| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 16.10.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA KAMURAN TANHAN (Mardin) – Teşekkür ederim. Üç dakikada adalet reformunu anlatmak çok zor bir meziyet, tüm arkadaşlar için de bu geçerli. Açıkçası, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’yle ilgili sivil toplum kuruluşlarının açıklamış olduğu raporlar var, 142 ülke arasında Türkiye 117’nci sırada; ne yazık ki bu iktidar tarafından 142 ülke arasında 117’nci sıraya geriletildik. Biz Türkiye olarak, Tanzanya ve Kongo gibi demokrasinin olmadığı yerlerin çok gerisindeyiz. Türkiye’de toplumun adalet sistemine olan güveni her geçen gün azalıyor. KONDA’nın yaptığı bir araştırmaya göre “Türkiye’de adalet sistemine güveniyor musunuz?” sorusuna “Evet.” cevabı verenler yüzde 31; yüzde 69’u da güvenmiyor. Vatandaşların yüzde 73’ü yani her 4 kişiden 3’ü haksızlığa maruz kaldığında herhangi bir girişimde bulunmaktan çekiniyor yani mahkeme salonlarında sürünmekten korkuyor açıkçası; atasözlerine de konu olmuş bir durum. Yine, adaletsizliğin zirveye çıktığı alanların başında cezaevleri geliyor. Tecrit, işkence, kötü muamele ve hak gasplarıyla gündemden düşmeyen cezaevleri birer işkence merkezlerine dönüştürülmüştür. Bakın, Türkiye’de neredeyse bütün cezaevlerinde siyasi mahkûmlar ikili bir hukukla, daha doğrusu bir düşman hukukuyla karşı karşıya kalmaktadır. Ankara Sincan Cezaevi bunlardan pilot bölge seçilmiş herhâlde çünkü orada sıkça hak ihlaliyle karşı karşıya geliyoruz, bu talepler geliyor. Nedir bunlar? Tecrit edilen mahpuslar yalnızlaştırılmakta, sosyal izolasyon uygulanmaktadır. Farklı koridorlardaki mahpusların en ufak iletişimlerine dahi izin verilmezken her koridor farklı bir hapishaneymiş gibi hareket edilmekte, mahpusların yasal ve meşru talepleri idare tarafından keyfî bir biçimde reddedilmekte, spor ve sohbet hakları engellenmekte, sadece aynı koridorda bulunan 6 kişinin haftada bir buçuk saat gibi bir sürede spor yapmasına izin verilmektedir. Mahpusların kendi aralarında gazete, kitap değiştirmelerine izin verilmemektedir. Kürtçe yayınlar verilmemektedir. İdare tarafından mahpuslara keyfî bir biçimde soruşturma açılmakta, sayısız disiplin ve hücre cezaları verilmektedir. Bu da infazların yanmasına gerekçe sunuluyor. Hücre aramalarında mahpusların kişisel yazı ve kitap çalışmalarına el konulmakta, hastaneye sevk talepleri yapılmamakta veya geç yapılmakta, kelepçeli muayene dayatılmakta ve bunu kabul etmeyen mahpuslar tedavi olamamaktadır. Dilekçe hakları işleme konulmamaktadır. Kurum personelleri kötü muamelelerde bulunmakta, kamera olmayan bölgelerde mahpuslara fiziksel şiddet uygulanmaktadır. Yemekler kötü ve yetersiz, kantin fiyatları fahiştir. Doluluk oranı nedeniyle bazı mahpuslar yerde yatmaktadır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) KAMURAN TANHAN (Devamla) – Yaşlı ve hasta mahpuslar yaşamını tek başına sürdüremeyecekleri tek kişilik hücrelerde tutulmakta, âdeta ölüme terk edilmektedir. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)