| Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 3 |
| Tarih: | 03.10.2024 |
MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ara verilen üç aylık dönemde neler oldu, önce ona bakalım. 74 bin öğretmen ihtiyacı belirlemiş Millî Eğitim Bakanlığı; atama yok. Sayıştay 134 bin ihtiyaç belirlemiş, öngörmüş; atama yok. Elinizde 20 bin öğretmenin mülakatı var; Danıştay bahanesiyle yine atama yok. Peki, bu üç ayda okulları temizleyebildiniz mi? Hayır. Çocukları doyurabildiniz mi? Hayır. Öğretmenlerin geçimine katkıda bulunabildiniz mi? Hayır. Çocukları okullarına taşıyabildiniz mi? O da hayır. Ama getiriyorsunuz, hâlâ bu kadar başarısızlığın içinde bu Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu tekrar topluma dayatıyorsunuz.
Üzerine söz aldığım madde "Öğretmenliğin sona ermesi" alt başlığını taşıyan disiplin maddesi. Öğretmenliğin sona ermesi... Sizce öğretmenlik sona erebilir mi, sizin böyle bir yetkiniz olabilir mi? Yapabileceğiniz tek şey görevden uzaklaştırmadır çünkü meslek diplomayla yapılır, sadece de kamu eliyle yapılmaz. Bir kere tanımda, terminolojide net bir hatanız var; burayı düzeltmeniz gerekiyor. Biz, Komisyonda muhalefet şerhimizi bu şekilde koymuş olduk. Örneğin, benim mesleğim hekimlik. Bir doktorun mesleğine dair bilgi ve becerilerini kendisinden almak asla ve kata mümkün değildir; aslolan diplomadır, derdiniz de onunladır; siz ancak mesleğini kamuda yapmasına izin vermeyebilirsiniz; meslek bakidir, ancak ve ancak mesleği gerçekleştirme durumu sonlandırılabilir.
Değerli milletvekilleri, evlatlarımız bizim için kıymetlidir, aydınlık yarınlarımızdır; elbette ki onları eğitecek, geleceğe hazırlayacak olan öğretmenlerimizin yüksek seciyeli, sağlam karakterli, donanımlı olmaları öncelikli arzumuzdur, beklentimizdir. Maddede sıralanan bütün suç ve fiiller hiçbir şekilde eğitim camiasının çeperi dahi olamaz, olmamalıdır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, kullanımı, hayâsızlık, cinsel istismar; bunlar bizim yanından bile geçmeyeceğimiz, telaffuz etmeyeceğimiz cümlelerdir. Bu maddeyle, okulun içinde bu konuda gerekli tedbiri alıp yaptırımı belirlerken öğrencilerimizi okulların dışında koruyamıyorsunuz, asıl görevimiz bu iken.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanım yaşı ve yaygınlığı bugün çok ürkütücü boyutlara evrilmiş durumdadır. Özellikle okul önlerine ve çevrelerine yuvalanan çeteler evlatlarımızı zehirliyor. Daha önce okul önlerinde seyyar satıcılardan tedirginlik duyulur, onlara yaptırım uygulanırdı, bugün okulların içini temizleyemediğiniz gibi, belediyeler tarafından ya da araştırma laboratuvarları tarafından atık su analizlerinde uyuşturucu oranı neredeyse dünyada uyuşturucuyla ünlü şehirlerin üzerinde, birçoğunun katbekat üzerinde, Türkiye'deki 2 il dünyada uyuşturucuyla ünlü şehirlerle yarışıyor; bununla uğraşın. Zehir tacirleri okul çevrelerinde cirit atıyor, bu bataklık kurutulmadan bu sorun çözülemez.
"Uyuşturucu" denilen illet devasa bir organizasyonun işidir. İçişleri Bakanlığı Millî Eğitim Bakanlığına destek olmalıdır. Dünyaca ünlü uyuşturucu baronları, kartelleri Türkiye'de cirit atıyor, birbirleriyle hesaplaşıyor, Türkiye seyrediyor. O baronların yabancı uyruklularına Türk vatandaşlığı verildiğini görüyoruz son dönemlerde. INTERPOL kırmızı bültenle arıyor, biz ev satıyoruz, vatandaşlık veriyoruz. Yabancı karteller Türkiye'de silahlı çatışmalarla birbirleriyle hesaplaşıyor. Mücadeleyi tepeden tırnağa yeniden örmeli, örgütlemeliyiz. Okul içlerini, okul önlerini, mahalleleri, ülkemizi bu beladan temizlemek için topyekûn bir seferberlik başlatmalıyız ve biz bu kararlılığı iktidarda maalesef göremiyoruz çünkü iktidar eğitimden, eğitimliden korkuyor.
Şöyle anlatayım: Az önce bir Grup Başkanı bahsetti. Genel Başkanınız 2017'de, 2020'de ayrı ayrı demeçlerinde "Eğitim öğretim ve kültürde başarısız olduk." dedi, bir sürü masal anlattı; ekonomist olduğunu söylemeden önce "Şurada iyiyiz, burada iyiyiz, uzay çalışmalarımız var." her şeyi söyledi ama bir konuda gerçeği söyledi: "Eğitim öğretimde, kültürde başarısızız."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çan, lütfen tamamlayın.
MURAT ÇAN (Devamla) - Tabii.
Bunu bir şeyle birleştirirsek bilinçaltınızı daha iyi okuyabiliriz. 2015'te Enerji Bakanı çıktı, dedi ki: "Eğitim düzeyi yükseldikçe oy oranımız azalıyor." Biz sizin bilinçaltınızı biliyoruz. Biz sizin eğitimde niye başarısız olmaya devam edeceğinizi, niye buna kastedeceğinizi çok iyi biliyoruz. Derdiniz eğitim değil, derdiniz iktidarınızı devam ettirebilmek. Bu nedenle, bu Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'ni bir kez daha gözden geçirin. Okullara bakın, öğrencilere bakın, öğretmenlere bakın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)