GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Saadet-Gelecek Grubu olarak Türkiye'nin sosyal güvenlik sisteminde karşı karşıya olduğumuz adaletsizlikler üzerine verdiğimiz bir önerge nedeniyle huzurlarınızda bulunuyorum. Konuşmamız gereken şey yalnızca sosyal güvenlik sistemi değil… MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Sayın Başkanım, hatipten çok özür diliyorum, çok önemli bir konuya değiniliyor ama Mecliste 15 kişi var toplam. Ya herkesi toplayın çağırın veyahut da… Yazık günah, bu konu çok değerli bir konu. HALİL ELDEMİR (Bilecik) – Arada bir de arkaya dönüp bak kendi tarafına. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Ya sizinki de öyle… HALİL ELDEMİR (Bilecik) – Kendi tarafına da bak. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – 4 kişisiniz. HALİL ELDEMİR (Bilecik) – Tamam da sen de kendi tarafına bak. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – AK PARTİ, 4 kişisiniz Beyefendi. HALİL ELDEMİR (Bilecik) – Ya tamam da arka tarafa da dönüp bakın. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – 4 kişisiniz ya! Yazık günah bu konuya! HALİL ELDEMİR (Bilecik) – Size mi bu… MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Beyefendi, Mecliste 15 kişi diyorum, siz de 4 kişi varsınız. ÇİÇEK OTLU (İstanbul) – AKP’ye demedi ki; AKP’ye demedi, genel olarak “15 kişi var.” dedi. AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) – Kendi grubu da aynı şekilde 4 kişi. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Yanlış, Mecliste diyorum ben; siz de 4 kişiydiniz, şimdi 6 kişi oldunuz. HALİL ELDEMİR (Bilecik) – Sayın konuşmacıya ayıp oluyor Sayın Başkanım. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Yani hatipten özür diliyorum ben. HALİL ELDEMİR (Bilecik) – Dile tabii. BÜLENT KAYA (Devamla) – Konuşmamız gereken şey sadece sosyal güvenlik sistemi değil, aynı zamanda yıllardır bu sistemin üzerine inşa edilen yanlış politikalar ve haksız düzenlemelerin meydana getirdiği eşitsizlik ve adaletsizliklerdir. Vatandaşlarımızın temel haklarını korumakla yükümlü olduğumuz bu sistem, maalesef, bugün artık çökmüş durumdadır; öyle ki Türkiye’de emekli olmayı umutla bekleyen milyonlarca insan ne yazık ki hayal kırıklığına uğramaktadır. Türkiye’de insanlarımızın bir işsizlik fobisi varken şimdi de çalışanlarımızın bir emekli olma fobisi oluştu maalesef. Değerli milletvekilleri, sosyal güvenlik sistemi sadece bir ekonomik mekanizma değildir, bu sistem halkın devlete olan güveninin en somut göstergesidir. Vatandaş bir ömür boyu çalışır, emek verir, prim öder ve sonunda hak ettiği bir emeklilik hayatı yaşamayı ister ancak bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki bu sistem emeklilerimiz için bir umut kaynağı olmaktan çıkmış, bir hayal kırıklığına uğramıştır; vatandaşlarımız artık emeklilikte insanca bir yaşamı arar hâle gelmiş, hayal eder hâle gelmiştir. Dolayısıyla emeklilerimiz "Emeklilik sonrası nasıl geçinirim?” derdine ve kaygısına düşmüştür. Bakın, 2004 yılında, 4/a ve 4/b kapsamında çalışan emeklilerimiz ile 4/c kapsamındaki memur emeklileri arasında derin bir uçurum yarattınız. Bir tarafta toplu sözleşme gereği memurlara yüzde 49,3 oranında zam yaparken diğer tarafta ise BAĞ-KUR emeklilerine yüzde 37 zam yaptınız. Bu ne demektir? Aynı ülkede yaşayan, aynı sistemde prim ödeyen emeklilerin bir kısmı değerli emekli, bir kısmı ise göz ardı edilen emekli; bu, elbette kabul edilebilir bir durum değildir. Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine 4/a ve 4/b emeklilerine yapılan zam oranını bir düzenlemeyle yüzde 49’a çıkardınız. Peki, bu çözüm mü? Elbette değil; bu, kangren hâline gelmiş bir soruna ancak olsa olsa bir pansuman tedbiri olabilir çünkü Temmuz 2024’e geldiğimizde bu kez memur emeklilerine yüzde 19, işçi ve BAĞ-KUR emeklilerine ise yüzde 24 oranında bir zam yaptınız; böylece, bu sefer de emekli memurları mağdur ettiniz. Bu sistem adalet dağıtma yerine adaletsizlik yaratıyor; bu, bir sosyal güvenlik sistemi değil maalesef, bir sosyal kaos sistemi hâline geldi. Değerli milletvekilleri, bu sistemin böylesine çarpık hâle gelmesinin kökleri elbette devriiktidarınızda farklı dönemlerde yaptığınız düzenlemeler sebebiyledir. Özellikle de 2008’de çıkarılan 5510 sayılı Kanun’la sosyal güvenlik sistemimize sözde “finansal sürdürülebilirlik” adı altında köklü değişiklikler getirdiniz. Emekli maaşlarının sürekli düşmesine neden oldunuz. Yirmi beş yıl çalışmış bir vatandaşın emekli maaşı hesabında önceden yüzde 3,5’la başlayan aylık bağlama oranı yüzde 2’ye kadar düşürüldü, üstüne bir de gelişme hızının etkisi yüzde 100’den yüzde 30’a düşürüldü, 2008 Ekim ayından sonra memur olanların emekli maaşları düşürüldü yani vatandaş daha fazla çalışıp daha az emekli maaşına mahkûm hâle getirildi. Bu mudur sizin sosyal adaletiniz, bu mudur sizin sosyal güvenlik anlayışınız? Bugün karşımızda duran en büyük eşitsizliklerinden biri de 2024 sonrası emekli olacak 4/a ve 4/b kapsamındaki vatandaşlarımıza uygulanan maaş hesaplamalarıdır. Bu insanlar bir önceki yıl emekli olanlara göre yüzde 34 oranında daha düşük zam alacaklar, yüzde 34! Bu nasıl bir haksızlıktır ki aynı işte çalışan, aynı emeği veren 2 kişi arasında böylesine bir farkı yaratıyorsunuz? Daha da vahimi, bu durum yalnızca bugün için değil, yarını da etkiliyor. 2024'te emekli olan vatandaşlarımız bu farkı ömür boyu hissedecektir yani 2025'te emekli olan biri 2024'te emekli olan birine göre daha düşük bir maaş zammıyla hayata tutunmak zorunda kalacak. Peki, sosyal adalet bunun neresinde? Toparlıyorum Sayın Başkan. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Tamamlayın lütfen. BÜLENT KAYA (Devamla) – Bunun en büyük etkisini şu an kamuda çalışan ve emekliliği hak etmiş olan işçi kardeşlerimiz hissetmektedir. Bu insanlarımız şu an bir ikilem içerisinde; bugün emekli olsa mevcut ücretinden o kadar düşük bir emekli maaşı bağlayacaksınız ki bu emekli maaşıyla nasıl yaşayacağını düşünüyor; çalışmaya devam etse, emekli olmasa yüzde 34’lük farktan ömür boyu faydalanamayacak çünkü 5335 sayılı Kanun’un 30'uncu maddesinde ortaya çıkarmış olduğunuz garabet sebebiyle bir ikilem içerisinde kalıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin yeni, adil bir sosyal güvenlik politikasına ihtiyacı var ve yirmi iki yıllık devriiktidarınızda oluşturmuş olduğunuz bu eşitsizlikler de gösteriyor ki sizin bu meselinin altından kalkma şansınız yok. Gelin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün parti gruplarından oluşacak bir araştırma komisyonuyla bu hususa el atalım ve emeklilerimize insan onuruna yakışır bir hayat vadedelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)