GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vefat eden Saadet Partisinin kurucu Genel Başkanı Recai Kutan'a, Saadet-Gelecek Grubunun yer tahsisi talebine, bu sorun karşısında gösterdikleri siyasi nezaketten dolayı Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna ve lideri Devlet Bahçeli'ye teşekkür ettiklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:4
Tarih:08.10.2024

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kapalı oturum sebebiyle Meclis çalışmalarının ilerlediği bu gecenin geç saatlerinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bugün bir kapalı oturum oldu. Bir de kurucu Genel Başkanımız, Türkiye siyasetinin çok önemli kişiliklerinden Recai Kutan Bey'i kaybettik, cenaze namazı sonrası bugün defnedildi. Ben tekrar, başta millî görüş camiası olmak üzere Saadet Partimize ve bütün Türkiye'ye başsağlığı diliyorum. Gerçekten siyasette nezaketin, saygının, diyaloğun timsali olan, çok kıymetli bir devlet ve siyaset adamıydı. Türkiye'de de bu tarz devlet ve siyaset adamları maalesef yetişmiyor. Hele hele son zamanlarda siyasetin içine girdiği durumu görünce Recai Kutan Bey ve onun gibi insanları çok arayacağımızı buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Bu sebeple, bugün bu tartışmanın içerisine çok girmek istemedik ama Sayın Başkanım, 6 Temmuzda Saadet-Gelecek Partileri olarak biz Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir grup kurduk. Ardından, bize İç Tüzük ve daha doğrusu Meclis teamülleri gereği, bütün siyasi partilerin eşitliği ilkesi gereğince, hem Meclis Başkanıyla rahat iletişim kurmamız hem de Meclis çalışmalarına rahat katılabilmemiz açısından grup bütünlüğümüzü sağlayacak bir yer tahsisini Sayın Meclis Başkanından talep etmiştik. 6 Temmuzdan 1 Ekime kadar "Bugün yarın, bugün yarın..." İşte "Yaz dönemi, tadilat çalışmaları..." diyerek 1 Ekim günü geçen sene "Ya, bu konuyla ilgili ben bir komisyon kurdum, bu işi çözeceğiz. Perşembe gününe kadar bana sabredin." dedi. Biz de kendisine perşembe günü çözecekse sorun olmadığını söyledik. Perşembe günü topu taca atar gibi bir komisyon kurdu Başkanlık Divanında. O komisyon yer çalışması yaptı, bir türlü Saadet ve Gelecek Partisini yere göğe sığdıramadılar, yer bulamadılar. Ardından, hemen arka taraftaki başkan vekillerinin kullandığı kuliste grup başkan vekillerini toplayarak Sayın Meclis Başkanı -burada diğer grup başkan vekilleri de şahittir- aynen şunu ifade etti: "Meclis Başkanı olarak bizim herhangi bir yetkimiz yok. Başkanlık Divanı olarak bizim bunu çözme imkânımız yok. Ancak siyasi parti grupları kendi aralarında anlaşırsa bu konuda bir sonuç alınabilir, değilse bizim yapabileceğimiz bir şey yok." Ama bugün gördük ki bize herhangi bir yazılı tebligat yapılmadan, gruplarla görüşülmeden... Sayın Meclis Başkanı geçen sene olmadığını söylediği bir yetkiyi... Anayasa aynı yasa, İç Tüzük aynı İç Tüzük, Meclis Başkanımıza bir vahiy de gelmediğine göre, değişen hukuki ve başka bir durum da yok. Peki, ne oldu da Meclis Başkanı, parti gruplarıyla bu konuyu müzakere etme ihtiyacı hissetmeden, sadece ve sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin sayısal çoğunluğuna güvenerek bu konuyu Başkanlık Divanında çözmeye kalktı? Orada hem Saadet Partisi hem de İYİ Partimizin kâtip üyelerinin "Ya, bu konu, parti gruplarını ilgilendiren bir konu. Başkanlık Divanı olarak bizim konuşmamız doğru değil." itirazlarına rağmen bir parmak hesabıyla burada demokrasi inşa etmeye çalıştı. Burada, tabii, dediğim gibi, bu oldubittiyi İYİ Partiyle beraber değerlendirmiş olacağız ama diğer grupların da vicdanına sunuyorum.

Bakın, şurada Adalet ve Kalkınma Partisi 260 civarında milletvekiliyle 12 sıra kullanıyor. "Eşitlik ve adalet" deniliyorsa Cumhuriyet Halk Partisi 130 milletvekiliyle 4 sıra kullanıyor. Bu, eşit ve adil bir dağılımsa Sayın Meclis Başkanı istediği kadar her yerde övünebilir, "Ben adilim." desin. Değilse bütün muhalefet gruplarına 4 sıra oturacak yer verirken İYİ Parti ve Saadet Partisine niçin sadece 2 sıra yer veriliyor? Bugün gördük, özel bir oturum vardı, AK PARTİ sıraları genelde boştu ama biz İYİ Partiyle burada sığamadık, grup bütünlüğümüzü sağlayamadık.

Bu arada, geçen sene bu kriz çözülemediği zaman, Sayın Devlet Bahçeli Grup Başkan Vekilimiz Erkan Bey'e "Meclis bunu çözemiyorsa yani Meclis Başkanlığı bu konuda bir adım atamıyorsa Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz 2 sıranın Saadet Partisi tarafından kullanılmasını teklif ediyoruz. Eğer onlar da uygun görürse burayı birlikte kullanabiliriz." demişlerdi. Bu bir yıllık süreç içerisinde göstermiş oldukları nezaket ve siyasi hoşgörüden dolayı Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna ve lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye teşekkürden başka söylenecek hiçbir söz yoktur. Biz bile zaman zaman utanıyorduk Sayın Bahçeli Genel Kurula gelip kendi grubuyla oturmak istediği zaman -Sayın Meclis Başkan Vekilimiz Celal Adan Bey var, 2 grup başkan vekilleri var- arka taraflarda oturduklarında biz sıkılıyorduk ama karşı sırada oturan arkadaşlar sıkılıyor muydu bilmiyorum. Dolayısıyla biz bunun mahcubiyetiyle bir sene aslında burayı kullandık ama kendileri de sağ olsun hiçbir zaman bu konuyla ilgili en ufak bir rahatsızlık hissetmediler ve hissettirmediler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Dolayısıyla bu komşuluk hukukundan, göstermiş oldukları bu siyasi nezaketten dolayı ben tekrar Milliyetçi Hareket Partisine teşekkür ediyorum. Ama bu, bizim burada bitireceğimiz bir konu değil. Meclis Başkanının niçin sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin ihtiyaçlarına göre bir durum tespiti yapıp sonra da gerekçe bulmaya çalıştığını bu Meclise izah etmek zorunluluğu var. "Milletvekili sayısına göre" diyor. Siz grup personellerini milletvekili sayısına göre mi dağıtıyorsunuz? Grup Başkan Vekillerinden niçin 20 Milletvekili olan bir parti ile 50-60 milletvekili olan bir partiye 2 grup başkan vekilliği veriyorsunuz? Niçin her parti her kanun teklifiyle ilgili eşit sayıda önerge veriyor? Çünkü Parlamento hukuku grupların eşitliği ilkesi üzerine yürüyor. Siz belli grubu bir alana sıkıştırıp başka gruplara geniş alanlar sağlayarak eşitlik ve adalet sağlayamazsınız. Ha, bu arada, son olarak şunu da söyleyeyim: Adalet ve Kalkınma Partisindeki arkadaşlardan o genişçe yayıldıkları sıraların hakkını vermelerini sık sık talep edeceğiz ve davet edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaya.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Öyle o koltukları boş bırakarak bu Meclisin çalışabileceğini asla ve asla akıllarına getirmesinler. Madem o sıralar kendilerine yetmiyor, o zaman yetmediğini bize de bu Meclise de ara ara göstermeleri gerektiğini biz de onlara hatırlatmış olacağız.

Ben, bugünkü oturum uzadığı için daha fazla sözlerimi uzatmak istemiyor ama bu konudaki durumun burada bitmediğini, bu adalet ve eşitlik arayışımızın devam edeceğini buradan bir kez daha ifade ediyor, Milliyetçi Hareket Partisine ve Sayın Devlet Bahçeli'ye de bu bir yıllık hoşgörüsü için tekrar teşekkür ediyorum.