GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ahıska sürgününün 80'inci yıl dönümüne, Dünya Diyabet Günü'ne, Sezai Karakoç'un vefat yıl dönümüne, Kıbrıs'a ve gündeme gelen konserlere ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:14.11.2024

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ahıska sürgününün 80'inci yıl dönümü. Ben de ailem de yüzyılın başında Osmanlı-Rus harbinde Kafkaslardan göçen bir ailenin çocuğu olarak tabii, Kafkas sürgününün, Ahıska sürgününün ne kadar ızdıraplı yolculuklar olduğunu ailelerimizden biliyoruz. O tarihlerde bu zalim sürgünde binlerce insan, yaklaşık 83 bin insan yollara düştü; bu insanların 17 bini yolda hayatını kaybetti, 30 bini gittikleri yerlerde hayatını kaybetti. Tabii, 1944'teki dünya nüfusunu düşünerek bu rakamları kafamızda tahayyül etmek lazım. Çok ızdıraplı bir yolculuk. Ülkemizde de binlerce Ahıskalı kardeşimiz yaşıyor ve...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - ...hâlâ bu sürgünü, o çileyi çok net anlıyorlar, yâd ediyorlar. Biz de buradan bu ızdırabı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Fakat yüzyıllara rağmen dünyanın sürgünleri, savaşları değişmiyor yani zaman zaman ümidimizi yitirmekle beraber, her şeye rağmen direnmenin, ümit etmenin tek ilaç olduğunu düşünüyorum bu olaylar karşısında.

Şimdi, arkadaşlarım da bahsettiler -benim bir mavi kurdelem yok ama varmış gibi farz edelim- bugün Dünya Diyabet Günü. Çok önemli bir rahatsızlık, bütün dünya için önemli bir rahatsızlık. Biraz evvel sağlıklı bir veri vermek için Sağlık Bakanlığındaki arkadaşlarımla konuştuğumda, şu anda hâlihazırda Sağlık Bakanlığının bütçesinin sadece yüzde 12'sinin direkt olarak diyabet hastalarına ayrıldığını öğrendim. Ama diyabet hastalığı öyle bir rahatsızlık ki -hekim arkadaşlarım çok daha vâkıflar- pek çok hastalığa bir zemin oluşturuyor. Öyle olduğu için de kronik hastalıkların gelişmesinde önemli bir altlık, önemli bir rahatsızlık ve bütün kronik hastalıklar da baktığımız zaman bizim sağlık bütçemizin yüzde 75'ini oluşturuyor. O yüzden, diyabetle ilgili ön alıcı tedbirlerin, beslenme alışkanlıklarından bu hastalığın ilerlemesini önlemeye dair, başta aile hekimlerimizle olmak üzere bu konuya dair koruyucu sağlık hizmetinin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz ve bu anlamda da tüm diyabet hastalarına acil şifalar diliyoruz. Her yaş grubundan, çocuklar da dâhil olmak üzere farklı formlarda diyabet hastaları var. Onları da bugünlerinde bu zorlu hastalıkları konusunda hatırlayarak neler yapmamız gerektiği üzerine, belki de bu konular üzerine Genel Kurulda daha fazla konuşmayı ben de öneriyorum.

Şimdi, Kasımın 16'sı, bizlerin hayatında çok büyük yeri olan Sezai Karakoç'un vefat yıl dönümü. Nurettin Alan Bey bizim İstanbul Milletvekilimiz, kendisi aynı zamanda Tokatlı, yine Tokat Milletvekilimiz Mustafa Arslan Bey'in de stajyeri bir avukat; biz o yüzden kendisiyle gurur duyuyoruz. Senelerce Rahmetli Sezai Karakoç'la beraber çalışmış da bir arkadaşımız. Tabii, Sezai Bey'in bence en önemli özelliği... Bence "diriliş" kelimesi onun kelimesi. Hani, bazen bazı kelimelerle anılırsınız; "diriliş" kelimesi de Sezai Karakoç'la bence en tepe noktaya ulaşmıştır. Tabii, bu kelimeleri telaffuz etmek kolay ama Sezai Bey bence hem eylemde hem de ruhta dirilişini inşa etmiş bir insandı, öyle yaşıyordu. Geçen, tamamen bir tevafuk, Şehzadebaşı Camisi'nin önünden geçiyordum, çok sevdiğim 2 avukat arkadaşımın Sezai Bey'in mezarını aradığını gördüm, dediler ki: "Burada defnolundu." Kendisinin de Şehzadebaşı Camisi'yle alakalı mükemmel bir şiiri var. Ben de onların vesilesiyle naaşının olduğu, mezarın olduğu yere gittim ve çok etkilendim yani nasıl yaşarsanız hakikaten öyle ölüyorsunuz. Benim kendime de hep duamdır; inandığımız, yaşadığımız gibi Allah ölmeyi de nasip etsin ve hiç kimsenin bilmediği, görmediği bir günde yanınızda Fatiha okuyan insanlar nasip etsin. Çok değerli bir insan, kendisini rahmetle yâd ediyorum.

Şimdi, tabii, Kıbrıs meselesi bizim için çok önemli bir mesele. Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızla benim de ilk defa Kıbrıs'a gitme imkânım oldu. Çok etkilendim gerçekten oradaki mücadeleden, insanların direnişinden. Kıbrıs'ta kadın-erkek herkesin Kıbrıs'a olan ve Türkiye'ye olan bağlılığından etkilenmemek mümkün değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Aynı şekilde, tabii, rahmetli doktor Fazıl Küçük -onun da çok etkileyici bir hayatı var- ve Rauf Denktaş; bütün hayatlarını bu mücadeleye adamış insanlar. Türkiye'den giden... Başta, tabii, rahmetli Bülent Ecevit'i ve Necmettin Erbakan'ı da buradan rahmetle yâd ediyorum, çok önemli bir şey onların yapmış olduğu; Kıbrıs Barış Harekâtı onların öncülüğünde gerçekleşti ve devamında bunlar gelişti. Ve tüm emeği geçenlere, bu konuyla ilgili hayatını vakfedenlere, şehit olanlara, gazilerimize hem rahmet hem de bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

Şimdi, konuşulurken konserler gündeme geldi. Konserler hangi vesileyle olursa olsun -kendim de müzikle ilgilenen bir insan olarak- ister millî bayramlarda ister sair sebeplerle konserlerin olması fevkalade önemli; olsun, her anlamda olsun, her müzik zevkine hitap eden şekilde olsun.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bazen belediyelerin, bazen Kültür Bakanlığımızın aslında böyle pek çok etkinliği var. Buradaki itirazın herhâlde konserlere olmadığını hepimiz biliyoruz yani buradaki mesele bu konserlerin nasıl icra edildiği.

Bu konserler üzerinden yapılan soruşturmalarda... Kaldı ki -doğru okuduğumu düşünüyorum- Ankara Büyükşehir Belediyesi kendi içinde de bir soruşturma başlattı "Bu konserler yapılırken acaba hacminden fazla, gereğinden fazla para mı harcadık, ücret mi ödedik, burada bir suistimal mi var?" diye. Nasıl kurumların içerisinde böyle bir denetim mekanizması varsa çok tabii olarak, genele şamil olarak da böyle bir şey var mıdır, suistimal var mıdır; bunu görmek çok önemli. Bunların, kültürel etkinliklerde harcadığımız bütçelerin de doğru olarak, efektif olarak kullanılması son derece önemli diye düşünüyorum.

Ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.