| Konu: | Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı’nın annesinin vefatına, bütçe görüşmelerinin Plan ve Bütçe Komisyonunda başladığına ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin her daim kendi gündemine hâkim olduğuna, FETÖ meselesini doğru anlamanın Türkiye’nin geleceği açısından çok büyük önem arz ettiğine; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Muş Milletvekili Sezai Temelli ile Ankara Milletvekili Murat Emir’in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine, özellikle özel sağlık kuruluşlarıyla alakalı olarak bugün kurulacak araştırma komisyonuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 22.10.2024 |
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisine ve sayın milletvekiline öncelikle başsağlığı diliyorum; Allah rahmet eylesin. Bugün, tabii, Meclisimiz için önemli bir gün. Bütçe görüşmelerimiz Plan ve Bütçe Komisyonunda başladı. Tüm milletvekillerimiz ve tüm gruplar bilmelidir ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerinde bir tahakküm olamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi her daim kendi gündemine hâkimdir, hiç kimse Türkiye Büyük Millet Meclisine neyi nasıl yapması gerektiğini söyleyemez. O yüzden, bizim kendi kurumsal irademizin her şeyin daha üstünde olduğunu düşünüyorum ve siyasi parti ayrımı olmaksızın da ortak irademizin bu yönde olması gerektiği kanaatindeyim. Değerli arkadaşlarım, tabii, bugüne kadar FETÖ’yle ilgili çokça şey söyledik ama malum, dün olan hadise üzerine birkaç şeyi tekrar etme ihtiyacı duyuyoruz. FETÖ meselesini aslında doğru olarak anlamak yani Türkiye'nin bu konuda uzlaşması, Türkiye'nin geleceği açısından çok büyük önem arz ediyor çünkü FETÖ aslında bir yeni nesil terör örgütü, dünyanın görmeye çok alışkın olmadığı cinsten; uluslararası güçlerin çok özenle oluşturduğu, yaklaşık elli yıla sari bir terör örgütünden bahsediyoruz ve yabancı istihbarat örgütlerinin ince ince işlediği, içerisinde çok katmanlı işlerin yapıldığı ve başta çocukları, gençleri hedef alarak, devamında da yargıdan eğitime kadar pek çok alana, sadece kendi coğrafyamızda, ülkemizde değil, farklı yerlerde de derinlikli çalışmalar yapan son derece tehlikeli bir terör örgütü. Böyle baktığımız zaman, Hükûmetimizin, AK PARTİ’nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle son on yılda başta dershaneleri kapatarak başlayan süreçte verdiği mücadele adım adım öyle bir noktaya geldi ki bu terör örgütü buradan çıkmak için darbe yapma girişiminde bulundu. Nihayetinde, aslında darbe girişimine kadar, AK PARTİ’nin ve Cumhurbaşkanımızın son on yılda verdiği mücadeleye baktığımız zaman, biraz evvel konuşan arkadaşlarımızın da içinde bulunduğu siyasi hareketlerin bunun tam tersine, onların yanında o süreçte durduklarını görüyoruz. Ne zaman ki darbe girişimi oldu, işte bu darbe girişiminden sonra, özellikle o akşam itibarıyla olayın vahameti anlaşıldı ve bütün siyasi partiler aynı yerde, aynı noktada buluşma ihtiyacını duydular. O yüzden, bugün bu olayları değerlendirirken, vaktizamanında onların gazetelerinin, onların örgütlerinin yanında durularak, onların haklılığının iddia edildiği zamanları da unutmamak lazım. Sonuç olarak, AK PARTİ’nin mücadelesiyle, Cumhurbaşkanımızın mücadelesiyle bu terör örgütüyle mücadele bu aşamaya gelmiştir. Tabii, şehitlerimiz var. Zaman içerisinde onlardan çok mağdur olan insanlar olduğu gibi, en önemlisi 251 vatan insanımız, gençler -ben onlara hem diyorum ki fidanlar hem çınarlar- şehit oldular o gece, arkadaşlarımız şehit oldu; arkadaşlarımızın ağabeyi, Bakanımızın ağabeyi şehit oldu o gece. Böyle baktığımız zaman bizim için son derece yaralayıcı hatıralar da içerisinde barındırıyor. Hukuken pek çok şey yapıldı, uluslararası hukukun yetersizliğini orada bir kez daha gördük. Ben de şahidim, defaatle Amerika’ya yapılan seyahatlerde dosyalar, klasörler son derece ince hazırlıklarla aslında hazırlanarak bunlar Amerika’ya verildi ve iadesi talep edildi, burada bu canıgönülden bir talepti. Önemli olan aslında Türkiye’ye gelmesi, burada yargılanması ve hak ettiği cezayı almasıydı fakat biz ahiretin varlığına inanıyoruz; bu kadar genç insana verdiği zarar, insanlara hem mali olarak -hem hayatlarına- hem de onları katlederek, öldürerek verdiği zararla ilgili olarak muhakkak suretle Allahutaala hesabını soracaktır. Ama bu arada da bizlerin bu örgütle olan mücadelesi devam edecektir. O kadar sinsi bir örgüt ki hatırlayınız, darbenin olduğu günün hemen ertesinde yaklaşık 1.500 hâkim, savcı ihraç edilirken zaman içerisinde bu sayı 5 bine ulaştı; anlamak, çözmek, hepsi adım adım, zaman isteyen işlerdi. O yüzden, böylesine ince bir uğraşla yok edilen, yok edilmeye çalışılan, hâlâ da büyük bir hassasiyetle takip edilen bir süreci böyle görmek lazım. Ben, bu başhainin ölmesiyle beraber şehit ailelerinin kalplerinin bir nebze ferahladığını ümit ediyorum ama takibimizin de her daim devam edeceğinin altını çizmek istiyorum. Şimdi, tabii, çok önemli bir mesele daha var; aslında o da yine hem daha önceki Bakanımızın hem şu anki Bakanımızın, kendisi daha evvel de İstanbul İl Sağlık Müdürüydü… Aşağı yukarı bir yılı aşan kronolojiyi de Sayın Erkan Akçay güzel özetlediler, tekrar etmeyeceğim. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Zengin. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Biraz sonra yapacağımız konuşmalarda ben arkadaşlarımızın da üstünden geçeceğini düşünüyorum. Fakat şunu ifade etmek istiyorum: Yani aşağı yukarı bir yılı aşkın bir zamana sâri olan bir süreç var önümüzde, yargısal bir süreç var, bir şikâyetle başlayan yargısal süreç. Süreç asıl başladığında bir mali yolsuzluk olarak başlamış, bir usulsüzlük olarak başlamış fakat daha sonra, özellikle dinleme izinlerinin alınmasıyla, “tape”lerin deşifre edilmesiyle beraber bu konuşmalardan anlaşıldığı üzere konu başka bir yere evrilmiş yani bebeklerimizin nasıl öldürüldüğü, öldürülmesiyle alakalı çok daha vahim bir suça evrilmiş. Ve nihayetinde de aslında çok yeni bir tarihte yani Savcılık 16 Ekim tarihinde iddianamesini hazırlayarak sunmuş ve hemen akabinde de iki gün içerisinde bu hastanelerin ruhsatları iptal edilmiş. Şimdi, tabii, burada çok dengeli bir şey yapmamız gerekiyor. Bir taraftan, Mecliste de pek çok arkadaşım var bütün siyasi partilerde. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Zengin. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Hem Grup Başkan Vekili olarak hem de kendi grubumuzda bugün sabah bütün hekim arkadaşlarımızla, milletvekili arkadaşlarımızla bir araya geldik. Son derece zor bir görev ifa ediyor tüm sağlık çalışanları. Türkiye'de 1,5 milyon sağlık çalışanı var ve tehlike altındalar. Biz burada 2 defa da kanun düzenlemesi yaptık. Buradaki yaptığımız görüşmelerde işini özveriyle, özenle yapan bütün sağlık çalışanlarını bir koruma altına alarak bu konuşmaları yapmamız gerekiyor. Bunların içerisinde, maalesef hayatın içerisinde parayı önceleyen, mesleğine ihanet eden insanlar çıkabiliyor. Bizim yapacağımız şey -bugün de önerimiz o olacaktır- bugün istiyoruz ki bir araştırma komisyonu kuralım Meclisimizde. Bu komisyon vasıtasıyla, özellikle özel sağlık kuruluşlarında bebeklerle alakalı daha özenli çalışmalar gerektiren, yoğun bakım üniteleri dâhil olmak üzere yaşlıların bakıldığı… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Son Sayın Başkanım… BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Kendi bilincini haiz olmayan, daha ziyade korumaya ihtiyaç duyan gençler, çocuklar, hastalarla ilgili, bebeklerle ilgili olarak bir araştırma komisyonu kuralım. Bu komisyon neticesinde, bu olaylar, bu açıklar nasıl bulunuyor, bize düşen nedir… Meclis olarak biz yargılama yapmıyoruz. Bizim işimiz, yaptığımız bu incelemeler neticesinde hangi hukuki düzenlemeleri yaparsak, hangi mevzuatı geliştirirsek bu açıklar, bu suistimaller önlenebilir? Bunun üzerine gitmemiz lazım. Bu konuda da başta Sağlık Bakanımız olmak üzere Çalışma Bakanımız ve Adalet Bakanımız ve tüm milletvekillerimiz -eminim sizler de öyle- büyük bir hassasiyet içerisinde bu konuyu hep beraber çalışacağız, bu konuyu tamamıyla aydınlatacağız ve bu suiistimallerin önüne geçilmesi için elimizden geleni yapacağız. Ben, bu konuda da özen gösteren, büyük bir hassasiyet gösteren başta genç savcımız dâhil olmak üzere sağlık müfettişlerimiz… Onları da dinleme imkânım oldu. Son derece yoğun bir çalışmayla bu aslında kamuoyunun önüne çıktı. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Son cümle... BAŞKAN – Buyurun. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Bunu yaparken sağlık çalışanlarımızı incitmeden ama hastalarımızın da her daim en iyi tedaviyi alabileceği, anne babaların emin bir hâl içerisinde evlatlarını sağlık kuruluşlarına götürebileceği bir ortamı tesis etmek bizim görevimizdir diye düşünüyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)