GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:3
Tarih:03.10.2024

CHP GRUBU ADINA ASU KAYA (Osmaniye) - Cumhuriyet Halk Partimizin çocuk hakları ihlallerinin önlenmesine dair grup önerisi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi, Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen tüm yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Narin nasıl masum, nasıl akıllı bakan bir kız çocuğu görüyorsunuz, nasıl da gelecekte öz güvenli bir birey, kadın olacağım diyor ama maalesef olamadı, biz onu koruyamadık. Çocuklarımızı koruyamıyoruz, onları duyamıyoruz. Nasıl duyacağız ki? Birileri cinayetlerle ölmeden, birileri onları istismar etmeden, onlar tacize, tecavüze uğramadan, kayıp ilanları yayınlamadan önce kim duyuracak onların seslerini? Kime güvenecekler? İktidar grubu milletvekillerinin söz ettiği ama maalesef, çocuklarımız yaşarken onları koruyamayan, öldükten sonra cansız bedenlerine sahip çıkamayan ve ancak kayıplar yaşandıktan sonra görevlerini hatırlayan kamu görevlilerine mi? Sizin feodal sisteme yenik düşerek içini boşalttığınız ve sorun yumağı hâline gelen ailelerdeki yakınlarına mı güvenecekler? Yoksa yıllardır çocukları yerine dostluklarına sahip çıkan siyasi düzene mi güvenecekler? Bu ülkede küçücük çocuklar nasıl bir güvensizlik içinde yaşam savaşı veriyorlar, farkında mısınız? Dün bu kürsüde "Adaletin ve merhametin gölgesinde büyümesi gerekir." dediğiniz çocuklar bugün sayenizde artık adalete erişemiyor, merhamet hissetmiyorlar, sahipsiz hissediyorlar.

Toplumun gelecekteki teminatı olan çocuklarımızın o tertemiz vicdanlarının sesi olarak soruyorum: Devlet nerede? Yoksunuz. Köylerde, ilçelerde yoksunuz. Tarikatların, cemaatlerin, zengin siyasi zümrelerin, çetelerin gücüne, maalesef, teslim olmuş durumdasınız. Küçücük bir köyde -ben şahidim- üstün teknolojilere sahipken çocuğumuzun cansız bedenini ancak on dokuz gün sonra bulabildiniz. Kayıp çocuklarımızın olduğunu ise sadece günler sonra öğrenebiliyorsunuz. Bu halkın aklıyla lütfen dalga geçmeyin artık ve bu ülkede artık hiçbir çocuğun kendini güvende hissetmediği, ailelerin sürekli diken üzerinde olduğu gerçeğini görün. "Aile kavramını güçlendireceğiz." diyenler her bir çocuğun ve onların ailelerinin yaratılan güvensizlik ve korku ikliminden korktuğunu, ürktüğünü görmüyor mu? Bu iklimde çocuklara dair cinsel istismar, taciz, kayıp ve cinayet haberleri artık yağmur gibi yağıyor. Birkaç gündür küçücük bir ilçemizde sadece 14 yaşında olan bir kız çocuğunun, bilinen 18 kişi ama iddia odur ki -bana gelen bilgiler odur ki- yüzlerce kişi tarafından istismara uğradığını öğreniyoruz.

Soruyorum: Sorumluluğu olan kamu görevlileri neredeler? Her tarafı MOBESE'lerle dolu olan ilçelerde, illerde bu küçücük kızın aylardır, iddia odur ki yıllardır istismar edildiğini hiç kimse bilmiyor mu, görmüyor mu? Küçücük bir ilçede burunlarının dibinde belki de yıllardır bu olanları bilmiyorlarsa, bu vahametten bihaberlerse bu ayrı bir suç; biliyorlar da aylardır, yıllardır bu vahameti izliyorlarsa bu da ayrı bir facia, görev suçu, en önemlisi de bir insanlık suçu. Bu tür vakalar ülkemizin pek çok yerinde olurken ilgili bakanlıkların taşra teşkilatları acaba ne yapıyorlar? İl ve ilçe Millî Eğitim müdürleri okulda kaydı olmayan kız çocuklarımızın peşine düşüyor mu? Hayır, hiçbirinin peşine düşmüyorlar. Bakanlıklarınız arasında koordinasyon yok. Bu mu çocuklarımızın iyilik ve menfaatini en üstte kabul eden devlet anlayışınız?

Dün iktidar partisi milletvekilleri çocuk cinayetlerinin, istismarlarının siyaseten kullanıldığını söylediler bu kürsüden, ben de size şunu söyleyeyim: Siyaset tam da aslında bunun içindir, bütün gerçekleri halkla konuşmanın, paylaşmanın, çözüm bulmak için en önemli görevidir, yeridir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

ASU KAYA (Devamla) - Siyaset, toplumsal ahlak inşa etmek için değil ama toplumsal ahlak ve vicdanın zedelenmeyeceği, evrensel insan onur ilkelerine dayalı bir toplum yapısı inşa etmekle görevlidir. Bu nedenle konuşmaya devam edeceğiz, biz konuşacağız ki o masumlar öldürülmesin, cezasızlıktan cesaret alan caniler en ağır cezaya çarptırılsın; çocuklarımız feodal sistemin karanlıklarına, sizin sürekli protokoller imzaladığınız o kapalı, karanlık tarikatlara, cemaatlere mahkûm edilmesin; kayıp çocuklarımızın sayısı artmasın ve millî bir seferberlik başlasın.

Sayın Cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletlerde savaş mağduru çocuklar ve kadınlar için söyledikleri çok önemliydi, aynı acıyı hissediyoruz ama biz istiyoruz ki ülkemiz çocuk ve kadın mezarlığına, kayıp çocuklar ülkesine dönmesin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ASU KAYA (Devamla) - Sayın Başkan, tamamlıyorum.

Son cümle, siz de görüyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Kaya, bir dakika daha uzattım ama selamlamak için buyurun.

ASU KAYA (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum, çok sağ olun.

Bütçe geliyor, büyük bütçeli devlet kurumları, bakanlıklarımız var. Çocuklarımızın üstün yararı için kâğıt üzerine yazdığınız politikaları çocuklar için bütçe ayırarak hemen uygulayın, politik tercihlerinizi çocuklarımız için kullanın lütfen.

Meclisimizdeki tüm siyasi partilerin, başta kadın milletvekillerinin ve tüm milletvekillerinin içinin acıdığını biliyorum. Bu nedenle, gelin, çocuklarımız katledilmesin, küçücük kız çocuklarımız aylarca tacize, istismara maruz kalmasın, erkek çocuklarımız yatılı yurtlarda istismara uğramasın diye, "Bir kereden bir şey olmaz." diyen anlayışı yıkabilmek için hep birlikte bir komisyon kuralım. Evrensel çocuk haklarını ülkemizde uygulayabilmek için bu komisyonu kuralım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)