| Konu: | Türkiye'nin çocuk karnesine, İzmir'de yaşanan olayla ilgili AK PARTİ temsilcisinin dün Genel Kurulda ifade ettiklerine, Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanına verdiği soru önergelerine ve Mecliste, çocuk çeteleriyle ilgili komisyon kurulmasının önemine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 14.11.2024 |
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye'nin çocuk karnesine tekrar bir göz atmakta fayda var, hakikaten çocuklarla ilgili durumumuz nedir çünkü gün geçmiyor ki çocukların dramıyla ilgili bir çarpıcı, bir yürek burkan tabloyla karşılaşmayalım. Mecliste ifade ettim, bir kere daha söyleyeceğim: Sadece 2023 yılında, maalesef, bu ülkede cinsel istismara maruz kalmış yavrumuzun sayısı 26 bin yani günde 70 çocuktan fazla; keza 250 bin çocuğumuz mağdur edilmiş ve 180 bin çocuğumuz da suça itilmiş veya suça sürüklenmiş. Bunlar, son derece ciddi ve medeni bir ülkede olmaması gereken rakamlar.
Öte yandan, 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'na bir göz attım, onu bir taradım çocuklarla ilgili acaba neler var diye; çok çarpıcı rakamlar kaydedilmiş. Mesela, son beş yıl içerisinde devletimizin kurumlarının yapmış olduğu birtakım faaliyetlerle, 50 binden fazla yavrumuzun sokaklarda zorla dilenciliğe teşvik edilmiş olduğu tespit edilmiş. Bu akıl almaz bir rakam ve bunların da yaklaşık 20 bininin Suriyeli olduğu ortaya çıkmış. Yani bu ülkede 50 bin çocuk eğer dilenciliğe zorlanmışsa ve bunlar sadece devlet tarafından tespit edilen rakamlarsa gerçek rakamın çok daha fazla, çok daha vahim olduğunu düşünmemiz mümkün.
Öte yandan, burada tekrar konuşuldu ama bir başka ayrıntıyı da paylaşacağım sizinle. Sadece şu anda İstanbul Tıp Fakültesinde AIDS tedavisi gören 100 yavrumuz var. Üniversiteyi aradım, konuştum; son derece ciddi bir durum bu. Bunların bir kısmının anneden geçmiş olabileceği ama önemli bir kısmının da cinsel istismar yoluyla geçmiş olabileceği söyleniyor; kesin kanıt yok. Bu, gerçekten son derece vahim bir tablo; bunun üzerine çok samimiyetle ve iyi niyetle gidilmesi lazım. Öte yandan, yine basına yansımadı ama oradaki temaslarımdan edindiğim bir başka şey; maalesef, cinsel istismar münasebetiyle yani AIDS münasebetiyle değil cinsel istismar münasebetiyle geçtiğimiz günlerde orada bir yavrumuz maalesef hayatını kaybetti. Bunlar son derece vahim, son derece ciddi şeyler.
Öte yandan, Tip 1 diyabet ve Diyabet Günü münasebetiyle genel diyabet anlamında konuşmalar yapıldı. Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz haftalarda biz o Tip 1 diyabetli çocukların dramları araştırılsın diye buraya İYİ Parti olarak bir araştırma önergesi verdik ama reddedildi, malum gerekçelerle reddedildi. Tekrar teyiden söylüyorum: Türkiye'de Tip 1 diyabetli 30 bin yavrumuz var. Gerçekten çok zordur Tip 1 diyabetle yaşamak, komplikasyonları çok ağırdır; göz kayıpları, kalp damar hastalıkları, bacak, ayak kayıpları, böbrek problemleri. O zaman da ısrarla söyledik, bir kere daha söylüyorum: Sekiz yıldır Tip 1 diyabetle ilgili dernekler, vakıflar, başta Maliye Bakanı olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Sağlık Bakanına ulaşıyorlar "Bunların sensör paralarını verin." diye. Maalesef verilmedi, verilmedi, verilmedi! Israrla "Üzerinde çalışıyoruz." deniliyor. Allah aşkına, artık bu çalışmaya bir son verin, çalışmanız devam etsin bir taraftan ama bu çocukların bu dramlara, bu tabloya maruz kalmalarına izin vermeyin ve bunların lütfen sensör paralarını verin. Hatta onların şeker ölçüm çubuklarının bile -az önce Sayın Emir ifade etti- yüzde 40'ının parasını veriyor devletimiz. Allah aşkına, bunlarla ilgili lütfen gerekli önlemleri alın.
Dün burada yoktum ama dışarıdan izledim. AK PARTİ'nin değerli temsilcisi İzmir'de yaşanan olayla ilgili birtakım açıklamalar yaptı ve birtakım hassasiyetleri de ortaya koydu; teşekkür ediyorum kendisine.
18 defa ziyaret edilmiş. Bakın, bir eve 18 defa gidilmişse devlet kurumları tarafından ve o evde olan biten anlaşılamamışsa, gözlenememişse ve öngörülememişse burada çok ciddi bir dram vardır, çok ciddi bir problem vardır. Şunu diyemeyiz: "Baba cezaevinde, anne işte çalışıyor. Biz para verdik ama buna rağmen çalışıyor." İşte, anne de açıklama yaptı, söylenilen para verilmemiş, 4 bin lira veriliyormuş. Paradan ziyade devletin bu çocuklara sahip çıkabilmesi, bu çocukların o mekânlarda yaşayamayacaklarına dair bir öngörüsünün olması ve bununla ilgili önlemleri alması gerekiyordu; burada açık bir zafiyet var.
Öte yandan, Özlem Hanım, belki cevap verirseniz ben de yorum yapacağım ama dün bir şey söylediniz, dediniz ki: "Bir yasal değişiklik..." Koyun ortaya; ya biz koyalım ya siz koyun, beraber bu işin üstüne gidelim. Devlet, çocukların kaderini sorumsuz insanlara bırakamaz. Devletin burada bir otoritesinin olması lazım, bir gücünün olması lazım. O mekân uygun değilse, o çocuklar iyi beslenemiyorsa, iyi eğitim alamıyorsa, iyi bakılamıyorsa devletin bunları himayesine alabilmesi lazım. Yasal eksiklik varsa ve bundan şikâyetçiyseniz "Biz yirmi iki yıldır düşünmedik." diyorsanız buna da saygı duyuyorum; gelin, beraber düzeltelim. Ortada vahim bir durum var, 5 yavru maalesef dumanda boğularak hayatını kaybetti.
Şimdi, gelelim devletimizin yaptıklarına. Bakın, ben müteaddit defalar soru önergesi verdim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, lütfen.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Sayın Başkanım, önemli birkaç konuya değineceğim.
Ben müteaddit defalar soru önergesi verdim. Kime verdim? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanına. Bunlardan bir tanesi -bakın, İzmir'deki olayın bir başka versiyonu- Balıkesir çocuk yuvasındaki çocuklar uyuşturucu kullanan birtakım yetişkinler tarafından kaçırılıyor bir yılbaşı gecesi, bir eve götürülüyor ve orada çıkan yangında onu kaçıran hayatını kaybediyor, çocuklarımız da günlerce yoğun bakımda kalmak zorunda kalıyor. Soruyorum Aile Bakanına ne oldu, bana bir izahat verir misin diye; cevap yok. "Ben seninle muhatap olmam." diyor.
Öte yandan, yine, Zonguldak Kozlu'da, bakın, burada devlete emanet edilmiş bir yavruya orada çalışan birisi tecavüz etmiş; belgeleri var, soruyorum. Sayın Bakan, kayıtlara geçmesinden korkuyorsan hiç olmazsa aç bir telefon da "Turhan Bey veya Sayın Vekil, durum böyledir." de ve orada yapılmış tecavüzle ilgili... Ki belli, kanıtları var, belgeleri var, hem de orada çalışan birisi tarafından gerçekleştirilmiş ama ne yazık ki Sayın Bakan muhatap alıp cevap dahi vermedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çömez.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Daha geçtiğimiz günlerde, birkaç hafta önce yine bu kürsüden konuştum ve dedim ki: "Bakın, Sayın Bakan, Niğde'de çocukevinden çok vahim haberler geliyor, orada çocuklara sistematik bir şekilde işkence yapıldığına dair bilgiler geliyor. Oradaki kamera kayıtlarının Valiliğin elinde olduğuna dair çok önemli bilgiler geliyor. Bunun üstüne gidecek misiniz?" Yine cevap yok ama bu sefer kendisine müteşekkirim, Meclis kürsüsünden yaptığım bu çağrıya da cevap vermiş belli ki 14 kişi tutuklanmış. Şimdi, tabiatıyla, bu konuyu ciddiye almamız lazım, bu konuyu polemik meselesi yapmak niyetinde de değilim, yapılmamalı da zaten ama ortada bir sorun varsa üstüne gidilmesi lazım, ihmallerle ilgili çok ciddi çalışmalar yapılması lazım.
Uzatmadan bir başka konuya daha geleceğim müsaadenizle Sayın Başkanım.
Bakın, Mecliste çocuk çeteleriyle ilgili bir komisyon kuruldu, çok doğru bir adım. Bu Komisyonun üyesi olmamakla birlikte elimde inanılmaz belgeler var, bilgiler var; bunların hepsini o Komisyonla paylaşacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çömez.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Doktor arkadaşlarımla da görüştüm.
Buradan savcılığa ve mahkemenin görüldüğü mahkemeye de çağrı yapıyorum: Çağırın beni -bakın, Meclisten çağrı yapıyorum- elimde akılalmaz belgeler var o hastanelerle ilgili. FETÖ üyesi olduğu bilinen bir doktor kaçak isimle çalıştırılmış; bu doktor o hastanede "Gen Terapi Merkezi" adı altında kaçak bir ünite kurmuş, orada kadın doğum doktorlarıyla ameliyata girerek bebek kordon kanlarını almış ve yurt dışına göndermiş. Yine, Tekirdağ'da bir kadına tecavüz ettiği için on iki yıl ceza almış bir doktor bu hastanede kaçak olarak çalıştırılmış. Dava dosyasına girmemiş çok sayıda vakanın belgelerini topladım. İnanılmaz dramlar var ve maalesef, orada çalışan çete üyelerinin kendi aralarında yapmış oldukları iletişimlerde korkunç gerçekler ortaya çıktı. Meclisin şu anda zamanını almak istemiyorum, detaylara girmeyeceğim ama bu konunun üzerine Meclis kararlı bir şekilde gitmeli çünkü ortada çok vahim bir tablo söz konusu.
Son bir notum daha var bu çocuk çeteleriyle ilgili.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim, burası önemli Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum.
2016 yılında bir çalışma başlatılmış ve çok önemli bir teftiş raporu elime geçti. Bu çalışmayı başlatan da Sayın Davutoğlu, teşekkür ediyorum kendisine. Bu rapor mayıs ayında tamamlanmış. Çok vahim şeyler var bu raporun içerisinde. Bugün bizim "bebek çetesi" dediğimiz bütün gerçekler o gün bu rapora yazılmış ve o rapor -acaba kim var arkasında, kim üstünü örtmek istedi- kapatılmış, karartılmış. Ardından, üç sene sonra yeni bir rapor daha yazılmış, aynı rapor -şu anki Sayın Bakan o zaman İstanbul İl Sağlık Müdürü- gene kapatılmış. Bunların üzerine tek tek gidilmesi lazım, son derece vahim belgeler var. Dolayısıyla, bunu bir siyasi polemik konusu yapmadan bu konunun üstüne gitmek lazım.
Son bir şey daha paylaşacağım sizinle. Bakın, Avukat İrem Çiçek, son derece saygın bir avukat, bu konunun üzerine gitti. "Yanlış bilgilendiriyorsun." dediler, kendisini mahkemeye davet ettiler ve şu anda ev hapsinde; bu kabul edilemez, bu ülkenin saygın bir hukukçusu bir çetenin üstüne gitti diye ev hapsine maruz bırakılamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, lütfen
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bu konuda da sorumluları artık daha medeni, daha hakkaniyetli ve daha hukuki davranmaya davet ediyorum ve hepinize teşekkür ediyorum.