Konu: | (10/235, 837,1601,1602,1800,1801) No.lu Yapay Zekânın Kazanımlarına Yönelik Atılacak Adımların Belirlenmesi, Bu Alanda Hukuki Altyapının Oluşturulması ve Yapay Zekâ Kullanımının Barındırdığı Risklerin Önlenmesine İlişkin Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmesi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 2 |
Tarih: | 02.10.2024 |
AK PARTİ GRUBU ADINA FATİH DÖNMEZ (Eskişehir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yapay zekâ araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili olarak AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Yapay zekâ, son birkaç yıldır özellikle yoğun olarak gündemimize gelen, biraz da bilimin popülerleşmesi bağlamında sıkça rastladığımız, artık çocuklarımıza kadar, öğrencilerimize kadar yoğun bir şekilde ilgi alanına girmiş alanlardan biri. Biz de geçtiğimiz yıl bir grup milletvekili arkadaşımızla kendi aramızda bunu değerlendirdik ve hakikaten, Meclisimizde böyle bir araştırma komisyonu kurulmasının ve enine boyuna bu hususların değerlendirilmesinin faydalı olacağını düşündük, grup yönetimimize de arz ettik, sağ olsun, onlar da destek verdiler. Aslında geçtiğimiz yasama yılında önergemizi vermiştik ama yoğunluktan dolayı ancak bu yeni yasama yılına kaldı. Bir yerde hayır var aslında Üçüncü Yasama Yılında ilk gündem maddelerimizden biri olarak pozitif bir gündemle bir araya gelmiş olduk.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, tabii, yapay zekânın geldiği nokta açısından aslında bugün burada bu konuşmayı hazırlarken çok fazla kaynaktan da yararlandık ama asıl orijinal kaynak yapay zekâ programlarının kendisi ve o kapsamda, yapay zekâ programlarından birine "Mecliste bir araştırma komisyonu kurulacak, bu konuda bir konuşma metni hazırlar mısınız?" diye sorduk, kelime sayısını da verdik ve bir konuşma metni de hazırladı. Teknolojinin geldiği noktayı göstermesi açısından da ilginç, müsaadenizle, önce ilk bölümde onu okumak istiyor ve sonra da kendi değerlendirmelerimi yapmak istiyorum.
"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; -yazı aynen bu şekilde başlıyor- bugün burada ülkemizin geleceği açısından son derece stratejik bir konuda önemli bir adım atmak üzere bulunuyoruz. Gündemimiz, yapay zekâ teknolojileri ve bu teknolojilerin ülkemiz için taşıdığı büyük potansiyeli anlamak ve yönetmek amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması teklifidir. Bu öneriyi sizlerle paylaşırken yapay zekâ programlarının tüm dünyada hızla geliştiği ve toplumsal, ekonomik hatta ulusal güvenlik boyutlarında dönüşümler yarattığı bir dönemde olduğumuzu vurgulamak isterim.
Yapay zekâ neden bu kadar önemli? Yapay zekâ yalnızca teknik bir yenilik değil insanın yaşamını derinden etkileyen çok boyutlu bir devrimdir. Sağlık, tarım, eğitim, güvenlik ve sanayi gibi hayati sektörlerde köklü değişimlere yol açacak kadar geniş kapsamlıdır. Örneğin, sağlık alanında yapay zekânın teşhis ve tedavi süreçlerini iyileştirerek insan ömrünü uzatma potansiyelini hepimiz bugünlerde duyuyoruz. Eğitimde ise kişiselleştirilmiş öğrenme programları sayesinde her bir öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına cevap verebilmek mümkün hâle geliyor. Ekonomik anlamda yapay zekânın üretkenliği artıracağı, verimliliği yükselteceği ve rekabet gücümüzü pekiştireceği açıktır. McKinsey gibi araştırma kuruluşlarının raporlarına göre, yapay zekâ teknolojilerinin küresel ekonomiye trilyonlarca dolar katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Bu teknolojinin istihdam yaratma noktasında da kritik önemi vardır. Ancak doğru bir şekilde yönetilmediğinde mevcut iş gücünde kayıplar yaşanabileceğini de unutmamalıyız. Bu dengeyi sağlamak ve ülkemizin bu dönüşümde geri kalmamasını sağlamak bizim sorumluluğumuzdadır.
Yapay zekâyla ilgili riskler ve fırsatlar... Her yenilik gibi yapay zekâ büyük fırsatlar sunduğu kadar bazı riskleri de barındırmaktadır. Verinin mahremiyeti, güvenlik, etik sorumluluklar gibi konular bu teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte daha fazla tartışılmaktadır. Yapay zekânın yanlış kullanımının birey haklarına zarar verebileceği, toplumda eşitsizlikleri artırabileceği ve hatta devletlerin güvenliği açısından tehditler yaratabileceği unutulmamalıdır. Uluslararası düzeyde de büyük bir yarış söz konusudur. Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Avrupa Birliği gibi dünya devleri yapay zekâda liderliği ele geçirmek için devasa yatırımlar yapmakta ve bu konuda ciddi stratejiler geliştirmektedir. Eğer biz de bu yarışta yerimizi almak istiyorsak hem kamu hem de özel sektörde yapay zekâya dair altyapı, insan kaynağı ve mevzuat hazırlıklarını hızla tamamlamalıyız. Ayrıca bu süreçte uluslararası iş birliklerini güçlendirmemiz gerektiği de aşikârdır. Ülkemiz stratejik bir coğrafyada bulunuyor ve bu avantajı dijital dünyada da kullanarak bölgesel bir teknoloji merkezi hâline gelebilir.
Komisyonun görev ve hedefleri... Bu komisyonun kurulması ülkemizin yapay zekâ teknolojilerinde uluslararası rekabete katılabilmesi için büyük bir adım olacaktır. Komisyonun ana görevleri arasında mevcut yapay zekâ politikalarının incelenmesi, diğer ülkelerdeki başarılı örneklerin analiz edilmesi ve Türkiye'de bu alanda yapılması gereken yatırımların tespit edilmesi olacaktır. Aynı zamanda etik ve hukuki çerçevede nasıl bir düzenlemeye ihtiyaç duyduğumuzu da net bir şekilde ortaya koymamız gerekiyor. Bu komisyon, yalnızca teknolojik gelişmeleri takip etmekle kalmayacak aynı zamanda yapay zekânın toplumsal etkilerini, ekonomi üzerindeki yansımalarını ve güvenlik alanındaki potansiyel risklerini de mercek altına alacaktır. Eğitim alanında genç nesillerin bu dönüşüme uyum sağlaması ve doğru bir eğitim politikası oluşturulması için gereken adımları belirlemek de komisyonun hedefleri arasında olacaktır.
Sonuç olarak sayın milletvekilleri, yapay zekâ alanında atacağımız her adım ülkemizin geleceğini şekillendirecek stratejik bir hamledir. Bu teknolojinin fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirmek ve risklerine karşı hazırlıklı olmak zorundayız. Eğer şimdi harekete geçmezsek küresel yarışta geri kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu sebeple, yapay zekâ programlarının araştırılması ve bu alanda ülkemizin en iyi nasıl konumlanacağına dair somut adımlar atılması için bir araştırma komisyonu kurulmasını elzem buluyorum. Bu teklifin, ülkemizin teknolojik geleceği adına önemli bir başlangıç olacağına inanıyor ve desteğinizi bekliyorum."
Evet, buraya kadar, biraz da yönlendirerek belki, yapay zekâ programının bir araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili cevabı. Baktığınızda aslında, efrâdını câmi ağyârını mâni yani içine alması gerekenleri almış, dışında tutması gerekenleri tutmuş bir cevapla karşı karşıyayız. Aslında teknolojinin geldiği noktayı böylece gözlemlemiş oluyoruz. Bu teknoloji -biraz önce tabii hatiplerimiz de ifade etti- çok yeni değil, eskilere kadar gidiyor; 1950'lerde temeli atılmış. Ünlü matematikçi Alan Turing ilk önce makinaların düşünüp düşünemeyeceği hakkında 1950'lerde bir makale kaleme almış ve Turing demiş ki: "Elli yıl içerisinde makinalar düşünmeye başlayabilir." Hakikaten dediği çıktı, 2000'li yıllara doğru özellikle dil modellerinin ve yapay genel zekâ kavramlarının gelişmesiyle bu yükselişini hep birlikte görmüş olduk. Günümüzde 2020'yle başlayan dönemde ise gene yapay genel zekânın eşiğindeyiz. Asıl rekabeti artıracak alan ise genel yapay zekâ programlarının çok spesifik, özel alanlarda eğitilmesi; eğitimde, sağlıkta, tarımda, güvenlikte, bu alanlarda rakiplere göre fark yaratabilecek kabiliyetleri ve kapasiteleri söz konusu olacak. Bunları on beş-yirmi yıl önce konuşsaydık herhâlde bilim kurgu filmini izliyor olacaktık, kendimizi o senaryonun içerisinde hissediyor olacaktık ama bugün artık bunlar gerçek olmaya başladı. O açıdan bugünden konuyu etraflıca masaya yatırmanın son derece çok önemli olduğuna inanıyorum.
Partimizde de bu düşünce anlayışıyla, dijital ekonomiyle birlikte, bilişimle birlikte 2021 yılında bir yapılanmada değişikliğe gittik, Bilgi ve İletişim Başkanlığı kurduk. Partimizde bilişim, teknoloji ve yapay zekâ konularına eğilen bir Komisyonumuz söz konusu. Ülkemizde de yasal ve politik stratejileri belirlemek için adımlar atılıyor. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında bir kurul oluşturuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından, Hazine ve Maliye Bakanlığından, Dijital Dönüşüm Ofisinden arkadaşların katılımıyla bu alanda hangi fırsatlar var, bizi hangi riskler bekliyor, değerlendirme yapmak üzere bir kurul oluşturuldu. Elbette bizden önceki hatiplerin konuşmalarında değindiği gibi getirdiği fırsatlar kadar risklerin de doğru değerlendirilmesi kanaatindeyim. Diğer ülkelerde buna ilişkin düzenlemeler de çıkmaya başladı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Dönmez, lütfen tamamlayın.
FATİH DÖNMEZ (Devamla) - Toparlayacağım.
Amerika Birleşik Devletleri "bekle gör" politikası izliyor her zaman olduğu gibi, sadece teknoloji geliştiricileri belli taahhütler altına almaya çalışıyorlar. Avrupa Birliği ilk defa teknolojik bir alanda proaktif davranmayı tercih etti ve bu yıl içerisinde, temmuz ayında bir düzenleme geçirdi ve üye ülkelerden de parlamentolarında bu düzenlemeleri, buna paralel düzenlemeleri hayata geçirmelerini talep etti.
Değerli arkadaşlar, yapay zekâ araştırma komisyonu kurulduğu takdirde Dijital Türkiye vizyonu ve millî teknoloji hamlesi hedeflerimize büyük bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu tabloda, komisyonumuzla birlikte yapay zekâ sistemlerinin ortak değerlerimize uygun olarak geliştirilmesi ve işletilmesi en büyük öncelik ve sorumluluğumuz olacaktır. Şimdiden bu teklifimize destek veren tüm siyasi parti gruplarına teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FATİH DÖNMEZ (Devamla) - Öyle tahmin ediyorum, grup yönetimlerinin işi zor olacak çünkü son derece gündemimizde olan bir konu ve sürece katkı sağlayacak arkadaşlarla çalışmalarımızı tamamlayıp inşallah Genel Kurulumuza da raporumuzu arz etmiş olacağız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)