| Konu: | Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 22.10.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 161 sıra sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Teklifi’nin ikinci bölümü üzerinde İYİ Parti grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Adrese teslim bir düzenlemeyi görüşüyoruz, çok net bir şekilde en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Aslında bu kanun teklifine “Trendyol Kanunu” demek lazım. İsminin “Tüketicinin Korunması” olduğuna siz bakmayın, aslında burada 2 tane madde var ki -11'inci ve 12'nci maddelerden bahsediyorum- bunların 2’si de tüketiciyi mağdur edecek, yerli üreticiyi mağdur edecek 2 tane madde. Bu kanun teklifinin getiriliş temel nedeni de bu maddeler. Şimdi işin biraz evveliyatına gidelim. Şunu da söyleyeyim: Değerli arkadaşlar, bu, modern bir kapitülasyondur yani şurada bu 11'inci ve 12'nci madde eğer şu Meclisten geçerse tamamen ciddi bir taviz verilmektedir, verilmeye çalışılmaktadır ve bu taviz verilecektir küresel tekelcilere. Bu geçerse eğer hakikaten AK PARTİ'nin küresel tekelcilere teslim olduğunun da bir numaralı belgesi hâline gelecektir. Şimdi işin evveline bir gidelim. Burada Temmuz 2022’ydi, Mehmet Muş’un Ticaret Bakanlığı döneminde bir kanun teklifi geliyor. Kanun teklifi -o zaman ben de Grup Başkan Vekiliyim- gruplara da anlatıldı ve bu kanun buradan… Yani kanun neydi? Temel amacı, küresel yabancı şirketlerin tekelleşmesinin önüne geçmek ve yerli millî oyuncuları, yerli millî sermayeyi korumaktı. Arkadaşlar, belki de Meclis tarihinde ilk kez bir şey oldu, 1 tane ret oyu yok bu kanuna karşı, sadece 1 tane çekimser oy var ve oy kullananların -1 çekimserin dışında- tamamı bu kanuna “evet” oyu kullandı. Ne zaman? Temmuz 2022'de. Kanun yürürlüğe girdi, kanunun yürürlüğe giren maddeleri vardı. 2 tane maddesi var ki bugün değiştirilmek istenen 2 tane maddesi için bir geçiş süreci verildi yani kanun hakikaten iyi dizayn edilmişti. Hani şunu yaparsanız bir oyuncunun pazarda payı yüksektir, ona anında bir bedel getirmek, ona bir vergi getirmek hoş olmaz. İki yıllık bir geçiş süreci de tanıdı bu kanun bu e-ticaret platformlarındaki oyunculara fakat iki yıllık geçiş sürecinden sonra değerli arkadaşlar, daha doğrusu bu süre içerisinde normal şartlarda… Şimdi, pazarda en büyük olan pay, e-ticaret platformları, e-ticaret pazar yerleri içerisinde yüzde 45'lik payı var kanun geçerken Trendyol şirketinin. Trendyol kimin? Yüzde 80'i Çinlilerin, Trendyol Türk firması değil artık. Yüzde 80'i Çinlilerin olan Trendyol’un yüzde 45 pazar payı vardı bu kanun geçerken. Normal şartlarda akıllı bir işletmeci şunu yapar: Pazar payını çok daha fazla büyütme yoluna gitmez, çünkü pazar payının yüzde 45'in üzerine çıkması e-ticaret pazar yerleri içerisinde -toplam ticaret hacmi içerisinde buna kabaca yüzde 20 diyebiliriz- bunun üzerine çıkarılması ona ciddi bir lisans bedeli getirecekti. Dolayısıyla pazarı büyütmek tamam, iyi ama çok ciddi bir maliyetle, bir külfetle karşılaşacaktı. Sonra, iskontolarda, reklam, ilan giderlerinde, bir kısım şeylerde düzenlemeler getirildi. Fakat çok enteresan bir şekilde değerli arkadaşlar, Çinli Trendyol bu kısıtlamaların hiçbirine uymadı. Bugünü görmüş adam, bugünü görmüş. Nasıl olsa ben bu AK PARTİ'ye, efendim, bir şekilde temas eder, onları ikna ederim. Çünkü AK PARTİ artık küreselcilere teslim olmuş durumdadır demiş olmalı ki adam normalde pazar payını bir miktar aşağı doğru çekmesi gerekirken tam tersine, 45 olan pazar payını 60’a kadar çıkarıyor müthiş bir lisans bedeliyle karşı karşıya kalma pahasına, iki yılın sonunda. Ama -dediğim gibi- birilerinden garanti almış olmalı ki bu kadar pervasızca davranabildi. Şimdi, bu lisans bedeli o gün, Temmuz 2022’de çıkardığımız tüketicinin korunmasıyla ilgili aslında orada getirilen sistemin en kilit unsuruydu, güvenlik unsuruydu. Mesele şu arkadaşlar: Rekabet kurumları var değil mi? Yani piyasanın rekabet içerisinde işlemesini sağlayan, hangi sektörde olursa olsun büyük ölçekte bir firmanın bir sektöre hâkim olmasının önünde engel olan kurumlar var. Bütün dünya bunu yapıyor. Şimdi, dolayısıyla bu kanunun da getirdiği aslında buydu. Yani belli bir piyasaya çok hâkim olup, ondan sonra kendi kurallarını koyup bütün piyasayı allak bullak etmesinin önüne geçmek, piyasada rekabeti sağlamak amacıyla yapılmış bir kanun, Temmuz 2022’de Mehmet Muş’un Ticaret Bakanlığı döneminde getirilen ve oy birliğiyle çıkarılan kanun. Fakat -dediğim gibi- esas güvencesi, şu anda 11’inci maddeyle ve 12’nci maddeyle değiştirilmeye çalışılan bu lisans bedeli uygulamasıydı arkadaşlar. Şimdi, bu güvence ortadan kaldırılıyor. Dolayısıyla bundan sonra olacak iş nedir biliyor musunuz? Olacak iş, Çinli Trendyol piyasanın tamamına hâkim olacak; ondan sonra kendi kurallarını koyacak, piyasaya hâkim olduktan sonra. İşte o komisyon bedelleridir, şunlardır, bunlardır, kimden mal alacağına o karar verecek, yerli firma dediğimiz -hani bir yerli millî edebiyatı var ya bu Cumhur İttifakı’nın- bütün firmaları silindir gibi ezip geçecek değerli arkadaşlar. Bakın, bu, dünyada başka yerlerde karşılaşılmış bir şey. Lütfen, istirham ediyorum; bunun siyaseti yok, bunun partisi, pırtısı falan yok; herkes elini vicdanına koysun, şu 11’inci maddeye, 12’nci maddeye bir baksın. Ya, bu kanunu siz getirdiniz, siz daha iki yıl önce getirdiniz bu kanunu ve bu kanunu getirirken neler söylediniz burada. Toplumda ufak tefek bir aksi ses çıktıysa, mesela Hamza Dağ’ın beyanatları var, neler söyledi onlara: “Bunlar küresel tekelcilere teslim olmuş.” “Bunlar yerli değil, bunlar millî değil.” diye laflar söylendi o gün o kanuna karşı çıkanlara. Mecliste karşı çıkan olmadı ama toplumdaki birtakım meselelerden dolayı, anlatabildim mi? Şimdi ne oluyor? Şimdi aynı pozisyona kendiniz düşüyorsunuz ya, insaf edin, Allah'tan korkun; böyle bir şey olamaz. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, mutlak surette bu 11’inci, 12'nci maddenin çıkarılması lazım. Şimdi, kılıf şu: Belki birisi gelecek -bunu savunabileceklerini çok zannetmiyorum ama- diyecek ki: “Efendim, ihracatı teşvik etmek istiyoruz.” Öyle bir şey yok arkadaşlar. Zaten -şimdi çok detayına girmek istemiyorum- öyle bir şey yapmış ki kanun -hakikaten kanun çok dizayn edilmiş, Mehmet Bey’i tebrik etmek lazım- ticaret hacminiz, net işlem hacminiz belli bir miktara kadar olduğunda size ciddi bir külfet getirmiyor lisans bedeli olarak çünkü büyük oyuncuya da ihtiyaç var ama o miktarı aştıktan sonra aşırı bir külfet getiriyor. Yani dediğim gibi, o Çinli Trendyol da o gün itibarıyla aslında o limitleri aşmıyordu, normal şartlarda bir miktar, 3-5 puan aşağı çekmesini beklerdiniz, o aşağı çekmeyip -dediğim gibi- 15 puan payını artırdı. Şimdi, dolayısıyla iki tane şey olacak eğer bu madde geçerse. Bir: 2024 yılı için yaklaşık 46 milyar TL’den -2025 yılı Mart ayında ödenecek- hazine vazgeçecek, parayı Çinli Trendyol’un cebine koyacak değerli arkadaşlar. Ya, buna hiç mi vicdanınız sızlamayacak? Hiç mi Allah korkusu yok? (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yani 70 milyar lira almak için neler yapmaya çalıştınız değil mi? Savunma Sanayii Destekleme Fonu için milletten, kredi kartı limitlerinden, tapu harçlarından, otomobilden, noter harcından, şundan bundan o kadar getirdiğiniz paketin toplamı 70 milyar liraydı, geri çekmek zorunda kaldınız. Alın size 46 milyar lira. Ya, bir şey yapmazsanız para gelecek bize zaten ama siz bir şey yaparak burada, birazdan elleri kaldırıp bu maddeyi kabul ederseniz 46 milyar lira, 2024 yılı için söylüyorum, 2025 yılının Martında ödenecek, sonraki yıllarda artacak; her yıl bu kadar paradan vazgeçeceğiz. Sadece bu mu mahzuru? Değil elbette. Ondan sonra bütün piyasayı Çinli Trendyol ele geçirecek, ne yerli firma kalacak ne esnaf kalacak ne şu kalacak ne bu kalacak; yazık günah değil mi, böyle bir şeye nasıl rıza gösterebilirsiniz? Dolayısıyla ben buradan Cumhur İttifakı’na, AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partisindeki arkadaşlara seslenmek istiyorum: Lütfen, bu maddeye siyasi bir şey olarak bakmayalım, bu maddeyi bu anlamda bir inceleyelim tamam mı? Ondan sonra vicdanınıza eğer sığıyorsa, içinize siniyorsa zaten yapacak bir şey yok ama ben incelendiği durumda mutlaka vicdan sahibi arkadaşların buna onay vermeyeceğini düşünüyorum, bu maddelerin kabul edilmemesi lazım. En güzeli tabii, Hükûmetin, kanun teklifi sahiplerinin bir önergeyle bunu geri çekmesidir. Bakın, 46 milyar lira, vazgeçilen para 46 milyar lira. Şimdi, ya, insanın kanına dokunuyor. Yani “Ben parayı kazanıyorum, 46 milyarı da öderim.” demiyor Çinli firma. 46 milyar liralık bir bedelle… Daha doğrusu 56 milyar olacaktı, 10 milyar her hâlükârda ödeyecek çünkü ne kadar kısarlarsa kıssınlar 10 milyar lira ödeyecek ama 46'dan kurtaracak. Bunun bir şekilde garantisini almış, o şekilde davranmış, hiçbir şekilde frene basmamış; piyasaya tamamen hâkim hâle gelmiş, bundan sonra da bu hâkimiyetini daha fazla devam ettirecek. Dolayısıyla, şimdi “ihracat” dedik yani burada ihracat teşviki falan yok, bu net işlem hacmi yani “lisans bedeline esas teşkil edecek o matrah” diyelim, o net işlem hacmi üzerinden yapılıyor; o zaten belirlenirken varsa ihracatı, yurt dışı satışları daha doğrusu, onlar düşülüyor. Ya, bu geçici maddeyle ne getiriliyor biliyor musunuz arkadaşlar? Aynı rakamı 2024 yılı için 4 defa düşme getiriliyor; ya, böyle bir şey olabilir mi ya, böyle bir saçma kanun olabilir mi ya? “4 defa, aynı rakamı 4 defa düş.” diyor, “Yatırımlarını da 4 defa düş.” diyor. Bütün hesaplamalar ne biliyor musun? Trendyol’un şu andaki işlem hacmi kabaca yıl sonu belli, 400 milyar lira civarında olacak, ona göre hesap edilmiş. Onun ödeyeceği parayı 7-8 milyar lirada tutup yaklaşık 46-50 milyar liradan onu kurtarmak için kalem kalem hesap edilmiş, utanmadan sıkılmadan da buraya yazılmış değerli arkadaşlar. “4 defa yatırımı düş, 4 defa yurt dışı satışı düş.” şeklinde bir kanuni düzenleme yapılır mı? Bu kadar adrese teslim bir düzenleme yapılabilir mi? Bu, vicdanınıza sığar mı, sığmaz mı, onu bilmiyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Usta. ERHAN USTA (Devamla) – Eğer içinize sinirse “olumlu” dersiniz ama içinize sinmezse, vicdan sahibi arkadaşlar varsa onların da bu kanun teklifine kuvvetli bir şekilde “hayır” demelerinin ben bir zaruret olduğunu söylemek durumundayım. Buradan bir de tabii, Mehmet Şimşek’e sesleniyorum; Mehmet Şimşek’in büyük ihtimal bundan haberi yok, umuyorum yoktur çünkü -teknisyen dürüstlüğüne ben inanırım, uzun süre beraber de çalıştık- eğer bu kanun teklifinden haberi var da buna sesini çıkarmıyorsa ona da yazıklar olsun! Niye? Çünkü sen bu milleti 70 milyarı toplamak için iliğine kadar sömüreceksin; 46 milyar lirayı, şimdi, Trendyol’un cebine koyacaksın; ondan sonra gelip bana, işte, maliye politikası, disiplini edebiyatı yapacaksın. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar) O yüzden, kendisine sesleniyorum; bu maddenin geçmesine -bugün bitmeyecek kanun teklifi; yarın, hâlâ önümüzde bir vakit var- Mehmet Şimşek’in engel olmasını kendisinden de talep ediyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)