GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:8
Tarih:16.10.2024

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan. Neymiş? Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni görüşüyoruz. Ya, ben en sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Ey iktidar, ne olur hiçbir şeyi korumayın ya, lütfen, koruma istemiyoruz sizden! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Siz korudukça vallahi batıyoruz; ciğerlerimize kadar, iliklerimize kadar artık açlık, yoksulluğu yaşıyoruz. Bu halk adına konuşuyoruz ve korumayın, koruma istemiyoruz. Hani o “Gölge etmeyin.” derler ya, siz de gölge etmeyin. Burada tüketicinin nesi korunuyor gerçekten? Tüketici aç, üretici de aç, küçük esnaf da aç ama koruduğunuz birileri var tabii. Kim onlar? Enflasyonun düşmesine çare niyetine sözde neyi koruyorsunuz? Patronlar dünyasını. Bu Kanun Teklifi’nin temeli ne? E-ticaret. E-ticarette tekelleşme yolunda ilerleyen firmalar var ve bu firmalara, büyük şirketlere bolca ayrıcalık tanıyorsunuz. Ya, şöyle bir şey, hepimiz on-line alışveriş yapıyoruz, eminim herkes yapıyordur. Ya, e-ticaret konusunda düzenleme olacak ve motokurye olmayacak; ya, böyle bir şey olabilir mi? Nasıl içinize sindi? 900 bin motokorye var bu ülkede ya, gayriresmî verilere göre 200 bini kayıtlı; açlıkla boğuşuyorlar, haftada yedi gün çalışıyorlar, trafik kazalarında ölüyorlar ama motokurye yok, bu kanun kapsamında değil. E, çevrim içi alışveriş, e-ticaret, mademki düzenleme yapıyorsunuz niye motokuryeler yok? Bu konuda hiçbir şey yok. Peki yani hakikaten burada şunu da söyleyeyim: En son, ölenleri falan hani süre yetmeyecek, söylemeyeceğim ama bir de şöyle bir iddia attınız ortaya, bu kredi kartı borçlarından vergi alacaktınız ya; o ucube meseleyi neyse tartışmayalım, geri çektiniz. Bu da bir pratik hâline geldi, hakikaten burası bir yapboz tahtasına döndü. Ben 2015'ten beri defalarca gördüm, bir yaptığımızı bir daha yapıyoruz; bir daha, bir daha, bir daha. Ya bilmiyorsanız yapmayın. Ne dediniz onunla ilgili? Kredi kartıyla borçlananlar için İsrail tehdidi varmış da fedakârlık istiyormuşsunuz borçlulardan, limitleri yüksek ya. İsrail tehdidi bitti mi gerçekten? Var mıydı öyle bir tehdit, onu bilmiyorum ama İsrail tehdidi nedense bu borçlulardan toplayacağınız vergileri vereceğiniz o Demirören var ya -Demirörenlere avantaj sağlıyorsunuz- İsrail tehdidi onlar için yok. Siz patron seviyorsunuz ya, zengin seviyorsunuz, hakikaten zengin seviyorsunuz. Yani bu kanunda da bunun çok açık örneklerini görüyoruz. Şimdi yani burada bu İsrail meselesi zaten başlı başına bir mesele. Kayyım meselesinden, bu kredi kartı borçlarından yine vergi alacağınızı iddia etmiyorum, biliyorum; gelecek, üç ay, beş ay, altı ay sonra gelecek çünkü kayyımda gece geri çektiniz kanunu, üç ay sonra yine getirdiniz, KHK’yle getirdiniz. Tepkileri sündürmek için geri çekiyorsunuz, tekrar bir gün ansızın -hani ansızın bir şeyler yapıyorsunuz ya hep- geri getiriyorsunuz. Şimdi, o muhteşem bakanımız limitle ilgili “Savunma sanayisi projelerine ek kaynak sağlamak zorundayız.” demiş. Hayır efendim, niye ek kaynak sağlamak zorundasınız ya? Savaşa niye ek kaynak ayırıyorsunuz? Barışa ayıralım, barışa. İnsanların ölümü için niye kaynak ayırıyorsunuz ya? Bizim burada dilimizde tüy bitti barışı savunmaktan, eşitliği savunmaktan; demokratik siyasetten, müzakereyi söylemekten artık dilimizde tüy bitti; savaşa kaynak ayırıyorsunuz ama savaşa değil barışa kaynak ayırsaydınız emin olun, bugün yoksulluk da yoksunluk da bu hâlde olmazdı. Böyle içimden geldi, hani bir şarkı sözü var ya, diyorlar: “Ağlayanlar bir gün güler.” Evet, bir gün güler elbette. Ve şu da var devamında: “Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak.” Yani motokuryeyi düşünmeden e-ticaret kanun teklifini önümüze getiren iktidar partisi bunu bir düşünsün ya. Kartellere ayrıcalık tanıyorsunuz da evine ekmek götürmek için kapımıza paketlerimizi getiren o yüz binlerce insan için hiç mi bir şey düşünmediniz ya? El insaf diyorum, başka da bir şey demiyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)