GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:13.11.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri ve değerli halklarımız; sizleri saygılarımla selamlıyorum. Bir selamı da cezaevinde direnen yoldaşlarıma göndermek istiyorum.

Biliyorsunuz, içinden geçtiğimiz çok yoğun bir süreç söz konusu. Kayyum direnişlerine omuz veren, orada direnen bütün yoldaşlarımı saygılarımla selamlıyorum ve direnişin mutlaka kazanılacağını da buradan tekraren belirtmek istiyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Görüşmekte olduğumuz Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin geneli üzerine söz almış bulunmaktayım.

Kanuna geçmeden önce, İzmir'de yaşanan trajedide kaybettiğimiz Fadime Nefes'i, Funda Peri'yi, Aslan Miraç'ı, Masal Işık'ı, Aras Bulut'u anarak başlamak istiyorum. Plastik ve hurda toplayarak kendisinin ve çocuklarının geçimini sağlayan anne topladığı hurdaların parasını almak için evden çıkıp geri döndüğünde 5 çocuğunun elektrikli sobanın devrilmesi sonucu çıkan yangında hayatını kaybettiğini öğrenmiştir.

İçinde bulunduğumuz dönem yoksulluğun açlığa evrildiği bir dönem. Her şeyin bir paraya bağlandığı, bütün meselenin, bu problemlerin olmasının sebebinin parasal sebepler olmadığı söyleniyor ya, toplumun nasıl bir girdabın içinde olduğunu unutamadığımız isimlerle anlatmaya çalışacağım. Hatay Valiliği önünde "Çocuklarım aç." diyerek kendini ateşe veren Adem Yarıcı'yı, Samsun'da bir eline "iş" diğer eline de "aş" yazarak hayatına son veren Metin'i, Şırnak Cizre'de yardım istemek için gittiği kaymakamlık binasının 4'üncü katından atlayarak yaşamına son veren Nezir Kılıç'ı, 26.450 lira borcunu ödeyemediği için yaşamına son veren 2 çocuk babası Halit Yılmaz'ı, çocuklarına uzaktan eğitim için tablet alamadığından intihar eden Orhan Erten'i, geçim sıkıntısı yaşayan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Hakan Taşdemir'i, Van'da ekonomik sorunlar yaşayan ve iş bulamayan inşaat ustası 6 çocuk babası Orhan Aldırma'yı, Kocaeli'de lisede okuyan çocuğuna istediği pantolonu alamadığı için bunalıma girerek yaşamına son veren İsmail Devrim'i ve daha nicelerini unutmadık. Yaşarken sözlerini söyleyemeyenler sözünü söylemek ya da sesini duyurmak için, aslında yaşayabilmek için gerekli olan temel araç ve mekanizmalardan hak ettikleri ölçüde yararlanamayan yoksullar hem ilk hem de son sözlerini ölerek söylemiş oluyorlar. Bu ölümler ne yazık ki paraya bağlanan meselelerden. Böylesi geniş bir yoksulluk çerçevesinin içerisinde birbirine bağlanan ve birbirini hatırlatan pek çok olayı anmak mümkündür; yoksullukla baş edemeyip intihara sürüklenen kadınlar ve kendini alenen yakan ya da intihar eden erkekler girdiği gibi, zorlu doğa, hava koşullarından kurtulmak için gerekli mekanizmalara ya da ilaçlarını, tedavilerini karşılayacak imkâna, güvenceye sahip olamayan insanlar hatta bunlara ilaveten, beslenme yetersizliğiyle karşı karşıya kalan ve beslenemediği için ölen çocuklar da giriyor. Göç, yerinden edilme, kentsel dönüşüm, etnik ayrımcılık, bunların getirdiği derin yoksulluk gibi nedenlerle toplumsal ve mekânsal dışlanmaya maruz kalan insanların hikâyelerinden birkaçı bunlar. Yoksulluk içinde branda ve naylon kaplı çadırlarda; ocağın, odunun olmadığı yerlerde, derme çatma barakalarda, evlerde yaşayan yüz binlerce çocuk var. Yoksulluk sebebiyle intihar eden yüzlerce, binlerce insanımız var dolayısıyla bu sorunlara doğru yerden yaklaşıp, neden sonuç ilişkilerini doğru koyup yoksullukla mücadele edilmesi, sosyal adaletin sağlanması, gelir dağılımının düzeltilmesi, yoksullukla mücadele edecek bir programın üretilmesi gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, bizler bütün kanun tekliflerinde aynı cümleleri söyledik, aynı cümleleri söylemeye devam ediyoruz. Getirdiğiniz torba yasalar halkın beklentilerini karşılayacak düzeyde değil. Az önce bahsettiğimiz yoksulluk bu ülkenin en derin, en kötü sonuçlara yol açıcı, en kıyıcı sorunu olarak hâlâ önümüzde durmaktadır.

Getirilen bu torba yasaya geçtiğimizde bütün torba yasalarda olduğu gibi bir Anayasa'ya aykırılık durumu söz konusu; belirlilik, kanunilik ilkeleri tamamen göz ardı edilmiş. Ben sekizinci yargı paketinde ilk söz alırken çorba yasa demiştim, yine maalesef ki ismine noterlik kanunu dediğimiz bir çorba yasayla karşı karşıyayız. Çorba yasa dememizin nedeni şu: Hem noterlik düzenlemesini içeriyor hem avukatların ve stajyer avukatların sorunlarına ilişkin düzenlemeleri içeriyor hem de casusluk gibi önceden etki ajanlığı olarak getirilen maddeyi içeriyor. HSK yapısını düzenlemeyi içeriyor, başsavcı vekillliklerinin kıdem şartının kaldırılması durumunu içeriyor, kadınların boşanmadan sonraki durumlarını içeriyor, yine esnaf ve sanatkârların oda seçimlerinin nisabını düzenleme durumunu içeriyor, cezaevlerinde görülecek olan eğitim öğretimin iyi hâlli olma koşuluna bağlanması durumunu da içeriyor. Bu nedenlerle bu torba yasaların biz olumlu olan düzenlemelerine maalesef ki torba yasa mantığı olduğu için "evet" oyu kullanamıyoruz ve burada hepsi üzerinde maalesef ki "hayır" oyu kullanıyoruz. Biz Komisyonda defaatle dile getirdik, "Sayın arkadaşlar, bir düzenleme yapacaksak bu düzenlemeyi bütün muhalefeti dinleyerek, halkın ortak çıkarları için gelin hep beraber, bütün hukukçuların onay vereceği bir şekilde burada düzenleyelim, Komisyondan geçirelim, Genel Kurulun takdirlerine sunalım." dedik ancak maalesef ki... BAŞKAN - Sayın Milletvekili, bir saniye lütfen. Sayın milletvekilleri, Amerika Birleşik Devletleri Müslüman Organizasyonları Konseyi Başkanı Usama Cemal ve beraberindeki heyet Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'la birlikte Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir, kendilerine Meclisimiz adına hoşgeldiniz diyorum. (Alkışlar) Buyurun, devam edin.

ONUR DÜŞÜNMEZ (Devamla) - Ben de hoşgeldiniz diyorum. Maalesef ki geldiğiniz bugün, torba yasanın konuşulduğu bir gün, Meclisimizin çok da güzel düzenlemeler yapmadığı bir gün.

Az önce değerli milletvekillerine bir sunuşta bulundum, dedim ki: Bu yasa teklifinde güzel düzenlemeler de var ancak ne yazık ki torba yasa olduğu için biz buna tümü üzerinden "hayır" oyu vermek zorundayız. Bu zorunlulukları da az önce anlatmaya çalıştım ama bir kısmının detayına inmekte fayda var.

(AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ONUR DÜŞÜNMEZ (Devamla) - Herhâlde misafirlerimiz gittiği için arkadaşlar alkışladı.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sizi de alkışlayacağız.

ONUR DÜŞÜNMEZ (Devamla) - Ya, bizi de alkışlayabilirsiniz çünkü bu toplumun yararına olan düzenlemeleri konuşuyoruz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Az önce bahsettiğimiz yoksulluk, yoksunluk sorunları aslında burada konuşulacak, burada tartışılacak, burada düzeltilecek şeyler.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Doğru.

ONUR DÜŞÜNMEZ (Devamla) - Ama ne yazık ki sizler kapalı kapılar ardında bunların hepsini kendi oy artırma, kendi politikalarınız düzeyinde dile getirerek toplumu bir şekilde bu yasal düzenlemelere, torba yasa düzenlemelerine boğmaya çalışıyorsunuz. Biz, sizin bizi çekmeye çalıştığınız gündemlere gelmiyoruz, bizim temel gündemimiz açlık ve yoksulluktur. Temel gündemimiz, bu ülkede çocuklar daha iyi bir geleceğe nasıl sahip olur, çocuklar nasıl katledilmez, bunun önüne nasıl geçeriz; bunları tartışmaktır. Temel gündemimiz iş, aş ve ekmektir. Daha sonrasında, bu ülkenin en önemli gündemi olan adalettir. Bu ülkenin en önemli gündemi olan hukuk devleti olma ilkesidir. Bu ülkenin en önemli değeri olan devletin, adalet mekanizmasının dağıtıcısı olarak yargı bağımsızlığının burada sağlanmasıdır. Biz, bunlar üzerine konuşma yaptığımızda, eminim ki sizler de başınızı yastığa koyduğunuzda, vicdanınızla baş başa kaldığınızda bütün bir muhalefeti içten içe alkışlamak istiyorsunuzdur ama ne yazık ki sarayda yapılan kanunları burada bir virgülünü bile değiştirmeden getirmek zorunda kaldığınız için sadece burada el kaldır, el indir ve galibiyet naraları atarak sanki olumlu düzenlemeler yapmışçasına alkışlamalara alışıksınız. Bizim sizden bir alkış talebimiz yok. Ben de misafirleri geldikleri için alkışlamıştım, gittikleri için de değinmek istediğim konu buydu.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu torba yasada değinmemiz gereken önemli durumlar var demiştim; bu durumların başında bence en önemli olması gereken konu, cezaevlerindeki hak ihlallerini gidereceğimize cezaevlerine ilişkin önemli bir düzenleme getiriyoruz, güzel bir düzenleme getiriyoruz ama onu da iyi hâlli olma kriterine bağlayarak gerçekten Anayasa'da tanınmış olan eğitim hakkına bir darbe vuruyoruz.

Sayın milletvekilleri, değerli arkadaşlar; bizler toplumun beklentileri olan yasal düzenlemeleri hem komisyonda hem Genel Kurulda yapmakla mükellefiz. Ben bir avukat olarak daha önceki yargılama pratiklerine bakıyordum; Meclis bir kanun yapmışsa bunun gerekçesinde ne anlatılmak istenmiş, belki bizim bilmediğimiz ama gerekçelerde o satır başlarına konulmuş önemli düzenlemeler var diye çok dikkat ediyordum kanun gerekçelerinin neyi içerdiğine ilişkin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ONUR DÜŞÜNMEZ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Düşünmez.

ONUR DÜŞÜNMEZ (Devamla) - Ancak maalesef ki -bir buçuk yıldır edindiğim deneyimle- üzülerek söylüyorum ki kanun gerekçelerinin hiçbir geçerliliği yok çünkü gerekçeler de kanunun kendi düzenlemesi gibi baştan savma ve anlaşılabilir durumda değil.

Başta da demiştim hukuki belirlilik ilkesinin çok önemli olduğunu, Komisyonda da dile getirdik. Bizler hukukçular olarak bu yapılan yasa tekliflerini, yasa metinlerini anlamak durumunda olduğumuzu biliyoruz, bunları böyle ele alıyoruz ancak hukukçuların dahi anlamadığı, bunlarla karşı karşıya kalan vatandaşların ise hiçbir şekilde anlayamayacağı düzenlemeler getiriyorsunuz. Kanuni belirlilik ilkesine uymuyorsunuz, ölçülülük ilkesini göz ardı ediyorsunuz, torba yasa mantığıyla bütün kanunları iç içe geçirip murat ettiğiniz, o satır aralarına gizlenmiş kanun maddelerini geçirmeye çalışıyorsunuz. Biz Komisyonda bunlara ilişkin sözümüzü söyledik, burada da Genel Kurulda da söylüyoruz; bu maddeleri geçiremeyeceksiniz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)