GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:10.10.2024

HAYDAR ALTINTAŞ (İzmir) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün görüşmekte olduğumuz Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’ni izah etmek için Ziya Paşa’nın şu dizelerini söylesem herhâlde kâfi gelir diye düşünüyorum: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde." diyor Ziya Paşa. Evet, bugün karşımızdaki Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’ne baktığımızda burada gerçekten bir eser, gerçekten eğitimle alakalı bir konu göremiyoruz. “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.” diyen bir sistemden bugün geldiğimiz yere baktığımızda durum oldukça acıklı ve oldukça vahimdir. Eğitim, sayılardan ibaret değildir, öğretmen ve öğrenci sayılarımızla övünmek boşunadır. Eğitime kantite olarak bakamayız, kalite olarak bakmak zorundayız; kalitesiz eğitim yok hükmündedir. Eğitim geleceğimizdir, eğitim istiklalimizdir; iyi eğitilmiş gençler ülke istiklalinin ve istikbalinin teminatıdır. Ancak, bir iş yaparken bir Anadolu deyişiyle “Usta 10 kere ölçer, 1 kere biçer.” derler; siz, her gün, aklınıza geldikçe, acemice bütün yasaları, bütün düzeni orasından burasından kesip biçerek tanınmaz ve kullanılmaz hâle getiriyorsunuz aynı öğretmenlik ve aynı eğitim gibi; sonuçta, elinizdeki parçalardan bir bütün yapmak şöyle dursun, olan sistemi de mahvediyorsunuz. Bugün, getirdiğiniz bu Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’yle öğretmen de öğrenci de köle hâline gelecektir. Eğitim sistemi aile, okul ve öğretmenden oluşan bir zincirdir. Aileler ekonomik şartlardan dolayı perişan, okullarımız bağımsız, öğretmenlerimiz ekonomik koşullarından dolayı oldukça perişan; o zaman bu zincir kopmuş, sistem de dağılmış demektir. Gelip geçen bütün sayın bakanlar, eğitim sistemi evinizin arka bahçesi değildir, canınız istedikçe orasını kazamazsınız, aklınıza gelen her şeyi de oraya ekemezsiniz. Eğitim sistemimizle oynayarak cumhuriyetle hesaplaşma iddianızdan lütfen vazgeçiniz. Okullardaki eğitim, iktidarınızın meşruiyetine destek olma aracı değildir. Bu kanun teklifi teknik olarak da çok kötü hazırlanmıştır. Öğretmen akademilerinin, lisans eğitiminden sonra iki yıl daha okuma gibi iler tutar tarafı yoktur. Gelin, bu kanunu uygulamadan çekin; daha modern, daha güzel yeni bir kanun yapılsın. Eğer sayısal çoğunluğunuza güveniyorsanız diyeceğim şudur ki: İktidar her yönetim sisteminde vardır ancak rejimi demokratik kılan muhalefettir; her kim ki muhalefeti yok etmek, onu duymamak istiyorsa biliniz ki önce yok ettiği demokrasidir. Yanlıştan dönmek fazilettir. Bütün ısrarlara rağmen yürüttüğünüz eğitim sisteminin sonucu ortadadır. Sonuçları görmek isterseniz PISA raporlarına bakın, üniversite sınav sonuçlarına bakın; başarı yerlerde sürünüyor. Görüşmekte olduğumuz Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi ve Maarif Eğitim Müfredatı, bırakın eğitimdeki gelişmeyi, ideolojik kamplaşmalara yol açmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Öğretmen özlük hakları, aldıkları maaşlar, kesilen vergi ve İLKSAN aidatlarıyla maaşları iyice yere düşmüş, kiralarını bile ödeyemez hâle, üstüne üst baş alamaz hâle gelen öğretmenler eğitime neyle gönül vereceklerdir? Yaklaşık 19 milyon öğrenci, 1 milyon 200 bin öğretmenimiz var. Bu sayıya baktığımızda ülke nüfusunun neredeyse yüzde 25'i öğrenci ve öğretmenden oluşuyor. Bu kitle Türk milletinin geleceğidir ve teminatıdır. Bunun üstünde aklımıza estiği gibi değişiklik yapmayalım lütfen. Okulu, eğitimi, öğretmeni öğrencinin ayağına götürmeliyiz. Taşımalı eğitim bir felakettir. Zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımız temel bilgilerden uzaktır, dört işlem bile yapmaktan âciz durumda; bırakın eğitimle oynamayı, sonuçlar ortadadır. Bu yöntemle eğitim yaparak ülkeyi ileriye götüremeyiz. Bu uygulamalarda ısrar hatadır. Bütün kurumları çürütürsünüz, bu çürüme sadece bireyle sınırlı kalmaz, toplumun ahlak sistemine yayılır; bireyin elinde yozlaşmak, toplumdan tecrit olmak ya da göç etmekten başka bir çare kalmaz. Gençlerimizi umutsuzluğa sevk eden bu sistem, yoksulluk ve bilgisizlik gençlerimizi ve geleceğimizi uyuşturucu bataklığında boğmaktadır; millet olarak, devlet olarak bunun önüne mutlaka geçmek ve tedbir almak zorundayız. Sayın milletvekilleri, eğitim sistemimizde ciddi bir reform yaparak hepsini bir bütün olarak ele alalım, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayalım, müfredatı çağdaş değerlerle donatalım. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Altıntaş, tamamlayın lütfen. HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) – Aksi takdirde, mevcut durum daha da ağırlaşacaktır. Sözlerimi Şair Eşref’in şu dizeleriyle bitirmek istiyorum: “Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi,/Gitgide zulmetmeye elde ahali kalmıyor.” Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)