GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/235, 837,1601,1602,1800,1801) No.lu Yapay Zekânın Kazanımlarına Yönelik Atılacak Adımların Belirlenmesi, Bu Alanda Hukuki Altyapının Oluşturulması ve Yapay Zekâ Kullanımının Barındırdığı Risklerin Önlenmesine İlişkin Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:2
Tarih:02.10.2024

CHP GRUBU ADINA EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Öncelikle bu yasama yılının ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Yapay zekâyla ilgili araştırma komisyonunun kurulmasına ilişkin önerge üzerine partimiz adına söz almış bulunmaktayım. Dünyada teknolojik olarak önemli gelişmelerin olduğu, teknoloji üretimi ile gelişmişlik seviyesinin paralel olduğu bir gerçek iken yüksek teknoloji üretimi yani pahada ağır, yükte hafif ürün üretip satan ülkelerin kişi başına düşen gelirlerinin ne kadar yüksek olduğu düşünüldüğünde, ülke olarak teknolojik yatırımlara ve AR-GE'ye daha fazla kaynak ayırmamız gün gibi ortada durmaktadır. Yapay zekâ, günümüzde bilim, sanayi, tarım, ekonomi, ticaret, savunma gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Öte yandan, yapay zekâ, toplumların her bireyi tarafından da kullanılabilen ve çeşitli görevleri çeşitli amaçlar için otomasyon içerisinde yerine getirebilen bir teknolojiye dönüşmüş durumdadır. Ülkeler yapay zekâdan faydalanabilmek için daha önce bu alanda uzmanlaşmış bilim insanlarının tasarladıkları cihaz veya yazılımları kullanmak zorundaydılar. Bugün ise bilgisayar teknolojisinin işlem gücü, hızı ve ulaşılabilirlik gibi pek çok açıdan geliştiği günümüzde yapay zekâ, insanların gündelik sıradan görevlerinden kompleks süreçler gerektiren görevlere kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır.

Ülkemiz için gelişmekte olan yapay zekâ teknolojilerinden geri kalmamak bulunduğumuz çağda bir zorunluluktur. Bu yönüyle, öncelikle, yüce Meclisimizin çatısı altında yapay zekâ teknolojisinin faydalarının ve zararlarının tartışılacağı bir komisyon kurulmasını oldukça değerli bulduğumuzu ifade etmek isterim. Yalnız bu komisyonun eşit temsil şeklinde teşekkül etmesinin daha faydalı sonuçlar doğuracağını da özellikle belirtmek isterim.

Yapay zekâ geniş bir kavram ancak yapay zekâ türlerini birkaç başlıkta toplamak da mümkündür. Birincisi, uzman sistemler; belirli bir konuda insan uzmanlığını taklit etmeye çalışan bir yapay zekâ türüdür. Bir teknik servis görevlisi, bir resepsiyon görevlisi, bir ekonomisti taklit etmek gibi her şey uzman sistemlerin konusu olabilir.

Bir diğeri, makine öğrenimi; makine öğrenimi, bir yapay zekânın, bir yazılımın veya bir robotun kendi başına öğrenme yeteneğini ifade eder.

Bir diğer başlık ise sinirsel ağlar; sinir ağları, nöronların davranışını yani beyindeki bilgi ileten ve işleyen sinir hücrelerinin davranışını kopyalamaya çalışır. Robot kontrolü, metin, görüntü tanıma, doğal dil işleme gibi alanlarda kullanılır.

Son olarak da derin öğrenme; derin öğrenme, büyük verileri işlemek amacıyla kullanılan bir makine öğrenimi türüdür. Derin öğrenme, yapay sinir ağları kullanılarak farklı katmanlardaki verileri işler.

Günümüzde yapay zekâ özellikle akıllı telefonlarda, tabletlerde, bilgisayarlarda ve entegre elektronik sistemlere sahip birçok cihazda bulunduğu gibi, güneşin gökyüzündeki hareketlerini takip ederek güneş panellerini konumlandıran enerji santrallerinde, topraktaki nem ve mineral miktarına göre tarımsal ürünlerin sulama yönetiminde, önceden belirlenmiş güzergâhlarda işleyen insansız iş makinalarında ve araçlarda da kullanılmaktadır. Yapay zekâ, ev otomasyonu, aydınlatma, iklimlendirme sistemleri, otonom araçlar, akıllı telefon asistanları, görüntü tanıma yazılımları, güvenlik sağlayıcı ve dolandırıcılığı önleyici yazılımlar, e-ticaret aracılığı araçları gibi artık hayatımızın her alanında kullandığımız bir teknolojidir.

Dünyada bu teknolojiye yatırım yapan ülkelerin ekonomilerine büyük katkılar sağladıkları, bilimsel araştırmalarda ve diğer teknolojik gelişmelerde önde oldukları bir gerçektir. Amerika Birleşik Devletleri yapay zekâ araştırma ve uygulamaları konusunda dünyada lider konumundadır. Google, Amazon, Microsoft, Apple, Tesla yapay zekâ alanında önemli yenilikler üretmektedir. Amerika Birleşik Devletleri Hükûmeti savunma, sağlık, ulaşım ve eğitim gibi sektörlerde yapay zekâ kullanımını teşvik eden politikalar izlemektedir. Avrupa Birliği yapay zekânın etik kullanımı ve insan hakları boyutuna odaklanarak bu alanda küresel standartlar belirlemeye çalışmaktadır. Almanya yapay zekâyı özellikle Endüstri 4.0 ve akıllı üretim sistemlerinde kullanırken İngiltere sağlık sektöründe yapay zekâ kullanımında öncüdür. Güney Kore ve Japonya yapay zekâyı özellikle robotik otonom sistemler ve elektronik cihazlar gibi alanlarda ileri seviyede kullanmaktadır. Çin devlet destekli projeler, geniş veri kaynaklarına erişim ve teknoloji devleri Baidu, Alibaba, Tencent aracılığıyla yapay zekâ uygulamalarında hızla ilerlemektedir. Özellikle yüz tanıma teknolojileri, büyük veri analitiği ve otonom araçlar konusunda büyük adımlar atmaktadır.

Peki, biz ne yapıyoruz? "Bu işlere birileri zaman harcıyor mu?" diye sorduğumuzda aslında çok da fazla zaman harcamıyoruz çünkü ülkemizin bütçesindeki AR-GE harcamalarına baktığımızda, şirketlerin AR-GE harcamalarına baktığımızda maalesef geride kaldığımızı söyleyebiliriz ama bizi mutlu eden gelişmeler de yok mudur? Vardır. Mesela Huaweı, bir Türk bilim insanının, Bilkent Üniversitesindeki Profesör Doktor Erdal Arıkan'ın bir makalesinden polar kodlamayı alıp onu rehber edinerek bir yatırım yaptı ve milyarlarca dolar gelir elde etti. Ben buradan bilim adamımız Sayın Arıkan'a -5G teknolojisini, bakın, biz hâlâ ülkemizde 4G'yi kullanıyoruz- dünyada Çin tarafından, Huaweı tarafından geliştirilmesine zemin hazırlayan polar kodlamayı bulduğu için huzurunuzda teşekkür ediyorum. Teknolojiyi yerli ve millî olarak geliştirebilmemiz için 81 ilde, hemen hemen her ilçede fakülte açmaya, üniversite kurmaya gerek yok. Üniversitelerimizi liyakatli kadrolarla güçlendirmemiz, eğitimin, araştırmanın ve fikir özgürlüğünün önünü açmamız gerekmektedir.

Yapay zekâ, çağımızın bir gerçekliği ve zorunluluğu ancak beraberinde getirdiği riskler ve sorunlar da maalesef vardır. Bunların başında etik ve güvenlik sorunları geliyor. Yapay zekâ algoritmalarının üzerinde çalıştığı büyük verilerin güvenli bir şekilde işlenmesi ve kişisel verilerin korunması gerekmektedir. Özellikle Avrupa Birliği, Genel Veri Koruma Tüzüğü gibi düzenlemelerle bu konuda önlemler almaya başlamıştır.

Ayrıca, yapay zekâ teknolojilerinin gelişimi bazı sektörlerde otomasyonun artmasına yol açarak iş kayıplarına sebep olacaktır. Otomasyonun yaygınlaştığı alanlarda çalışan vatandaşlarımız için alternatifler oluşturmamız ve eğitim almalarını sağlayarak yeni alanlarda çalışabilmelerini sağlamamız gerekir. Otonom silah sistemlerinin yapay zekâ tarafından kontrol edilmesi uluslararası arenada etik ve güvenlik açısından tartışmalara neden olmuştur. Bu tür sistemlerin yanlış ellerde tehlikeli sonuçlara yol açabileceği tartışılmaktadır. Verileri analiz etme ve görevleri otomatikleştirme konusundaki geniş kabiliyetiyle yapay zekâ, demokratik uygulamalar ve süreçleri desteklemede kullanılabileceği gibi ön yargılı algoritmalar yoluyla ayrımcılığı ve mevcut eşitsizlikleri de sürdüren uygulamalarda kullanılabilir. Ayrımcı ve zararlı içeriklere öncelik vererek ve bunları savunmasız gruplara yayarak nefret söyleminin yayılmasını kolaylaştırabilir. Bu zorlukların ele alınması gerekmektedir. Yapay zekâ sistemlerinin insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüyle tamamen uyumlu bir şekilde geliştirilmesi gerekmektedir. Yapay zekânın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında etik hususlara, şeffaflığa ve hesap verebilirliğe öncelik veren bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Yapay zekâ sistemlerinin yaşam döngüsü içerisindeki faaliyetlerini düzenleyen, ortak genel ilke ve kılavuzların belirlenmesini amaçlayan uluslararası çalışmalar bu noktada önemlidir. Bu bağlamda, ülkemizin Avrupa Konseyi Yapay Zekâ, İnsan Hakları, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü Çerçeve Sözleşmesi'ne katılması ve katkı sağlaması gerektiğini düşünmekteyim. Partimiz bu komisyonun kurulmasını destekliyor; dediğim gibi, eşit temsil oranında teşekkül etmesinin çok daha faydalı sonuçlar doğuracağını düşünüyor.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)