| Konu: | Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın 2025 bütçesiyle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgilendirmede bulunduğuna, Sayıştay raporlarına, orta sınıfın ve alt gelir grubunun satın alma gücünün ve refah seviyesinin her geçen bütçede daha da azaldığına, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde Türkiye Büyük Millet Meclisinin dönüştürülmek istendiği mekanizmaya ve yürütmenin yasamayı bilgilendirdiği oranda birlikte hizmet etme imkânının daha da artacağına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 23.10.2024 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz 2025 bütçesiyle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisine bir bilgilendirmede bulunmuş oldu. İlk başta bakıldığı zaman, 1 trilyon 935 milyara yakın bir bütçe açığı, 1 trilyon 950 milyara yakın bir faiz harcaması. Âdeta algı yapan bir tüccar gibi “2 trilyon” dememek için bayağı kendini zorlamış bir iktidarla karşı karşıyayız çünkü 2 trilyon sınırını aşmanın psikolojik algısını herhâlde yönetebilme adına bütçe açığının “2 trilyon” dememek için 1 trilyon 935 milyar, faiz harcamalarının da “2 trilyon” dememek için 1 trilyon 950 milyar olarak gösterildiğine dair bir kanaat ortaya çıkmış oluyor çünkü bütçe gerçekleşmeleri gösteriyor ki bu rakamların üzerinde bir bütçe açığı ve bu rakamların üzerinde maalesef bir faiz harcamasıyla ülke ekonomisini karşı karşıya bırakmış olacaklar. Elbette, bütçeyle ilgili detaylı incelemelerimizi, çalışmalarımızı yapıp bütçe Meclise geldiği zaman detaylı itirazlarımızı ve katkılarımızı ortaya koymuş olacağız ama burada Sayıştay raporlarına değinmeden geçemeyeceğiz çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı birçok kurumun içini boşalttığı gibi maalesef Sayıştayı denetim yapan, millet adına bütçe harcamalarının mevzuata uygun olarak harcanıp harcanmadığını, usulsüzlüklerin olup olmadığını tespit eden bir kurum olmaktan çıkarmış sadece muhasebesel hesapları yapan bir kurum hâline dönüştürmüştür. Bu da Sayıştayın denetimle ilgili eksikliklerini ortaya çıkarmış ve raporların maalesef sansürlenerek Meclise gelmesine yol açmıştır. Dolayısıyla elbette Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2024 bütçesinin kesin hesabı görüşülürken buradaki eksiklikleri Sayıştayın ortaya koyduğu detaylı çalışmalarla milletvekillerinin inceleyip, değerlendirip eleştirmesi mümkünken maalesef Türkiye Büyük Millet Meclisi bu imkândan mahrum ediliyor. Dolayısıyla, işte, bir haftadan beri ülke gündemimizde olan yenidoğan ünitesinde de görüldüğü gibi, siz şeffaflıktan, denetimden kaçtığınız zaman olan, bu ülkenin mal varlığına; olan, bu ülkenin moraline; olan, bu ülkenin ahlaki değerlerine oluyor. Dolayısıyla iktidarın Sayıştayın üzerindeki elini çekmesi ve Sayıştayın kendi işini hakkıyla yapmasına imkân sağlamasını diliyoruz. Yine vahşi kapitalizmi bu bütçeye yansıtan bir gösterge olarak özellikle orta sınıfın ve alt gelir grubunun satın alma gücünün ve refah seviyesinin her geçen bütçede daha da azaldığı bir süreci yaşıyoruz. İnsanların satın alma gücündeki, daha doğrusu sabit gelirlilerin satın alma gücü kısıtlanarak enflasyonu düşürme politikasından vazgeçilerek sosyal politikalar yönü güçlü bir bütçeyle Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmesini arzu ederdik ama maalesef, herhâlde, yine rantiye değil, bu bütçedeki açıkları, bu faiz giderlerini yoksul ve alt gelir sınıfındaki milyonlarca vatandaşımızın sırtına bir yük olarak yüklemekten de geri durmamış olacaklar. Yine, bir diğer önemli husus, maalesef hem Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bir sonucu hem de mevcut iktidarın uygulama tarzı ve İç Tüzük’ü itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi âdeta sadece ve sadece yürütme organının kanun talebini kanunlaştırma mekanizmasına döndürülmeye çalışılıyor. Biz de muhalefet partileri olarak, Saadet ve Gelecek Grubu olarak buna itiraz ediyor ve direnmeye çalışıyoruz. Yeni dönemde özellikle netameli konularda Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve davet edilmişken ve toplumda Türkiye Büyük Millet Meclisinin ülke sorunlarının konuşulmasıyla ilgili ana mecra olmasına dair talepler, beklentiler, umutlar oluşmuşken iktidar partisinden beklentimiz şudur ki bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemindeki alışkanlıklarından vazgeçerek Türkiye Büyük Millet Meclisinin sadece kanunların görüşülüp sayısal çoğunlukla herhangi bir sürprize açık olmadan kanunlaştırıldığı bir mecra olmaktan çıkarılmasına dönük kendilerinin de katkı vermesi. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinin en önemli vazifelerinden bir tanesi de millet adına denetim yapmaktır. Soru önergelerine doğru dürüst cevap vermeyen bakanların, hatta yer yer cevapsız, yer yer de lakayıt cevaplar veren bir bakanlığın elbette bu denetim vazifesinin hakkıyla yerine getirilmesine katkı sunamayacağı açıktır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Beş dakikanız bitti. Buyurun. BÜLENT KAYA (İstanbul) – Genel görüşme ve Meclis araştırmasıyla ilgili ancak bir infial olduğu zaman, bir toplumsal baskıdan dolayı iktidar partisi geri adım atamayıp Erzincan’daki maden faciası, çocuk istismarı, kadına şiddetle ilgili ve son olarak da yenidoğan yoğun bakımındaki hususlarla ilgili bir Meclis araştırması kurulmasına dönük adım attı. Elbette bunu müspet görmekle birlikte Meclisin… Hele hele gensoru uygulamasının da ortadan kaldırıldığı ve denetim mekanizmalarının oldukça kısıtlandığı bir dönemde genel görüşme ve Meclis araştırmasıyla ilgili hususlarda Türkiye Büyük Millet Meclisinin topyekûn bir çaba ortaya koymasına katkı sunmalarını bekliyoruz. Dolayısıyla, her önergemizi reddetmek yerine, makul, bu ülkenin geleceğini ilgilendiren konulardaki bu önergelere iktidar partisinden katkı beklediğimizi özellikle vurgulamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla, bir diğer önemli husus da yenidoğan yoğun bakım ünitesinde ülkede infial duyulan bir olay var ama maalesef, Sağlık Bakanı gelip Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirme ihtiyacı dahi hissetmiyor; bu, elbette kabul edilecek bir durum değil. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BÜLENT KAYA (İstanbul) – Son bir dakikada toparlıyorum Sayın Başkanım. BAŞKAN – Buyurun. BÜLENT KAYA (İstanbul) – Dolayısıyla, biz, bakanların bütçeden bütçeye değil, zaman zaman yasamanın talebiyle buraya gelip Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirmeleri, o konuyla ilgili partilerimizin, milletvekillerimizin eleştirilerini dinlemeleri gerektiğini ifade ediyoruz çünkü yürütme, Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirdiği oranda yürütme ile Meclisin, yasama organının birlikte hizmet etme imkânı daha da artar. Dediğim gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin önemine anlam katan bir süreçten geçtiğimiz bu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını hep beraber yükseltelim diyoruz. Burayı sadece kanun tekliflerini imzalayıp el kaldırıp el indirme boyutuna indirgeme çabalarına hep beraber geçit vermeyelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.