GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çocuk Hakları Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:14.11.2024

ELİF ESEN (İstanbul) - Sayın Başkan, Kıymetli Genel Kurul, Genel Kurulun değerli üyeleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Tam bir yıl evvel Dünya Çocuk Hakları Günü'nde Türkiye Büyük Millet Meclisi basın kürsüsünde bir cümle kurmuştum: "Bu Meclis her zamankinden daha fazla çocukların Meclisi olacak." Bu bir yılda çocukların tüm toplumun vicdanını parçalayan durumlarla yüzleşmesinin utancıyla konuşuyorum bugün burada.

Narin'i kaybettik ve sadece onu değil tam 153 çocuğu daha Narin'le aynı kaderi paylaşmış olarak kaybettik ama duymamışız, hâlen dosyaları devam ediyor. Yenidoğan çetesi gibi kelimelerle ifade edemediğim korkunç bir çeteyle, skandalla bebeklerimizi kaybetmişiz. Eli kanlı çetenin dümeninde yenidoğan sağlıklı çocuklarımızı bile koruyamadığımız ortaya çıktı. Daha bu sabah 13 yaşında bir çocuğumuzun istismar sonucu HIV kaptığı için öldüğü haberini aldık. Sadece İstanbul Tıp Fakültesinde şu anda takip edilen 100 HIV yani AIDS, HIV pozitif çocuk var; bu çocukların 20'sine virüs cinsel yolla bulaşmış, 1'i istismar vakası. Türkiye'de şu anda bilinen, teşhisi koyulan 250'ye yakın HIV pozitif çocuk var. Birkaç gün evvel ise 5 yaşından küçük 5 çocuğumuz anneleri hurda toplarken yalnız kaldıkları barakanın yanmasıyla can verdiler.

Burada AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Özlem Zengin'in "Her şey parayla mı ilgili?" dediği konuşması büyük tepki topladı. Sayın Zengin'in "Her şey parayla ilgili değil." sözü doğru fakat eksik çünkü derin yoksulluğa, yoksunluklara giden yolda yani parasızlığa açılan o geniş koridorda önce neler var, onları bir hatırlayalım: Madde bağımlılığı ve uyuşturucu ticaretinin yayılmasıyla yaşananlar, hapse giren anne-babaların çıktısı olarak suça eğilim ve yoksul kaldığı için gasba, madde-hırsızlık döngüsüne sokulan çocuklar. Yani bizim parasızlıkla savaşırken önce maddeyle savaşmamız lazım. Çocuklarımızı ve ailelerini bu bataktan koruyacak, maddeyle savaş politikaları ve kamu birimleri var mı? Yok. Daha doğrusu, doğru şekilde ve yeterlilikte yok, bunda anlaşmak lazım.

Diğer taraftan "tasarruf tedbirleri" adı altında engelliler "kısıtlı" kavramıyla ayrıştırılıp destekleri kesiliyor, bakım verenleri zor durumda kalıyor; çalışamıyor, yoksulluk derin yoksulluklara dönüşüyor. Zaten yoksul çocuklar okullardaki hijyen sorunlarıyla hastalığa itiliyor. Aşı eksikleri nedeniyle toplum hastalık ve bakım masrafları altında eziliyor.

Mesele para değil, evet, mesele o parasızlığı oluşturan kötü politikalar ve kötü yönetim. Sayın Zengin o gün manşet olan cümlesinden önce "Paranın dışında bir sürü sorun var. Gelin, hep birlikte çözelim diyorum." demişti. Sayın Zengin, sayın üyeler; ben de size şunu söylemek istiyorum: Mecliste partilerüstü davranacak güçte, vekilleri bir araya toplayarak uzmanların, hukukçuların, STK'lerin destekleriyle çocuk konusunu sil baştan ele almak üzere harekete geçtik.

Sayın Zengin, ben sizin -kendisi her ne kadar burada yoksa da muhtemelen arkadan haberi olacaktır diye düşünüyorum- davetinize, teklifinize icabet ediyorum. Size de ben teklif ediyorum; iktidar çocuk hareketinden kaçmasın, muhalefetle birlikte çocuk konusunda uyumlu davransın, bir masa etrafında çalışmayı kabul etsin. Vekiller arası çatışmalar çocuklar için birleşmeye engel olmasın; aksine, bu çatışmalar sonuçları ortaya çıkarsın. Çocuklara dair verilen her teklifi reddeden bir iktidar var. İstiyorsunuz ki: "Her şeyi biz kendimiz yapalım." Olmuyor, olamaz da; çocuklarımızı kaybediyoruz bu süreçte.

Değerli Genel Kurul üyeleri, bakınız, 19 Kasımda Türkiye Büyük Millet Meclisinde "Çocuk Hareketi"yle eğitim, sağlık, hukuk komiteleri buluşuyor. Milletin ve çocukların vekili olarak partilerüstü güçlü bir duruşla ben o gün ve sonrasında çocuklar için çalışmayı kabul ediyorum. Muhalefet iktidar demeden "Milletimize çocuklar için yan yana duracağımızı kanıtlamak istiyorum." diyen tüm vekillere sesleniyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Esen.

ELİF ESEN (Devamla) - Ben bu hareketin fikir annesiyim ama sahibi değilim, gelin, hep birlikte sahip çıkalım. Bugün bu kürsüye çıkmadan evvel "Çocuk Hareketi"nin danışma kurulundaki çocukları ağırladık ve şu an dışarıda, Meclisin lobi kısmında oturuyorlar. Bu pırıl pırıl çocukların Genel Kurula ve tüm topluma bir mesajı var: "Tüm dünyada çocukların başlarına gelenleri dehşet içinde izliyoruz. Bir savaş bile olmadan ülkemizde çocukların başlarına gelenlerden ürküyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün kuruluşunu bize armağan ettiği bu Meclis bizim, sizden sonra bizler olacağız. Lütfen bizleri düşünerek hareket edin, bize örnek olun ve bizim için ayrışmadan, inanarak ve yan yana mücadele edin."

Değerli üyeler, bu ülkenin gerçek bekası çocuklardır. Ülkemizin bekasını maddeye, kumara, çetelere, zorbalara, yoksulluğa, arsızlığa kurban edemeyiz. Hepinizi "Çocuk Hareketi"ne davet ederek sözlerime son veriyorum.

Saygılarımla. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)