| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 30.10.2024 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bugünün gündemi var, Esenyurt Belediye Başkanına ilişkin gelişmeler. Çağdaş ceza hukukunda tutuklamanın tedbir olduğu, hukuk fakültelerinde 1’inci sınıf öğrencilerine öğretilir. Tutuklama, bir cezalandırma gayesi değildir. Biraz önce basına düşmüş ve teyit edilmemiş bilgilere göre -inşallah doğru değildir- mevcut Belediye Başkanının yerine kayyum atandığına ilişkin bilgiler var, bazı basın organları bunları paylaşıyor. İçişleri Bakanı ve diğer organlar da bunu teyit etmedi, doğru olmadığını söyledi; olması gereken de budur. Eğer tutuklama talebiyle bir belediye başkanı bir yere sevk edilmişse, buna ilişkin de hâlen sorgu devam ediyorsa eğer gerçekten bu sorunun sonucu beklenmeden, buna ilişkin bir tutuklama kararı olmadan kayyum atamasına ilişkin bir idari tasarrufta bulunuluyorsa tuz bile bir anlamda kokmuş demektir arkadaşlar; inşallah böyle bir olay yanlıştır, doğru değildir diye temenni ediyorum. Ben bu konuşmamı şuna sebep aldım: Anayasa’ya ilişkin bazı gelişmeler var; bu Parlamentoda anayasanın yapılacağına ilişkin, yeni anayasaya ilişkin Parlamentonun gündeminde birtakım konular var. Bu Parlamento yeni bir anayasa yapabilir mi, yeni bir anayasa yapamaz mı; buna ilişkin de tartışmalar var. İlk 4 maddenin değiştirilmeyeceğine ilişkin hükümler amir hükümler. Bazı ülkelerde bazı görüşler var, diyorlar ki “Bir anayasa hükmünün değiştirilmeyeceğine ilişkin hükümler antidemokratiktir.” Aslında 1924 Anayasası’nda ve 1961 Anayasası’nda da cumhuriyetin niteliklerine, devletin rejiminin cumhuriyet olduğuna ilişkin değişmez hükümler olmasına rağmen, buna ilişkin hükümler olmasına rağmen ve bazı ülkelerde, örneğin Bulgaristan'da, örneğin İsviçre'de ve diğer ülkelerde değiştirilmeyeceğine ilişkin amir hükümler olmasına rağmen buna ilişkin birtakım tartışmalar, birtakım çelişkiler oldu. Değerli arkadaşlarım, Anayasa açık bir şekilde “İlk 4 maddede herhangi bir tasarrufta bulunamazsınız.” diyor. Anayasalar nasıl yapılabilir? Anayasa yapmak kimin yetkisindedir? Anayasa yapmak aslında bir devlet yetkisidir, devlet yetkisi olmadan anayasa yapamazsınız değerli arkadaşlarım. Anayasa’nın 6’ncı maddesinde diyor ki: “Hiçbir organ, kişi Anayasa’dan kaynaklanmayan bir devlet yetkisini kullanamaz.” 6’ncı madde açık ve amir bir hüküm içeriyor. 6’ncı maddenin varlığına rağmen ve Anayasa’nın hiçbir maddesinde anayasanın baştan yapılacağına ilişkin herhangi bir amir hüküm bulunmamasına rağmen yeni bir anayasa yapılabilir mi? Bu konuda Meclis Başkanımız da farklı düşünüyor, yeni bir anayasa yapılamaz değerli arkadaşlarım. Bakın, anayasanın ne şekilde yapılacağına ilişkin Anayasa’nın 175'inci maddesinde tasarruf nisapları var. Bunlardan bir tanesi, üçte 2, 400 çoğunlukla kabul edilirse ve Cumhurbaşkanı eğer takdir ederse bunu referanduma götürebilir; beşte 3 çoğunlukla yani 360 milletvekiliyle -360 ile 400 arasında- kabul edilirse de referanduma götürerek bu şekilde bir anayasa değişikliği yapılabilir ama bütün bunların dışında herhangi bir şekilde siz kalkıp da “Ben anayasayı baştan yapacağım.” diyemezsiniz değerli arkadaşlarım; ilk 4 maddeyi de bunun içerisinde atıp, bir kurucu Meclis gibi davranıp “Ben anayasayı baştan yapayım.” diyemezsiniz. Bunu niye diyorum? Bu Parlamentonun içerisinde bazı milletvekilleri diyorlar ki “İlk 4 madde değişmelidir.” İlk 4 madde nedir? Cumhuriyetin nitelikleridir. Başka ülkelerde buna ilişkin amir hükümler var mıdır? Bugün gidin, Fransa'da Fransız Anayasası’nda Fransa'nın yönetim şeklinin cumhuriyet olduğuna ilişkin hükmün değiştirilmesini teklif dahi edemezsiniz değerli arkadaşlarım. Almanya'ya gidin, Alman Anayasası’nda federatif yönetim vardır ama Alman Anayasası’nda federasyonun arkasından dolanıp sadece eyaletlerle yönetilmesine ilişkin herhangi bir teklifte bulunamazsınız. Bunu neden yapmışlar? Çünkü cumhuriyet kendini koruma refleksiyle hareket etmiş ve buna ilişkin koruyucu hükümler koymuş. Biz ne yapmışız? Anayasa’ya uymayan bir siyasal iktidarla oturup “Anayasa yapalım mı?” diye bunu tartışıyoruz. Bakın, Anayasa’nın ilgili maddesinde Anayasa Mahkemesinin kararlarının herkesi bağlayacağına ilişkin amir hükümler var. Anayasa Mahkemesi kararları bizi bağlıyor mu? Anayasa Mahkemesi kararları bağlamıyor değerli arkadaşlarım, Anayasa’da yazıyor ama ne yazık ki bazı organları bağlamıyor. Diyor ki Cumhurbaşkanı: “Ben tanımıyorum.” İlgili Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı “Ben Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararını tanımıyorum.” diyor değerli arkadaşlarım, öyle değil mi? Ama yeri geldi mi “Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlayıcıdır.” diyebiliyor. Bu amir hükmünün varlığına rağmen buna ilişkin ne yapıyor? Tam tersine ilişkin işlemler tesis ediyor. Biz ne yapıyoruz, bu Anayasa Mahkemesinin kararını tanımayan hâkimi ne yapıyoruz? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı koltuğuna oturtarak taltif ediyoruz. Bu ne demektir? Demek ki, diyoruz ki sen buna uymadın, aferin, ne kadar güzel işler yaptın. Gerekirse onu Anayasa Mahkemesi üyesi olarak atıyoruz, gerekirse Yargıtayda ilgili yerlere atıyoruz, Yargıtay Başkanı olarak atıyoruz, daha özel yerlere getiriyoruz. Bu, şu demektir: Yani bu ülkede ne yazık ki hukuk yok. En çok güldüğüm şeylerden bir tanesi de “yargı bağımsızlığı” arkadaşlar. Yani bundan daha büyük bir yalan olamaz bu ülkede. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Bayraktutan, lütfen tamamlayın. UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Başkanım. Hani, ne diyor Anayasa’nın 138'inci maddesi: “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.” Onu külahıma anlatsınlar! Böyle bir şey var mı değerli arkadaşlar? Ne yapılıyor? Mahkemelere tavsiyede de bulunuluyor, telkinde de bulunuluyor, talimat da veriliyor, her türlü işlem yapılıyor. İşte, bugün yapılmış olan operasyon da bunlardan bir tanesidir. İyi saatte olsunlar bir gün düğmeye bastı ve dedi ki: “Gereğini yapsınlar.” Sözlerimi bitiriyorken bir daha, umarım şu “kayyum” denen rezaleti ülkemizin hukuk sisteminden ve idari sisteminden atarız diyar, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)