GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:112
Tarih:29.07.2024

ERSİN BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

Öncelikle, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılması önerilen değişikliklerin hem kanunun amacına hem de hayvan haklarına ciddi bir şekilde zarar verebileceğini vurgulamak istiyorum. Bu değişiklikler, hayvanların korunması yerine onların yaşamlarını tehlikeye atacak bir yaklaşımı getiriyor. İktidarın sunduğu kanun teklifiyle kanunun amacı ve tanımları belirsiz hâle getirilmiştir. Mevcut düzenlemelerde hayvanların korunması açıkça ifade edilirken bu yeni düzenlemeyle hayvanların korunma amacı belirsizleştirilmiştir Teklifin önceki maddeleriyle sahipsiz hayvanların yalnızca bakımevlerinde rehabilite edileceği ve sahiplendirilmelerini bekleyeceği öngörülüyor. Bu değişiklik, sahipsiz hayvanların yaşam hakkını tehlikeye atmakta ve uzun vadede ötanazi uygulamalarının yolunu açmaktadır. Hayvanların yaşam hakkı sadece sahiplenme temeline dayanmamalıdır. Sokak hayvanlarının temel yaşam hakkı korunmalıdır. Ayrıca, sahipsiz hayvanların doğal yaşam alanlarına bırakılması uygulaması sona erdirilmekte ve yalnızca bakımevlerinde barındırılmaları öngörülmektedir. Ancak mevcut barınakların çoğu kapasite ve hijyen açısından yetersizdir. Bu uygulama barınaklarda aşırı yoğunluk ve sağlık sorunlarına yol açarak hayvanların toplu ölümlerine neden olabilecektir.

Değerli milletvekilleri, ötanazi genellikle alternatif çözümlerin yetersizliği ve uygulanmaması durumunda başvurulan bir yöntemdir. Kısırlaştırma, eğitim, sahiplendirme ve barınaklarda rehabilite etme gibi insancıl ve sürdürülebilir yöntemler sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınmasında daha etkili ve etik bir yaklaşımdır. Yerel hayvan koruma gönüllülerinin kanundan çıkartılması toplumsal bilincin ve yerel gönüllülerin hayvan koruma çalışmalarına katkısını azaltacaktır. Hayvan hakları savunuculuğu toplumsal katılım ve gönüllülük temelinde ilerler ve bu değişiklik bu temelleri zayıflatmaktadır. Ayrıca düzenleme yerel yönetimler tarafından toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesini veya bakımevinde barındırılan köpeklerin bakımevi dışında bir yere bırakılmasını yasaklamayı amaçlamaktadır. Düzenleme gerekçesinde "Sahipsiz hayvanların güvenli ve kontrollü ortamlarda barındırılmasını sağlamak ve onların sokaklarda başıboş bırakılmasını engellemek amacı taşımaktadır." denilse de pratikte ortaya çıkaracağı sorunlar mutlaka dikkatle takip edilmeli ve bu doğrultuda önlemler alınmalıdır. Bakımevlerinde uzun süre barındırılan köpekler stres, sosyal izolasyon ve yetersiz bakım nedeniyle fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşayacaklardır. Bu durum köpeklerin sağlığını olumsuz etkileyecek ve salgın hastalık riski ortaya çıkaracaktır. Devamında da salgın hastalık riski toplu ölümlere ya da ötanazi uygulaması yoluyla köpeklerin toplu bir şekilde kıyımına sebep olacaktır. Çözüm yolu bellidir; merkezi yönetim, yerel yönetim, sivil toplum örgütleri ve hayvan gönüllüleri arasında koordinasyon sağlanmalıdır. Topla, kısırlaştır, aşıla ve koru temel prensibimiz olmalıdır. Son derece kötü durumda olan barınakların şartları hayvanların sağlıklı ve huzur içinde yaşayabilmesi için derhâl iyileştirilmeli ve bu barınakların kapasitesinin artırılması gerekmektedir. Bütün ilçelerimizde hayvanların sağlıklı yaşayabileceği barınaklar inşa edilmelidir. Barınakların yöneticileri gönüllü insanlardan oluşmalıdır, evcil hayvan ticareti derhâl yasaklanmalı ve bu ticareti yapanlara caydırıcı cezalar getirilmelidir.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak bu değişiklikler hayvanların yaşam hakkını ve refahını ciddi şekilde tehdit etmekte, ötanazi ve belirsizlikler yoluyla onların kaderini belirsizleştirmektedir. Bizler, hayvanların korunması ve refahı için daha insancıl ve bilimsel temellere dayanan çözümler getirilmesini talep ediyoruz. Bizler, çadırının önünde köpeğiyle, döşeğinde kedisiyle yaşayan aziz Türk milletiyiz. Bizler, yaratılanı yaratandan ötürü seven bir milletiz. Bu yasa bize yakışmaz. Bu yasa örfümüze, dinimize, inandığımız değerlere aykırı hareket etmektir. İktidarı bu konuda bir kez daha uyarıyor, herkesi memnun edecek makul sonuçları ortaya koymanın mümkün olduğunu düşünüyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)