| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 23.10.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tıpta Uzmanlık Sınavı 2024 yılı ikinci dönem kontenjanlarının belirlenmesi sürecinde sağlık sektöründe yaşanan yapısal sorunların ve uzman hekim eksikliğinin daha da derinleştiren önemli bir mesele hâline getirilmesiyle ilgili bir Meclis araştırması istemli talebimiz, önergemiz hakkında Saadet Gelecek Grubu adına söz almış bulunuyorum. Önemli birçok toplumsal mesele gündeme geliyor, bu konuda bir toplumsal duyarlılık ve hassasiyet oluşuyor. Maalesef, bu duyarlılıkları ve bu hassasiyetleri gidermek noktasında cevap vermesi gereken iktidar partisinin genelde hazır devlet refleksleriyle “Yok öyle bir şey, her şey kontrolümüzde.” şekilde yaklaştığını görüyoruz. Bu toplumsal duyarlılığı hep beraber yönetmek ve bu toplumsal duyarlılığa kulak vermek durumundayız. Siz her ne kadar “Yok.” derseniz deyin, bugün, Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda 26 bin kişiyi aşkın öğrencimiz, daha doğrusu genç doktorumuz başarıya ulaşarak, barajı aşarak tıpta uzman olabilmek için bir dal tercihinde bulunmaya çalışıyorlar. İlk yaptığınız hata şuydu: Kontenjanları geç açıklayıp bir belirsizlik oluşturdunuz. TUS ikinci dönem sınavı 2024 yılı Ağustos ayında yapılmış olmasına rağmen kontenjanların açıklanmasını uzun bir süre ertelediniz. Bu ertelediğiniz şeyle sadece TUS’ta sınav sonuçlarını değil gençlerimizin hayallerini de ertelemiş olduğunuz. ÖSYM’nin sonuçlarının açıklanmasından itibaren bir buçuk aylık süre zarfında, sınava giren binlerce hekim kontenjanların ne olacağının duyurusunu bekledi. Siz ne yaptınız? Uzunca bir ara bu belirsizliği muhafaza ettiniz, sonra da tıpta uzmanlık için on günlük süre tanıyarak gençlerimizin tercih yapmasını önüne bir mecburiyet, acil bir durum olarak koymuş oldunuz. Yapmış olduğunuz bu plansızlık, umursamazlık gençlerimizin size karşı olan güvenlerini zedeliyor. Ondan sonra da sağlık sektörünün içine düştüğü tamir edilemez durumun sebeplerine bir kilometre taşı daha döşemiş oluyorsunuz. Hatanız sadece kontenjanları geç açıklamak mı? Elbette değil, bir de kontenjanların sayısını azalttınız. 2023 Eylül döneminde 12.126, 2024 Mart döneminde 10.029 olan uzmanlık kontenjanını 2024'te aniden 8.114’e düşürdünüz. Devlette devamlılık ve devlette öngörülebilirlik çok önemli bir şeydir. Son 5-6 sınavdır 12 bin civarında uzman kadrosu açılmışken birdenbire, hem de bir gecikmeden sonra 8.114’ü açıklamış olmanız gençleri de bir hayal kırıklığı yarattı. Üstelik, 26 bin kişinin sınavı kazandığı bir yerde 8.114 kontenjan oldukça yetersizdi. Bir diğer önemli husus, Tıpta Uzmanlık Sınavına hazırlık hem aileler için hem genç doktorlarımız için gerçekten çok meşakkatli bir süreç. Dolayısıyla, bu kontenjanları azaltarak aynı zamanda bu zorlu hazırlık süreçlerini geçen doktor kardeşlerimizi yeniden bu sınavlara hazırlanmak mecburiyetinde bırakmak gibi bir durumla karşı karşıya bıraktınız. Bir diğer önemli hatanız da şuydu: Kontenjanları ağırlıklı olarak aile hekimliği üzerine yoğunlaştırdınız. Biliyorum, insanlar, sizin randevu sistemindeki olumsuzluklarınız veya randevu verememeniz sebebiyle randevu almakta sorun yaşadıkları için her hastalıkta acil servislere gitmeyi tercih ediyor, siz de bu acil servisleri yönetmekte zorluk çektiğiniz için 2 bin civarında aile hekimi kadrosu açarak, uzman kadrosu açarak acil servisleri bunlarla yönetmeye çalışıyorsunuz. 2 bin civarında bir aile hekimi kadrosu açtığınız zaman da asıl branşlardaki düşüşün daha da dramatik olduğunu hep beraber gördük çünkü aile hekimliği kontenjanında yüzde 185 artış yaptınız ama diğer branşlarda ise düşüşe yol açtınız. Bir diğer garabet de yabancı uyruklu adaylara tanınan kontenjanlar. Birçok bölümde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlardan çok daha fazla sayıda kadroyu onlara açmış oldunuz. En önemli problemlerden bir tanesi de Türkiye'de hekimlik yapmak için ortaöğretimi, liseyi, ardından altı yıllık üniversiteyi bitiren bu gençlerimiz, maalesef, uzman olmak için yurt dışında iş arayışına başlıyorlar. Yani siz bir beyin göçünün de sebebi oluyorsunuz. Dolayısıyla burada üzerinde durmamız gereken en önemli hususlardan bir tanesi de “Giden gitsin.” deme hakkımız yok. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BÜLENT KAYA (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım. Siz, Türkiye'de, insanları pratisyen hekim olmak mecburiyetinde bırakırsanız, bir gelecek kaygısı olan, tıpta daha da ileri bir aşamada memleketine hizmet etmek isteyen insanları, hazır yetişmiş doktorları, sıfırdan başlayıp bir doktoru yetiştirmek için yirmi yedi, yirmi sekiz sene emek harcaması gereken Batılı ülkelere “Buyurun, siz artık uzman olarak bizim milletimize hizmet edebilirsiniz.” noktasına getirmek durumunda kalırsınız. Onun için, gelin ey Adalet ve Kalkınma Partili değerli milletvekili arkadaşlarım “Bizim Hükûmetimiz yapmıştır, mutlaka bir kerameti vardır.” demekten vazgeçin. Sağlık Bakanlığının bu hususlarda daha duyarlı hareket etmesi, bu plansızlıkla milletimizi baş başa bırakmaması için kaldıracağınız her el iktidarı ciddiyete davet edecektir diyor, önergemize desteklerinizi bekliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)