Konu: | Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 18 |
Tarih: | 13.11.2024 |
MHP GRUBU ADINA MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 164 sıra sayılı Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'yi kudretli bir devlet hâline getirecek idari, hukuki, ekonomik ve siyasi tüm reformları hayata geçirmek, insan hak ve hürriyetlerini mümkün olan en geniş boyutta temin etmektir. Milliyetçi Hareket Partisinin akıllı devlet anlayışı, her milletin tarihî ve kültürel özellikleri, değerleri, yönetim şekli gibi nedenlerle farklılık arz eden gerçeklikleri çerçevesinde hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyal alanda Türk milletine özgü politika ve programları ortaya koymayı öngörmektedir. Bu doğrultuda, alışılagelmiş modeller, başka milletlere özgü çözümler yerine, her alanda millî önceliklerimize ve milletimizin özelliklerine uygun çözümler ve yöntemler geliştirme kapasitesinin ehemmiyetine her fırsatta vurgu yapmaktayız. Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonu her geçen yıl genişlemekte; reformist, dinamik ve başarılı bir şekilde etkinliğini sürdürmektedir.
Konuşmama görüşülecek olan kanun teklifinin muhtevasının ve öneminin altını çizerek devam etmek istiyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, görüşülecek olan kanun teklifiyle birlikte yapılan düzenlemeleri, milletimize ve devletimize duyduğumuz derin bir sorumlulukla ele aldığımızı ifade etmek isterim. Kanun teklifi, noterlik hizmetlerinin geliştirilmesi, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, devlet güvenliğine yönelik casusluk suçlarıyla mücadele, aile yapısının korunması, hükümlülerin topluma kazandırılması gibi, vatandaşlarımızın gündelik ihtiyaçlarına kadar birçok düzenlemeyi içermektedir. Bu açıdan, kanun teklifi, milletimizin huzurunu, devletimizin sürekliliğini ve sosyal adaleti esas alması açısından son derece önemlidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hukuk devletinin esasını oluşturan hususların başında hukuki güvenlik meselesi yer almaktadır. Bu kapsamda ihdas edilmiş olan noterlik müessesesinin hukuki işlem güvenliğini sağlayarak ihtilafların doğmasını engellemek gibi önleyici bir fonksiyonu bulunmaktadır. Değişen şartlar, gelişen teknoloji ve iletişim vasıtaları noterlik hizmetinin daha hızlı ve daha kolay bir şekilde sunulması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda, kanun teklifinde yapılan düzenlemelerle, vatandaşlarımızın devletle olan ilişkilerini kolaylaştıran, iş yükünü hafifleten ve bürokrasiyi azaltan adımlar atıldığı görülmektedir. Noterlik sisteminin daha erişilebilir hâle gelmesi, noterlik ücretlerinin banka kartıyla ödenebilmesi ve hafta sonları da hizmet verecek şekilde nöbetçi noterlik uygulamasının getirilmesi, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını daha hızlı ve güvenli bir biçimde karşılayabilmeleri adına önem arz etmektedir. Ayrıca, noterlik işlemlerinin dijital ortamda güvenli elektronik imzayla kayıt altına alınabilmesi de devletin vatandaşına sunduğu hizmetlerde şeffaflık, hız ve güvenilirlik sağlama ilkesine uygun bir adım olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, teknolojinin devlet hizmetlerinde verimliliği artıracak bir araç olarak kullanılmasına önem vermekte, dijitalleşen dünyada devletimizin bu yönde attığı her adımı, vatandaş memnuniyetini yükseltecek birer kazanım olarak görmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, aynı zamanda Anayasa Mahkemesinin bazı düzenlemelere yönelik iptal kararlarına uyum sağlama adına yapılan düzenlemeleri de ihtiva etmektedir. Özellikle kamu kurumlarında görevli olanların avukatlık stajı yapabilmesine yönelik düzenleme, bu kapsamda ele alınması gereken önemli bir adımdır. Kamu görevlilerinin görevlerini aksatmayacak şekilde staj yapabilme imkânını kazanması, hukuk alanında kariyer yapmak isteyen vatandaşlarımız ve kamu görevlilerimiz için önemli bir fırsat sunmaktadır. Hukuk mesleğinin daha nitelikli bireylerle güçlenmesi toplumumuzun adalet sistemine olan güvenini pekiştirecek, hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesi adına önemli bir yatırım olacaktır. Diğer yandan, Anayasa Mahkemesinin aldığı iptal kararlarına uygun olarak boşanma davalarında bekleme süresinin üç yıldan bir yıla indirilmesi toplumsal yapımızın sağlıklı şekilde korunmasını amaçlayan bir düzenleme olmuştur. Türk milletinin aile yapısı toplumun temelidir. Sağlıklı ailelerin oluşturduğu sağlam bir toplumsal yapı ülkemizin güçlü geleceğini tesis eder. Aile kurumunun korunması bu sürecin doğru bir dengeyle yürütülmesiyle mümkündür. Kanun teklifiyle yapılan düzenlemeler, boşanma davalarında bireylerin haklarını korumak, evlilik birliğini en makul sürelerde sona erdirebilmek adına önemli bir katkı sağlayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifinde yer alan bir diğer önemli konu ise çocuk izlem merkezlerinin devlet üniversiteleri tarafından da kurulabilmesine yönelik düzenlemedir. Çocuklarımız, Türk milletinin en kıymetli hazinesidir, yarınlarımızdır. Özellikle cinsel suç mağduru çocuklar için kurulacak bu merkezler onların güvenli bir ortamda ifadelerinin alınmasını, psikolojik destek almasını ve adalet sürecine psikososyal anlamda daha sağlıklı bir şekilde dâhil olmalarını sağlayacaktır. Çocuklarımızın her türlü tehditten korunmasını, mağduriyetlerinin önlenmesini ve onlara güvenli bir gelecek sunulmasını devletimizin asli görevlerinden biri olarak addetmekteyiz. Çocuklarımızın haklarını, güvenliğini ve psikolojik sağlığını gözetmek milletimizin geleceğini korumak demektir. Elbette, devletin bu koruyucu ve toparlayıcı görevi yalnızca çocuklarla sınırlı kalmamalıdır, toplumun her kesimini kapsamalıdır. Suça sürüklenmiş ancak yeniden topluma kazandırılmayı bekleyen bireyler için de devletimizin bu şefkat elini uzatması bir o kadar mühimdir. Ceza infaz kurumlarındaki iyi hâlli hükümlülerin eğitim imkânlarından yararlanmaları onların topluma kazandırılmasında önemli bir adım olmuştur. Devletin yalnızca cezalandırıcı bir güç değil, aynı zamanda bireyleri topluma kazandıran bir şefkat kapısı olmasını önemsiyoruz, eğitim hakkının genişletilmesi, bireylerin suça bulaşmadan önce olduğu gibi, suça bulaştıktan sonra da topluma faydalı birer birey olarak dönmesini sağlayacak bir düzenleme olduğunu düşünmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yargı bağımsızlığının korunması, vatandaşlarımızın devletle olan ilişkilerinde güven duygusunun pekiştirilmesi, hukuk üstünlüğünün sağlanması gibi temel ihtiyaçlara hizmet eden mühim bir meseledir. Yargı bağımsızlığı, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazıdır, devletin ve milletin adalet arayışındaki güvenin teminatıdır. Teklifte yargı mensuplarının kadrolarının Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yerine kanunla belirlenmesine yönelik yapılan düzenleme yargı bağımsızlığına katkı sunacak bir kazanımdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin yargı sisteminin tarafsız ve bağımsız bir şekilde işleyebilmesi için bu düzenlemenin gerekli olduğuna inanıyor, Türkiye'nin adalet sisteminin güçlendirilmesi açısından olumlu bir çaba olarak değerlendiriyoruz.
Yargı bağımsızlığı bahsinde değerlendirmek istediğim bir başka husus daha bulunmaktadır. Anayasa’nın 9'uncu maddesinde yargı yetkisinin Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından kullanılacağı hükme bağlanmıştır. Yargının bağımsızlığı, yargı organlarının görevlerini yaparken yasama, yürütme ve yargı organlarıyla çevrenin etkisinde kalmadan hukuka ve vicdana uygun hareket etmesi olarak tanımlanabilir. Yargı bağımsızlığını zedeleyen unsurların arasına son yıllarda iletişim teknolojilerinin muazzam gelişimi neticesinde ortaya çıkan dijital mecraları da eklemek gerektiği kanaatindeyiz. Malum olduğu üzere sosyal medya kullanımının artışı, iletişimi daha kolay, hızlı ve yaygın hâle getirmiştir. Ortaya çıkan yeni imkânlar sosyal medya kullanıcılarının yargı organının görevine giren konularda, adli vakalarda görüşlerini yoğun ve yaygın bir şekilde ifade etmesine zemin hazırlamıştır. İlk bakışta olumlu gözüken bu durum, bazı adli vakalarda yargı kararlarına yön verilmesi veya kararların sosyal medyanın nabzına göre revize edilmesi gibi olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. "Sosyal medya adaleti" olarak kavramsallaşan bu yeni durum, yargı bağımsızlığını ve yargı kararlarının meşruiyetini açık bir şekilde tartışmalı hâle getirmektedir. Sosyal medya platformları, kullanıcılarının anlık duygu ve düşüncelerinin paylaşıldığı, birçok sahte hesap üzerinden yalan ve saptırma bilgilerin kontrolsüzce dolaştığı dijital mecralardır, yargı ise vazedilmiş olan hukuk kuralları çerçevesinde belirli usul ve esaslara göre hukuki uyuşmazlıkları veya hukuka aykırılıkları çözüme kavuşturan kamu görevidir. Yargı organı, hukuk yerine sosyal medya akışında oluşturulan yoğun kanaati referans aldığı takdirde yargının bağımsızlığından bahsetmek imkânsız hâle gelecektir. Sosyal medya kullanıcıları yargıya intikal eden konularda yaptıkları paylaşımlarla aynı anda delil toplayan adli kolluk, soruşturma yapan savcı ve kararı veren hâkim durumuna gelmektedirler. Özellikle toplumda infial yaratan adli vakalarda tutuklama veya mahkûmiyet kararı verilmesi veya verilmemesi yönündeki paylaşımlar her zaman ön sıralarda yer almaktadır. Çoğu zaman yargılamanın önüne geçen sosyal medya paylaşımları, ceza mahkemelerinin temelini oluşturan ilkeleri ihlal etmekte, adalette sapma meydana getirmektedir. Bunun da ötesinde yargı görevini yapan hâkim ve savcılarımız hedef dahi gösterilmektedir. Düşünce hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek olan sosyal medya kullanım hakkı terazinin bir kefesinde ise diğer kefesinde de yargı bağımsızlığı vardır. Düşünce hürriyetinin sosyal medya üzerinden kullanımının yargı bağımsızlığının korunması gayesiyle sınırlandırılması ve bu yapılırken somut uyuşmazlıklar esas alınmak suretiyle bunun gerçekleştirilmesi önemlidir. Ancak bunun da ötesinde, tam yargı bağımsızlığının hedeflendiği bir süreçte hâkimlik teminatı araçlarının da etkin ve tavizsiz bir şekilde uygulanması son derece önem arz edecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk milletinin her ferdinin güvenli bir toplumda yaşama hakkı vardır. Bizim için Türkiye Cumhuriyeti devleti yalnızca bir yönetim mekanizması değil milletin canını, malını ve onurunu koruyan, ona huzur ve güven veren bir şefkat kapısıdır. Bu bağlamda, düzenlenen kanun teklifinin vatandaşımızın devlete olan güvenini artıracağına, hukuk sistemimizi daha güvenilir ve erişilebilir hâle getireceğine, devletin milletimize hizmet etme kabiliyetinin daha da artırılacağına olan inancımızı ifade etmek istiyoruz.
Konuşmama son verirken, Türk hukuk sisteminin daha etkin ve güvenilir hâle gelmesi için hazırlanan bu düzenlemelerin toplumumuzun huzur ve güvenini pekiştirmesini diliyor, Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)