GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:11
Tarih:23.10.2024

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’u konuşuyoruz burada. Büyük şirketlerin çıkarları çokça konuşuldu ama ben sizin dikkatinizi başka bir konuya çekmek istiyorum. Biliyorsunuz, 2020 yılında Elektronik Beton İzleme Sistemi yani EBİS sistemi Türkiye'de devreye girdi ve bu EBİS sistemiyle birlikte aslında bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğiyle… Çok güzel bir uygulama yani sonuçta, bu ülkede üretilen yapıların elektronik bir sistemle denetleniyor olması çok önemli bir uygulamaydı fakat burada gözden kaçan bir şey var: Elektronik Beton İzleme Sistemi’nin aslında küçük tüketiciyi çok mağdur eden boyutları var. Bu nedir? Diyelim ki bir vatandaş kendisine bir ev yapacak, gidecek, geçici müteahhitlik belgesi alacak ve kendi yapısını kendisi inşa edecek. Tabii, bunu yaparken elbette ki bütün teknik detayları mühendisler, mimarlar üzerinden -bu işlemi- gerçekleştirecek. Şimdi, bu Elektronik Beton İzleme Sistemi çiplerle takip ediliyor, bu çipler Türkiye'de üretiliyor. Normal 1 katlı, 2 katlı evler için ihtiyaç duyulan çip sayısı normalde 40-50 civarındadır fakat bu çipler 250 adetlik paketler hâlinde satılıyor. Peki, bunun tüketiciye maliyeti nedir? 2020 yılında ilk çipler üretildiğinde tanesi 8 lira 30 kuruşa satılıyordu, bugünkü güncel fiyatı 84 liradır. 250 tane çipi bir tüketiciye, sadece bir ev yapacak bir vatandaşa paket hâlinde sattığınızda, ihtiyacı olan 50 tane çipe 84 liradan para ödediğinde aşağı yukarı 4-5 bin liralık bir para ödüyor fakat 250 adetlik çip bu vatandaşa satıldığında güncel fiyatla 21 bin liraya tekabül ediyor. Peki, geriye kalan, kullanılan 50 tane çipin dışında geriye kalan 200 çip ne olacak? O vatandaş müteahhit bir firma olmadığı için, o vatandaş bu çipleri başka bir yerde kullanamayacağı için bu çipler çöpe gidecek. Dolayısıyla bir asgari ücret değerinde, kendine ev yapacak bir vatandaş için aslında bir israf oluyor burada, onun cebinden para çıkıyor ve çip üreten firmalara aktarılıyor. İkinci önemli konu; yapı denetim firmaları var bu ülkede, yapı denetim firmaları da yine bu yapı yapılırken sonuçta teknik bir şekilde bunları denetleme görevini yapıyor. Fakat yine şöyle bir sorun var bu sistemde: Şimdi, bütün bunlar, bahsettiğim şeyler bu sistemlerin aslında alt sorunlarıdır ama küçük tüketiciye gerçekten büyük maliyetler doğuruyor. Şimdi, tabii, yapı sınıfları var bu ülkede, kanunla belirlenmiş belli sınıflar var. Örneğin, “3 katlı yapılar, 3’üncü kat dâhil olmak üzere asansörsüz yapılar 3A tipi yapılardır.” deniliyor yasada ve bu yapı denetim firmasına verildiği zaman bunun harcı aşağı yukarı güncel fiyatla 35 bin liraya tekabül ediyor fakat tanımlaması çok net yapılmadığı için yapı denetim firmaları, genelde vatandaşın girişini 4B yani nitelikli yapı sınıfından yapıyor. Böyle olunca da vatandaşın cebinden 3 kat fazla para çıkıyor. Yani 3A’yla giriş yaptığında 35 bin lira harç ödemesi gerekirken, 4B’yle giriş yaptığında 95 bin liraya yakın bir harç ödüyor yapı denetim firmalarına. Şimdi, bunun vatandaşa maliyeti çok büyüktür yani bunlar müteahhit firmalar değildir, bunlar bu işin ticaretini yapan insanlar değildir, bunlar sadece kendilerine barınabilecekleri bir konut inşa edecekler ama bunu yaparken sadece bu iki başlıkla ilgili bir hesaplama yaptığımızda vatandaşın cebinden aşağı yukarı 110 bin lira fazla para çıkıyor. Bir diğer konu, yine aynı konuyla alakalı, belediyelerle ilgili bir sıkıntı da aynı zamanda, bu sadece Hükûmetle alakalı bir durum değil, bir insan kendisine bir ev yaptığında bir ruhsat başvurusu yaptığında bu vatandaştan “yol katılım harcı” adı altında para alınıyor ve bu, arsası bulunan mekânda arsa değerinin belli bir oranı şeklinde belirlenmiş aslında. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MEHMET KAMAÇ (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Buyurun. MEHMET KAMAÇ (Devamla) – Fakat bir vatandaş, kendisine bir ev yapmak istediğinde, normal standartlarda bir ev yapmak istediğinde yol harcı olarak normalde belirlenmiş binde 0,5 oranındaki bir harcı ödediği zaman bile bu, vatandaşa aşağı yukarı 70-80 bin liraya mal oluyor. Yine, su katılım harcı, şu harcı, bu harcı denilirken, bir vatandaş, ruhsatlı ev yapmaya kalktığında bu ülkede sadece harçlara 600-700 bin lira para ödüyor. Biz burada Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nu konuşurken aslında büyük şirketlerin dışında, daha alt derecelerde, büyük bir toplumsal kesimi gerçekten ciddi bir şekilde ilgilendiren bu meselelerin bir çözümünü de üretmek zorundayız, buna dikkat çekmek zorundayız. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)