GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:15.10.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖZNUR BARTİN (Hakkâri) - Sayın Başkan değerli milletvekilleri; söz konusu teklif, bankacılık mevzuatındaki düzenlemelerden tüketici haklarının belirginleştirilmesine kadar birçok önemli maddeyi içermektedir ancak bu teklifin en önemli eksiklerinden biri, zor durumda olan esnafın ve alım gücü her geçen gün düşen tüketicinin korunmasına yönelik hiçbir hükmün yer almamasıdır. Aynı şekilde, emekçilere dayatılan ağır vergi yükleri ve asgari ücretlinin yaşam standartlarının iyileştirilmesi gibi kamusal yarar gözetmeyen düzenlemeler, yalnızca büyük şirketlere imtiyaz sağlamayı amaçlayan bir yaklaşım sergilemektedir. Bu nedenle teklifin, kamu yararını gözetmeyen ve sosyal adalet ilkelerini ihlal eden yanlarının dikkate alınarak daha kapsayıcı bir anlayışla ele alınması gerekmektedir. Türkiye'de e-ticaret sektörü son yıllarda önemli bir büyüme kaydetmiştir. 2022 yılının ilk altı ayında e-ticaret hacmi 348 milyar TL'ye ulaşmış, bu da bir önceki yıla göre yüzde 116’lık bir artış anlamına gelmektedir. Bu büyüme “Hepsiburada, Sahibinden, Trendyol, Yemeksepeti, Çiçeksepeti, n11 ve Getir” gibi platformların yaygınlaşmasıyla hızlanmıştır. Özellikle, Covid-19 pandemisi sürecinde karantina ve sokağa çıkma yasakları çevrim içi siparişlerde büyük bir artışa neden olmuş ve motokuryelere olan talebi artırmıştır. Motokuryeler, platform ekonomisinin büyümesiyle birlikte günlük trafik ve sosyal hayatın ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir ancak bu mesleğin yaygınlaşması beraberinde çeşitli sorunları da getirmiştir. Türkiye'de kayıtlı yaklaşık 200 bin motokurye olduğu tahmin edilmektedir ancak kayıtsız çalışan motokuryelerin sayısının da çok daha fazla olduğu düşünülmektedir. Tüm Anadolu Motosikletli Kuryeler Federasyonuna göre Türkiye'de yaklaşık 900 bin kayıtlı-kayıtsız motokurye bulunmaktadır. Motokuryeler uzun çalışma saatleri ve güvencesiz çalışma koşullarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Yapılan araştırmalar motokuryelerin yüzde 85’inin haftada altmış yedi saat ve üstü çalıştığını, yüzde 15’inin ise haftalık kırk beş saat çalıştığını göstermektedir. Ayrıca, yüzde 32’si haftada yedi gün çalıştıklarını belirtmiş, büyük bir kısmı asgari ücretin üzerinde gelir elde etseler de bu gelirler çalışma saatleri ve koşulları dikkate alındığında yeterli olmamaktadır. Motokuryelerin en çok karşılaştıkları sorunlar arasında sıcak ürün teslimatı, hızlı teslimat baskısı, trafik ve müşteri sorunları yer almaktadır. Hızlı teslimat talepleri motokuryeler üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta ve güvenliklerini tehlikeye atmaktadır. Olumsuz hava koşulları sıkça kaza yapmalarına veya kazaya tanık olmalarına neden olmaktadır. Motokuryeler meslek hastalıkları olarak nitelendirilebilecek birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu kanun teklifiyle e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren büyük firmalara vergi muafiyetleri ve kartelleşme ayrıcalıkları tanınırken sektörün paydaşları olan motokuryelerin çalışma koşullarının göz ardı edilmesi kabul edilemez. Platform ekonomisinin bir parçası olan motokuryelerin daha güvenceli çalışma koşullarına kavuşmaları gerekmektedir. Bu bağlamda, sosyal güvenlik haklarının sağlanması, çalışma saatlerinin düzenlenmesi ve gelir adaletinin sağlanması önem arz etmektedir. Bu durum, motokuryelik mesleğinin, gerekli düzenlemelerinin yapılmaması nedeniyle büyük bir risk altında olduğunu göstermektedir. Kurye Hakları Derneğinin raporlarına göre motokuryelik iş kolunda işçi ölümleri her geçen yıl artış göstermektedir. 2021'de en az 30, 2022’de en az 58, 2023’te 68, 2024 yılı itibarıyla son altı ayda en az 25 motokurye çalışma şartları nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Motokuryelik mesleği hâlâ çok tehlikeli işler kategorisine alınmamıştır. Valiliklerin bu konuda herhangi bir inisiyatif almadığı gözlemlenmektedir. Bu durum, kuryelerin yaşadığı riskleri daha da artırmakta ve güvenlik önlemlerinin yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Son dönemde yaşanan bazı olaylar, kuryelerin karşılaştığı risklerin ve hukuki yetersizliklerin boyutunu da gözler önüne sermiştir. 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Ata Emre Akman, bir kaza sonucu yaşamını yitirmişti. Somali Cumhurbaşkanının oğlu Muhammet Hasan Şeyh Mahmut’un bir motokuryeye çarpması sonucu yaşanan ölüm olayında Mahmut, asli kusurlu bulunmasına rağmen sadece 27.800 TL adli para cezası almış ve ehliyetine altı ay süreyle el konulmuştu. Sonuç olarak, e-ticaretin ve platform ekonomisinin gelişimi, tüketim alışkanlıklarını değiştirirken motokuryeler gibi yeni mesleklerin yaygınlaşmasına neden olmuştur. Tüketici haklarının korunması adına yapılan düzenlemelerin çalışma koşullarını iyileştirecek adımlar içermesi, ilgili kanun teklifinde motokuryelerin de göz önünde bulundurulması ve haklarının korunması ele alınmalıdır. Kanun teklifinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümlerin yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir ancak bu düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarına ne kadar uygun olduğu konusunda ciddi soru işaretleri bulunmaktadır. Özellikle, TENMAK’ın gelirlerine ilişkin düzenlemeler Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınarak yapılsa da uygulamada boşluklar ve belirsizlikler yaratmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarına tam uyum sağlaması için düzenlemeler detaylı bir şekilde gözden geçirilmeli ve her maddenin Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ne ölçüde uyumlu olduğu yerinde denetlenmeli, düzenlemelerin uygulamada nasıl hayata geçirileceği konusunda açık ve net hükümler içermesi sağlanmalı, Anayasa Mahkemesi kararlarına uygunluk denetiminde bağımsız hukuk uzmanlarının görüşleri alınmalı ve düzenlemeler buna göre revize edilmelidir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da yapılması öngörülen değişiklikler tüketici haklarını zayıflatma, büyük şirketlere avantaj sağlama ve hukuki belirliliği zedeleme potansiyeli taşımaktadır. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulayıcısı konumunda olan Ticaret Bakanlığı asıl çözülmesi gereken sorunları görmezden gelerek tali konularla uğraşmayı yeğliyor. Değerli milletvekilleri, ayrıca konut vaadiyle dolandırılan ve on yıldır çözüm bekleyen yurttaşların mağduriyetlerine de değinmek istiyorum: Başta İstanbul Esenyurt ve Tuzla ilçeleri olmak üzere, ülkemizin değişik bölgelerinde özellikle yüksek nüfus artışı hızından kaynaklanan konut ihtiyacını fırsat gören bazı kişiler, on binlerce insana, daha çok toplumun dar ve orta gelirli yurttaşlarına konut edindirmek vaadiyle kurdukları inşaat firmaları aracılığıyla ön ödemeli konut satışı yöntemiyle maketler üzerinden satış kampanyaları düzenlemiş ve paralar toplamış ancak aradan uzun yıllar geçmesine rağmen hak sahiplerine konutlar teslim edilmemiş, bazı projelere hiç başlanmamış veya yarım bırakılarak on binlerce insanın mağduriyetine sebebiyet vermişlerdir. Türkiye'de konut mağduriyeti on yılı aşkın süredir çözüme kavuşmamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi 2019 yılında konut mağdurlarıyla ilgili bir araştırma komisyonu kurulması yönünde karar almış ancak bu Komisyondan somut bir sonuç çıkmamıştır. Kurulan Komisyon gerek başkanlık gerekse parti temsilcileri bakımından etkili olamamış, bu durum sonucunda konut mağdurlarının sorunlarına yeterince değinilmemiştir. Hâl böyle olunca mağdur olan aileler, TBMM ve tüm ilgili kurumlara başvurmuş ancak bugüne kadar hiçbir adım atılmamıştır. Mağdurlara bir çözüm üretilmemesi iktidarın sorumsuzluğu olarak elbette ki nitelendirilmektedir. Bu kanun teklifi yalnızca büyük firmaların çıkarlarına hizmet etmekte, motokuryeler ve konut mağdurları gibi kesimleri göz ardı etmektedir. Tüketicinin korunması adına yapılacak her düzenleme bu kişilerin haklarını gözetmekle yükümlüdür. Tüketici ve işçi hakları bu kanun teklifinin öncelikli hedefleri olmalı, haksız kazanç sağlayanların üzerindeki denetim artırılmalıdır. Bu nedenle bu teklifin gözden geçirilmesi, motokuryelerin ve konut mağdurlarının haklarının gözetilmesi elzemdir. Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)