| Konu: | İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk’un CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 13.11.2024 |
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, dün kastettiğimiz şey tam da buydu. Değil ben konuşurken, kendi Grup Başkan Vekilleri konuşurken sürekli bağıran bir gruptan bahsediyoruz. Üslup da maşallah, gerçek bir hanımefendi üslubu, "Hadi oradan!" falan... Ben kendisine o lafları söylemeyeceğim çünkü sevmediğim bir lafı söylemek istemiyorum ama aynıyla kendisine iade ediyorum.
Şimdi, burada konuyu anlamaktan ne kadar uzaklar. Ben konuşmalarımda ne yaptığını gayet iyi biliyorum. "Yaşam tarzı"ndan neyi anlıyorsunuz, ben anlamadım. Kafanızda ne şekilleniyor? "Yaşam tarzı" dediğiniz şey... Tek tip bir şeyden bahsetmiyoruz. Gördünüz, bir ton suç kaydı var. Yani bunları söylemeyecek miyiz? Biz "Katman katman problem." derken bunlardan bahsediyoruz. Üstelik de yaşam tarzıyla alakalı cümleyi tamamlayamadım bile çünkü sözüm kesildi mikrofon kesildiği için. Ama maşallah, çok bonkörler, söylemediğim bir şeyi tamamlıyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu hanımefendiye, başına bu olayların geldiği hanımefendiye çok, çok, çok; elbette üzgünüz, 5 evladını kaybetmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Babası... Hakikaten insan kahroluyor, cenazeye gelen bir insanın elinin asla bağlı olmaması lazım, cenazeye gelmiş zaten. Kaldı ki fark edilir edilmez de bu kelepçeler açıldı. Bundan sonra da eğer gerekiyorsa şu Genel Kurulda bir düzenleme yapalım, cenazeye gelmiş bir mahkûm müsaade etsinler de -herkes- cenaze namazını kılsın. Bunun önünde en ufak bir engel de yok, biraz bu işi yapan insanların inisiyatif alması lazım; orada camide o anda bulunan, görevi ifa eden kişileri ifade ediyorum.
Şimdi, şunu da söyleyeceğim: Sayın Başkanım, bakın, evin mahremiyeti olduğunu unutuyoruz. Evlerin mahremiyeti var, bir Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi. evin içerisine tak diye girme şansınız yok. Kapıyı çaldığınızda arayacaksanız arama evrakınızı gösterirsiniz. İçeri girmek için, o evin içinde bir şey yapmak için bir mahkeme kararı veya yazılı bir evraka ihtiyaç var. Biz bundan bahsediyoruz. Sokakta olan bir şeyde... Sokakta bir çukur var, tabii ki bu çukurun sorumluluğunu İstanbul Büyükşehire de sorarız, diğer belediyelere de sorarız. Buradaki problem, arkadaşlarımızın kendi belediyeleri olduğu zaman hiçbir sorumlulukları yok...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Son cümle...
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın Sayın Zengin, lütfen.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - ...hiçbir sorumluluk alanı yok; bizim meselemiz olduğu zaman da bakıyorum, efendim, her şeyden bizler sorumluyuz.
MURAT EMİR (Ankara) - Evet, öylesiniz.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ya, buradaki problem şu: Biz...
MURAT EMİR (Ankara) - İktidarsınız ya!
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bir saniye... Biz iktidar olmaktan mutluluk ve gurur duyarız.
MURAT EMİR (Ankara) - Biraz da sorumlu olun.
ASU KAYA (Osmaniye) - Gereğini yapın o zaman.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Biz her işin en iyisini yapmaya talibiz.
ASU KAYA (Osmaniye) - Koskoca bakanlıklar var kocaman bütçelerle.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Doğru yaptığımıza doğru, noksan yaptığımıza noksan... Daha iyisini de yapmaya talibiz. Tüm bunlarla kendimizi... Herkesin önünde yaşanan bir şey olduğu için...
ASU KAYA (Osmaniye) - Yirmi iki senedir talip misiniz? İcranın başındasınız.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Yirmi iki yıldan gurur duyuyoruz. Bu oyu aldık da geldik, vatandaştan oy aldık, geldik. Yine, inşallah... Vatandaşımız görüyor, sizleri de görüyor, bizi de görüyor. İmtihan...
İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - Saygı gösterin o zaman vatandaşların oylarıyla gelenlere biraz.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Evet, saygı gösterin. Ben size aynı şeyi söylüyorum, "yirmi iki yıl"ı aşağılar gibi kullanıyorsunuz, "yirmi iki yıl" gurur cümlesidir, gurur! Becerebiliyorsanız siz de yapın yirmi iki yılı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Son cümlem... Bakın, ben Türkiye'de kadın haklarını savunduğum için en çok -en çok, ne diyelim, tırnak içinde- dayağa maruz kalan insanım. Ben bulunduğum her yerde, yaşadığım ilk günden, kendimi bildim bileli, haktan, hukuktan, erkek, kadın, çocuk...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Son cümle...
BAŞKAN - Demin de son cümleydi, lütfen tamamlayın.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben...
ASU KAYA (Osmaniye) - Kadın hakları savunuculuğu mazinize "yaşam tarzı" ifadesi yakışmadı ama.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hiç alakası yok. Yanlış anlıyorsunuz, onu da anlamaktan âcizsiniz.
ASU KAYA (Osmaniye) - "Yaşam tarzı" cümlesi yakışmadı.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Yaşam tarzından, sadece kendi yaşam tarzınızı anlıyorsunuz. Yaşam tarzı... Onun da bir sürü katmanları var, bir sürü!
ASU KAYA (Osmaniye) - Nasıl bu noktaya geldi o kadın, o gencecik kadın? Buna hiç kafa yormuyorsunuz.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Evet, buna kafa yoralım. Hayır, siz yormuyorsunuz...
BAŞKAN - Sayın Zengin, lütfen sözlerinizi tamamlayın, karşılıklı konuşmayın.
ASU KAYA (Osmaniye) - Kadın cinayetleri politik, çocuk cinayetleri politik...
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - ...tam tersine, ben de bunu söylüyorum, ben de bunu söylüyorum.
ASU KAYA (Osmaniye) - Sizin yirmi iki yıldır izlediğiniz politikanın sonucu bu yaşadıklarımız.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bu konuya nasıl gelindiğini inceleyelim, inceleyelim.
ASU KAYA (Osmaniye) - Siz iktidara geldiğinizde yeni doğmuştu o kadın, o anne.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Aynen böyle... İnceleyelim diye öneriyorum ben.
ASU KAYA (Osmaniye) - Sizin politikalarınızla büyüdü, yetişti.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hiç alakası yok.
ASU KAYA (Osmaniye) - Sizin politikalarınızla anne oldu.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bizim politikalarımızla sahip çıkıldı. Hiç alakası yok.
ASU KAYA (Osmaniye) - Sizin politikalarınızla kadın oldu, 5 çocuğunu toprağa gömdü.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Efendim, siz belediyenizde bir lokma ekmek vermemişsiniz ya, keşke yapsaydınız, siz sahip çıksaydınız. Bir de avukat kadın belediye başkanınız var, cenazeye bile gelmemiş ya, cenazesine gelmemiş; bir de buradan bağırıyorsunuz.
ASU KAYA (Osmaniye) - Bakan neredeydi acaba, Bakanınız neredeydi? "Tweet" atmaktan başka hiçbir şey yapmıyor.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Önce kendi adamınızı söyleyin, önce kendi adamınızla ilgili şeyi söyleyin.
ASU KAYA (Osmaniye) - "Şiddete sıfır tolerans." diyor, başka hiçbir şey yapmıyor.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Cenazeye gelmekten âcizsiniz. Sahip çıkmamışsınız, bir kreş yapmamışsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - Siz de Bakanlarınızla, milletvekillerinizle hepiniz oradaydınız(!)
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Temelli.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ayrıca, Özlem Zengin Hanım, bu hapishanede yakınlarını kaybedenlerin de veda hakkını tanıyın yani! Öyle değil yani! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ZAFER SIRAKAYA (İstanbul) - Bir sen eksiktin, bir sen!
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bağırma! Bağırma! Adımı öğrenmişsin, yeter artık! Cıyak cıyak bağırma artık, yeter!