GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:28.07.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; popülizm, demokrasinin ve hukukun en büyük düşmanıdır. Popülizm, keskin siyasi kutuplaşmayı ve çatışmacı siyaseti üreten en kullanışlı kavramdır. Kutuplaşma her dönemde ve her toplumda karşımıza çıkabilir ancak kutuplaşma keskinleştiğinde, sosyal kesimler arasında siyasi, sosyal mesafe gitgide açıldığında ve birlikte yaşamak için olması gereken hoşgörü, iş birliği ve uzlaşmayı tahrip ettiğinde artık demokrasiler için ciddi bir risk ortaya çıkmaktadır. Siyaseti çatışmacı alandan çıkararak demokratik bir zemin inşa etmek istiyorsak toplumda var olan fikrî ayrılıkların açık ve iyi tanımlanmış kurallar üzerinde uzlaştırarak rekabete dönüştürüldüğü siyasal bir zemini inşa etme zorunluluğumuz vardır. Oysa, kutuplaştırıcı siyaseti kalıcı hâle getirmek isteyenler ise fikri ayrılıkları çatıştırarak, kutuplaştırarak ve çatışmayı vahşileştirerek dost düşman kategorisinde her zaman için geçerli akçe olan "biz" ve "onlar" kavramı üzerinden bir savaş başlatırlar. Biz kimiz? Biz, iyinin, doğrunun, haklılığın, ahlakiliğin, tehdit altında olmanın, güvenlik riskinin, mağduriyetin, üstün ve değerli olmanın, vatanseverliğin, milliyetçiliğin yegâne taşıyıcı unsuruyuz. Peki, onlar kim? Onlar ise kötülüğün, ahlaksızlığın, meteliksizliğin, hainliğin, bölücülüğün, zalimliğin, adaletsizliğin, değersizliğin ve kötülüğün adresidir. Böylece "biz" ve "onlar" kavramı üzerinden keskin, kutuplaştırıcı, çatışmacı siyaset, siyaseti bir "varoluş-yok oluş" zeminine taşımakta; kazananın her şeyi kazandığı, kaybedenin ise her şeyi kaybettiği âdeta bir siyasi savaş alanına dönüştürmektedir.

İşte, tam da böylesi çatışmacı, kutuplaşmış siyasal zeminler, makul aklın devreden çıkarılmak istendiği, vicdanlı, adil, hukukun üstünlüğüne inanan insanlar için siyasi zeminin gitgide daraldığı dönemlerdir. Bu dönemlerde demokrasi zayıflar, belki tümden ortadan kalkar ve demokratik siyasete dönüş her geçen gün daha da zorlaşır. Bu süreçler, insan olmanın, insan kalabilmenin, adil olabilmenin, demokrat olabilmenin âdeta turnusol kâğıdı gördüğü dönemlerdir.

Popülizm "biz" ve "onlar" kavramı üzerinden çatışmacı, kutuplaştırıcı bir siyasi zemini inşa ederek makul aklı devreden çıkarmak isterken en çok da siyasallaşmış bir yargıyı aparat olarak kullanır. Zira, yargı tam da iktidar sahiplerinin koltuklarını kaybetmemek için ürettikleri zehirli iklim olan "biz" ve "onlar" kavramını kullanarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Siyasallaşmış yargı "biz" ve "onlar" kavramını kullanıp onları kötülüğün, ahlaksızlığın, hainliğin, bölücülüğün, zalimliğin, adaletsizliğin, değersizliğin ve devlet düşmanı göstermenin bir aparatı hâline gelir.

Değerli milletvekilleri, bizler de bu sıralarda bulunan birçok milletvekili de geçmiş dönemlerde siyasi partileri kapatılan, kapatılmakla yüz yüze kalınan, farklı dönemlerde farklı fikirleri sebebiyle mağdur olan birçok milletvekilini barındıran bir Mecliste bulunuyoruz. Bizden olan insanların iktidara gelmesi, demokrasinin ve hoşgörünün yerleşmesi için yeterli değildir. Bizden olanların kendisini güvende hissetmesi, ülkeye demokrasi geldiğinin bir işareti değildir; aksine, bizden olmayanların, bizim gibi düşünmeyen insanların kendisini güvende hissettiği, hukuka inandığı ve yargının her zaman kendisi için bir kurtuluş yolu olduğunu düşündüğü zeminler gerçek demokratik zeminlerdir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)