Konu: | Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 112 |
Tarih: | 29.07.2024 |
EVRİM RIZVANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ortada bir gerçek var şüphesiz, sokaklar sahipsiz hayvanlarla dolmuş taşıyor, insanlar evlerine, çocuklar okullarına tedirginlikle gidiyor. Çok trajik ölümler yaşandı, çocuklarımız yaşamını yitirdi, bir daha bu acıları hiçbir ailenin yaşamasını hiçbirimiz istemeyiz. Peki, ne oldu da biz bugünlere geldik? Bu sorunun temelinde yıllardır süregelen ihmal ve plansızlık yatıyor. İktidar yirmi yıldır sorunu çözmek için gerekli adımları atmadığı gibi, belediyelere yeterli desteği de sağlamadı, denetim mekanizmalarını işletmedi.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Tamam, atacağız, atıyoruz...
EVRİM RIZVANOĞLU (Devamla) - Aynen öyle Sayın Vekilim(!)
Oysa kaynak ve denetim bu işin olmazsa olmazı. Başka ne oldu? Bu Meclisin 2004'te yaptığı ve 2021 yılında revize ettiği kanuna da uymadı. Peki, başka ne yaptı? 2019 yılında hazırlanan Meclis araştırma raporunda yazan önerileri de yerine getirmedi. Yani bu ne demek? İktidar altına imza attığı kanunları yok saydı demek, elindeki bütün reçeteleri görmezden geldi demek. Sonuç ne oldu? Sahipsiz sokak hayvanları meselesi büyüdü de büyüdü ve biz bugünlere geldik.
Değerli milletvekilleri, buradaki tüm siyasi partiler hemfikir ki bu sorun çözülmeli ama çözümün niteliği konusunda hâkim kişilerle bir türlü tartışamadık, ne burada ne Komisyonda. Bunun için de bir bilim kurulu oluşturulmalıydı. Uzmanlar için konuyu bilenlerin, bilim ışığında tartışması gereken ortamlar yaratılmadığıydı, veriler ortaya konmalıydı, ilgili tüm taraflar tartışmalıydı; akademisyenler, meslek örgütleri, STK'ler ve yerel yönetimler, bunların hiçbiri yapılmadı. Peki, ne yapıldı? Bu kanun teklifinin paydaşları olan belediyeler ve veteriner hekimler "Bu kanunu uygulamayacağız." dedikçe iş kuru inada bindi, toplum kutuplaştı, bugün sokak hayvanları meselesi konusu bu hâle geldi.
Ben buradan herkesi sorumlu olmaya davet ediyorum. Şimdi, öncelikle iktidarı sorumlu olmaya çağırıyorum. İyi bakılırsa bir köpeğin ömrü ortalama on sene yani yirmi iki yıllık AK PARTİ iktidarına iki köpek ömrü ancak sığıyor ama bu sorunu çözmediler, ertelediler, biriktirdiler ve bugünlere taşıdılar. Şimdi, çıkmış, yıldırım hızıyla, vicdanımızı ve insanlığımızı bir kenara bırakarak sorunu çözmeye çalışıyorlar. Tüm topluma bu travmayı bir daha yaşatmayın. İktidar olarak; merdiven altı üretimleri, sarı sayfalara düşen denetimsiz ticari satışları, yurt dışından gelen kaçak girişleri acilen durdurun, bunlara uymayanlara ağır ve caydırıcı cezalar getirin, veteriner hekimlerin istihdamını artırın, genel müdürlük düzeyinde teşkilatlanmalarını sağlayın, modern bakımevleri için hazineden belediyelere arazi tahsisi sağlayın, sahipli hayvanını sokağa bırakanlara ağır cezalar getirin, öyle tek seferlik 60 bin lira da değil. Hayvanları sokağa bırakanlar, o hayvanın ömür boyu bakımı için nafaka ödemekle yükümlü olmalı. Buradan tahsil edilecek para, 2019 yılında hazırlanan Meclis araştırma raporunda önerilen hayvan hakları fonu için kaynak olabilir. Şimdi, elinizde net veri yok. Yerli üretilecek yapay zekâ destekli çiplerle takip ve envanter oluşturun. Elinizde barınak da yok. Hadi, yasa bugün çıktı diyelim, 2028'e kadar ne olacak? Bu süre içinde toplanmasını istediğiniz hayvanların durumuyla ilgili muammayı acil olarak ortadan kaldırın.
İkinci olarak, hayvanseverleri sorumluluğa davet ediyorum. Para verip cins kedi, köpek alanlara daha fazla itiraz edelim; köpekleri, kedileri cinslerine göre ayırıp bir statü sembolü olarak kullananlara da itiraz edelim. Geçici hislerle hayvan edinip sokağa bırakanlara da itiraz edelim.
Üçüncü olarak, belediyeleri sorumlu davranmaya davet ediyorum. Elinizdeki imkânları kullanarak ve gönüllülerinizi organize ederek çok pratik çözümler getiren ve uygulayın. Merkezî hükûmetle birlikte kısırlaştırma ve sahiplendirme seferberliği başlatın ve sahipsiz hayvanları sahiplendirme için sistematik bir sistem kurun.
Hükûmete "Bu meseleyi çözün." diyoruz, "Belediyelere karşı intikam aracına dönüştürün." demiyoruz. Topu ve sorumluluğu sadece belediyelere yükleyip evinize öyle dönemezsiniz. Belediyeye omuz vermeli ve onların yükünü hafifletmelisiniz. Bu işi merkezî hükûmetten bütçe ayırarak çözmelisiniz. Faize 1 trilyon 254 milyar TL ayırdınız, gerektiğinde kur korumalı mevduat için 800 milyar TL de buldunuz, sıkıştığınızda Merkez Bankasından para da bastınız; bence bu işe bütçe de bulabilirsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EVRİM RIZVANOĞLU (Devamla) - Hemen bitiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
EVRİM RIZVANOĞLU (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Biz, bir yirmi yılı kaybettik. Siz bu sürede hiçbir kararı uygulamadınız, şimdi, bilime dayanmayan yöntemlerle ve radikal uygulamalarınızla çözüm bulacağınıza inanıyorsunuz. Bu işi çözecekseniz böyle ne olduğu belirsiz bir teklifle değil, dört koldan her yöntemi eş zamanlı uygulayarak çözmek zorundasınız. Siz bunların hiçbirini yapmadan bizden vicdanımızı ve insanlığımızı bir kenara bırakarak teklife olumlu oy vermemizi beklemeyin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)