GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:22.10.2024

CHP GRUBU ADINA GAMZE TAŞCIER (Ankara) – Teşekkür ederim. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP’nin adalet, kalkınma, ekonomi, demokrasi vaatleriyle başlayan iktidarı; yolsuzluk, yoksulluk, hukuksuzluk ve derinleşen toplumsal eşitsizlik çöküşüyle tamamlanıyor. Yirmi iki yıllık iktidarlarınız boyunca kamu kurumlarını yozlaştırdınız, yargıyı siyasete alet ettiniz, adaleti zedelediniz, toplumsal çürümeyi bu toplumun iliklerine kadar işlettiniz, sonunda da ülkeyi çetelere teslim ettiniz. İktidarlarınız döneminde bu ülkede uyuşturucu çetelerini gördük, ihale çetelerini gördük, otopark çetelerini gördük ama ilk defa yenidoğan çetesi gibi bir kötülüğü gördük. Yıllardır sizleri uyardık, “Sağlık sistemini piyasaya terk etmeyin.” dedik, “Sosyal güvenlik sistemi özünde dayanışmayı içerir, sermayeye kaynak aktaran bir araç hâline getirmeyin.” dedik; dinlemediniz, piyasacı anlayışı körükledikçe körüklediniz ve köpürttüğünüz bu soygun düzeni cinayet şebekeleriyle başka bir boyuta ulaştı. Peki, bu çete ve soygun düzeni yeni mi? 2012 Sayıştay Raporu’nda açıkça, özel hastanelerde vurgun yapıldığı, yoğun bakım yatak kapasitesinden fazla işlemle fatura edildiği ve SGK'nin talan edildiği yazıyor. Peki, siz ne yaptınız? Bugün ortaya çıkan skandalla hastanesi kapatılan Mehmet Müezzinoğlu’nu Sağlık Bakanı yaptınız yani kurda kuzuyu emanet ettiniz. “Hesap soracağız.” dediniz, “Kararlılıkla üstüne gideceğiz.” dediniz; oysa buna kimse inanmaz. Bu hırsızlar sadece devletin hazinesini soymuyor, kendi keselerini doldurmuyor; cinayet işliyor, sizler de bu cinayetin ortağısınız. Birazdan elleriniz kalkacak ve bu önergeyi reddedeceksiniz ancak hakikat değişmeyecek, katledilen onlarca bebeğin ahı bu suçu işleyenler ile bu suça göz yumanların iki yakasında olacak. Elbette ki suçu işleyenler en ağır cezayı almalı. Peki, Sağlıkta Dönüşüm’ü hayata geçirenlerin, sağlığı piyasalaştıranların, kamu denetiminden kaçıranların, liyakatsiz yöneticileri atayanların yani yirmi iki yıl boyunca bu ülkeyi yöneten sizin hiç mi suçunuz yok? Hangi gelişmiş ülkede bakanın hastaneler zinciri olur, turizm bakanının otel zinciri, millî eğitim bakanının okulu olur? “Devleti şirket gibi yöneteceğiz.” dediniz, işte getirdiğiniz nokta. Yoğun bakımlarda çocuklar ölürken, dönemin İl Sağlık Müdürü olan bugünkü Bakan “Özel sağlık kurumlarında reform yapacağız.” dedi. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş, köşeyi dönen dönmüş, çocuklar ölmüş, Bakan reform yapacakmış. Siz bu saatten sonra yapsanız kötülüğün reformunu yaparsınız çünkü Sayın Bakanın İl Sağlık Müdürlüğü yaptığı dönemde bu skandal patlıyor ve 20 Haziranda teknik ve fiziki takip kararından on beş gün sonra bir yavrumuz vefat ediyor. Nerede? Gözetim altında tutulan ve üç aydır doktorsuz olarak faaliyetine devam eden bir hastanede. Peki, bu hastaneye kim çalışma izni veriyor? Dönemin İl Sağlık Müdürü. Aynı İl Sağlık Müdürünün emrindeki bir doktor açıkça bir buçuk yıl önce çete elemanlarının anlaşma sağladıkları özel hastanelerde devletin nasıl yolunduğunu, yoğun bakıma nasıl yeni hasta getirildiğini açık bir şekilde ifade etmiş hatta İl Sağlık Müdürlüğünün yaptığı denetimlere ait tutanaklara erişmiş bu çete ama Bakan diyor ki: “Çeteyi gizli operasyonla çökerttik.” Sayın Bakan, bunun neresi gizli? Belli ki süreçten sadece sizin haberiniz yok. Bu kadar ciddiyetsiz, bu kadar kifayetsiz bir devlet yönetilir mi? Ortada çöken bir şey varsa sayenizde ahlaktır ve başıbozuk düzendir. Allah kahretsin böyle bir düzeni. Tek bir devlet yetkilisi çıkıp da “Ya, bizim de sorumluluğumuz var, hatalıyız, özür dileriz.” demediği gibi istifa etme onurunu da maalesef göstermiyor. Değerli milletvekilleri, bu ülkede kadınlar, çocuklar evde, sokakta, okulda, hastanede maalesef kendini güvenli hissetmiyor. Sorun yalnızca bir grup suçlunun kötü niyetli eylemlerinden kaynaklı değil; hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak yolsuzluğu, rantı, adam kayırmacılığı teşvik eden bir düzen kurdunuz. Devletin güvenlik ve adalet mekanizmalarını zayıflatıp yargıyı siyasetin aracı hâline getirerek suçluların güçlenmesine zemin ayırdınız. Neticede yüzde 12 komisyon almak uğruna bebekleri ölüme göndermekte sakınca görmeyen bir düzene imza attınız. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) GAMZE TAŞCIER (Devamla) – Bitiriyorum. BAŞKAN – Buyurun. GAMZE TAŞCIER (Devamla) – Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak -her türlü siyasi müdahalelerden uzak- kimin kimlerle bağlantısı varsa ortaya çıkması için bu sürecin takipçisi olacağız ve kim varsa teşhir edeceğiz. Değerli milletvekilleri, bizim “Kim varsa teşhir edeceğiz.” dediğimiz bir başka nokta var. Dün biliyorsunuz, bir terörist öldü. Ben Sayın Osman Gökçek’i de anlıyorum, bir yakını öldüğü için acısından bugün burada feveran ediyor; acısını biz anlayabiliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Tabii ki -babasıyla birlikte parsel parsel satarken- boğazından onun lokması geçtiği için üzüntüsünü anlıyoruz. Bu terörist eğer on iki yıl önce ölmüş olsaydı Türkiye'nin her yanından selalar okutur, taziye mesajları yayınlar, tabutunu taşımak için sıraya girerdiniz ve en büyük cenaze töreni için uçaklarınızla Amerika'ya giderdiniz. İmam “Nasıl bilirdiniz?” diye sorduğunda “İyi biliriz.” derdiniz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) GAMZE TAŞCIER (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan, son bir cümle. BAŞKAN – Yeterince süre verdim. GAMZE TAŞCIER (Devamla) – Oysa biz, ömrünü çağdaş, demokratik, laik cumhuriyete adamış Türkan Saylan’ı iyi bilirdik; intihara sürüklediğiniz Ali Tatar’ı iyi bilirdik, bir deri bir kemik mezara koyduğunuz Kuddusi Okkır’ı iyi bilirdik ve bu hainlerin ipliğini pazara çıkaran Necip Hablemitoğlu’nu iyi bilirdik. Biz o gün de bugün de FETÖ’yü hiç iyi bilmezdik. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)