| Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 3 |
| Tarih: | 03.10.2024 |
METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; görüşülmekte olan teklifin 24'üncü maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Muhterem milletvekilleri, teklifin 24'üncü maddesinde öğretmen ve yöneticiler hakkındaki disiplin hükümleri düzenlenmektedir. Teklif metninde, öğretmenlik mesleğiyle bağdaşmayacak hâl ve hareketlerde bulunanlara aylıktan kesme cezası verileceği ifade edilmektedir. Oldukça muğlak şekilde hazırlanan bu teklife hukuki açıdan bakınca şu söylenebilir: En basit hukuki düzenlemenin bile açık, anlaşılır ve öngörülebilir niteliklere sahip olması gerekir. Teklifte yer alan öğretmenlik mesleğiyle bağdaşmayacak söz, davranış, hâl ve hareketler nelerdir? Bu sorunun nesnel bir cevabı olmadığı için suistimale açıktır, zamanla öğretmenler üzerinde baskı ve mobbing aracı hâline gelecek, eğitim camiasındaki çalışma barışını bozacaktır. Dolayısıyla maddenin tekliften çıkarılması gerekir, hatta çıkarılması elzemdir.
Muhterem milletvekilleri, öğretmenlik mesleği gibi önemli konularda yapılacak düzenlemeler mutlak surette ortak akılla hazırlanmalıdır fakat ne yazık ki bu teklif baştan sona "ben yaptım oldu" anlayışının eseri olan ve ileride büyük sorunlar yaratacak düzenlemelerle doludur. Bu hususta sadece birkaç maddesindeki bazı ibareleri değerlendirecek olur isek teklifin sakıncaları daha iyi anlaşılacaktır: Mesela, teklifte öğretmenliğin bir ihtisas mesleği olduğu belirtilmiştir lakin bir meslekte ihtisas ancak lisansüstü eğitimle sağlanabilir, nitekim, gelişmiş ülkelerde de süreç böyle işlemektedir. Diğer taraftan, öğretmenliğe seçilme kriterleri arasında son derece muğlak bir lisans eğitimi şartı getirilmektedir. Hâlihazırda eğitim fakültesi mezunu gençlerimiz atanamamaktan şikâyetçiyken başka fakültelerden mezun kişilerin de öğretmen olabilmesinin yolu açılmaktadır. Bir taraftan öğretmenliğe "ihtisas mesleği" demek, diğer taraftan herkesin öğretmen olmasına izin vermek büyük bir çelişkidir. Teklifin hayati problemlere yol açacak bir başka düzenlemesi de öğretmenlerin hazırlık eğitiminin Bakanlık kontrolündeki Akademi tarafından verilecek olmasıdır, bu doğru değildir, doğru olan, öğretmenlerin yüksek lisans yaparak ihtisas sahibi olmasını sağlayabilmektir.
Muhterem milletvekilleri, teklifte hazırlık eğitiminin süresinin dört dönem olduğu, adayın mezun olduğu yükseköğretim programına göre üç dönem olarak da uygulanabileceği ifade edilmektedir. Neye göre dört dönem, neye göre üç dönem olacağı belirsizdir.
Teklifteki oldukça problemli diğer bir mesele de öğretmenlerin ilk olarak sözleşmeli olarak atanacak olmasıdır. Sözleşmeli öğretmenlik zaten ülkemizde kanayan bir yara durumundadır. Öğretmenliği ihtisas mesleği olarak tanımlıyorsunuz, neden öğretmenleri sözleşmeli olarak atamak istiyorsunuz? Kadrolu öğretmenliğe atanmak için niçin üç yıl şartı getiriyorsunuz? Bu soruların cevabını vermeniz gerekmektedir. Aksi hâlde, düzenleme bu şekliyle yasalaşırsa büyük problemler ve ciddi eşitsizlikler yaratacaktır.
Muhterem milletvekilleri, biz İYİ Parti olarak sadra şifa bir Öğretmenlik Mesleği Kanunu'na ihtiyaç duyulduğunu yıllardır dile getiriyoruz fakat görüşülmekte olan bu teklif bir Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi değildir; tam tersine, bu teklif, öğretmen atamalarının kontrol altına alınması ve öğretmenler için baskı ve mobbing teklifidir. "Akademiyle mülakatı kaldırıyoruz." denilmesine rağmen mülakattan daha beter düzenlemeler getirecek bir tekliftir. İYİ Parti olarak teklifin geri çekilmesini ve ortak akılla oluşturulacak daha kapsamlı bir Öğretmenlik Mesleği Kanunu hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralardan alkışlar)