasak bu ülkede.
ÇİÇEK OTLU (Devamla) - TÜİK denilen yalan üretim makinesinin uydurduğu enflasyon rakamlarına bakmayalım, MESEM'lerde çalıştırılan ve ölen çocuklara bakalım, işçi sınıfının aldığı ücrete bakalım, gramla evine alışveriş yapan işçi sınıfına bakalım. Bizim ölçümüz 2 milyon gösterilen işsiz sayısı değil, 8 milyon gösterilen işsiz sayısıdır; kredi borcu olan, bu ülkede krediyle yaşayan ve her gün kredi borcu artan insanlardır bizim için gerçeklik ve aynı zamanda İzmir'de 5 çocuğu yanarak ölen o yoksul kadındır bizim için gerçeklik; o yüzden de bu gerçekliklere bakalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Otlu, tamamlayın lütfen.
ÇİÇEK OTLU (Devamla) - Evet, bu ülkede savaş olmasa, bu ülkede savunma bütçesine bu kadar bütçe ayrılmasa gerçekten adil bütçeden, adil vergiden, işçi sınıfının güvenli ve refah yaşamından söz edebiliriz ama savunma bütçesine geçen yıl 40 milyar dolar ayrılmıştı, bu yıl daha fazla bütçenin ne kadına ne işçiye ne gence ne yoksullara yönelik olmadığını biliyoruz; savunma bütçesi daha fazla artırılacaktır. Biz de DEM PARTİ olarak bu savunma bütçesini reddediyoruz, işçi sınıfına ait bir bütçenin yaratılmasını, kadına yönelik bir bütçenin yaratılmasını istiyoruz. DEM PARTİ'nin programında yer aldığı gibi halkçı, demokratik bir bütçenin oluşturulmasını ancak DEM PARTİ'nin bunu hayata geçirebileceğine inanıyoruz. Bu ülkedeki enflasyon yangını, bu ülkedeki savaş yangını da İmralı'daki tecridi kaldırarak ve DEM PARTİ'nin programının uygulanmasıyla çözülecektir. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)