GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Halaya yönelik tahammülsüzlüğün devam ettiğine; halay çektikleri gerekçesiyle Mersin'de, Ağrı'da, Siirt'te ve İstanbul'un farklı ilçelerinde gözaltılar olduğuna ve valiliğin bunlarla ilgili açıklama yapmasına, Kenan Evren'in yaptıklarıyla bugün olanlar arasında hiçbir farkın olmadığına, halay çekmenin bu iktidara karşı bir direniş yöntemi olduğuna ve türküleriyle, halaylarıyla direneceklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:28.07.2024

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, türküler susmaz ve halaylar sürer. Şimdi, son bir hafta on gündür yaşadıklarımızı burada geçen gün de ifade ettim ama ne yazık ki bu operasyon hâli, bu halaya yönelik tahammülsüzlük devam ediyor. 21 Temmuz 2024 günü bir grup Kürt genci Mersin'de halay çekmişlerdi ve bu halay çektiği görüntüler sosyal medyada yayınlandıktan sonra da bazı troller tarafından hedef gösterildiler. Yetmedi "Kimlik tespitleri yapıldı." adı altında gözaltına alındılar, işkenceye uğradılar ve sonunda da 9'u tutuklandı ama bu da değil, sadece birçok ilde oldu, biraz sonra detaylarını aktaracağım.

Şimdi, sosyal medyada başlayan bu linç çağrıları sonrasında deyim yerindeyse bir "halay avı" başlatıldı, evet, tam bir "halay avı". Troller tarafından düğünler, şenlikler, etkinlikler taranıyor, oradaki görüntüler taranıyor ve o görüntüler üzerinden Emniyet etiketleniyor, Emniyete bildirimde bulunuluyor ve Emniyet de sanki bu ülkede başka hiçbir işi yokmuş gibi yemiyor, içmiyor ve gidip gözaltı operasyonu yapıyor, gençlere işkence yapıyor. Önce Mersin'de 11 genç, sonra Ağrı'da 6 genç, sonra Siirt'te 6 kadın, en son İstanbul Bağcılar ve Esenyurt, Sultangazi, Gaziosmanpaşa'da, farklı ilçelerde toplam 18 kişi işkenceyle gözaltına alındı. Peki, bunların bu büyük suçu neydi, ne yapmışlardı? Düğüne gitmişler efendim, halay çekmişler. Bakar mısınız, halayla ülkeyi bölüyorlar, halayla AKP iktidarını devirecekler herhâlde. Ne büyük bir suç halay çekmek, ne büyük bir suç Kürtçe müzik eşliğinde halay çekmek ki Emniyet ha bire gözaltı operasyonu yapıyor, şafak operasyonları yapıyor; daha da kötüsü, daha da vahimi, örneğin, Siirt'teki gözaltılar için ne diyor? "Evleri basıldı, gözaltına alındılar, dijital materyallerine el konuldu." Bakar mısınız algı operasyonuna. Bir düğünde 6 kadının halay görüntüsünden gidip, kapısını kırıp gözaltı yapıyorsunuz, işkenceyle gözaltına alıyorsunuz; yetmiyor, valilik açıklama yapıyor. Bu valilerin başka bir işi yok mu? Kürtlerin düğünlerini takip ettirip, Emniyete gözaltı yaptırıp sonra da sanki büyük bir operasyon yapılmış gibi kamuoyuna açıklama yapıyorlar. Ya, insan utanır ya! Sen mülki idare amirisin ya, valisin, vali. Devletin ciddiyeti ortadan kalkmış ya! "Halaya operasyon" diye, "Halay çekenlere operasyon yaptık." diye duyuran bir acziyet var, bir akıl tutulması var. Biz bunu hangi cümleyle izah edeceğimizi gerçekten bilmiyoruz artık. Bu nasıl bir şeydir? Söyleyeyim: Şimdi, 1980'lerde ne oluyordu? "Türkiye'm, Türkiye'm, cennetim..." parçasıyla işkence ediliyordu solculara, Kürtlere, muhaliflere. Şimdi ne oluyor? "Ölürüm Türkiye'm"le işkence ediliyor. 12 Eylül zihniyeti bu, 12 Eylül zihniyeti. 90'larda "ideolojik halay" diye Kürtler gözaltına alınıyordu, "ideolojik halay."; yargılandı Kürtler ideolojik halay çekmekten. Şimdi? Şimdi, halay çektikleri için gözaltına alınıyorlar, yetmiyor tutuklanıyorlar. Bu ne demek? Demek ki AKP -ki bunu hep söylüyoruz- işte, 12 Eylül zihniyetinin devamıdır, devamcısıdır; cuntacıların ayak izlerine basa basa yol alıyor AKP. Kenan Evren'in yaptıklarıyla bugün olanlar arasında hiçbir fark yoktur. Bugün topluma karşı darbe yapılıyor, bugün topluma karşı yargı eliyle suç işleniyor, bugün toplumun bütün değerleri yerle yeksan ediliyor, bugün Kürtlere yargı eliyle hakaret ediliyor. Siz kimsiniz ya? Siz kimsiniz ki binlerce yıldır çektiğimiz halayı yasaklıyorsunuz, kriminalize ediyorsunuz, suç unsuru hâline getiriyorsunuz. Bu hakkı nereden buluyorsunuz? Bu hukuku nereden buluyorsunuz? Kim size veriyor bu yetkiyi ya, kim? Halaya düşman bir iktidar oldunuz ya! Biz dönüp "Kürt'e düşmansınız." dediğimizde "Hayır efendim, biz Kürtlerle kardeşiz." diyorsunuz. Bu nasıl bir kardeşlik? Bu nasıl bir kardeşlik; halayına bile tahammül edemiyorsunuz, halay çektiği için gözaltına alıyorsunuz.

KADEM METE (Muğla) - "Türk-Kürt kardeştir, PKK kalleştir!" bunu öğrenin artık.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bir susarsan... Dinleyeceksin.

Diğer bir şey, şimdi cezaevlerine bakalım. Ya, 340 bin, 370 binlere varan cezaevi doluluğu var, AKP her gün yatırım diye cezaevi yapıyor. Cezaevi Kürt gençleriyle dolu, Kürt kadınlarıyla dolu, Kürt anneleriyle dolu, Kürt siyasetçileriyle dolu, Kürt muhalifleriyle dolu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Şimdi? Şimdi, halay çeken Kürtlerle dolduracaksınız cezaevini. Vallahi söyleyelim, biz dışarıda da düğünde de şenlikte de halay çektiğimiz gibi cezaevinde de halay çekiyoruz. Halay çekmek bu iktidara karşı bir direniş yöntemi aynı zamanda. 12 Eylülde ıslıklarla direndik, bütün zulümlere karşı zılgıtlarla direndik, bugün de bu iktidara karşı halayımızla, türkümüzde, "kilam"larımızla, "stran"larımızla direneceğiz. Kafamızın tepesini attırmayın; vallahi Meclis bahçesine davul-zurnayı getiririz, halayı çekeriz ya! Bu nedir yani? (DEM PARTİ sıralarından alkışlar, zılgıt çekmeler)

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Ne münasebet ya, ne münasebet!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Yetmiyor mu, vallahi Genel Kurulda çekerim.

KADEM METE (Muğla) - Hadi bir çek!

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Hadi çık, çek!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Çok iyi halay çekiyorum, çok iyi de halay başı çekerim; yeter artık ya, yeter!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Hadi çık, çek de bir görelim!

KADEM METE (Muğla) - Çık, çek bakalım, belki biz de seyrederiz.

BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Şimdi, Sayın Başkan, bakın, renklere düşman, dile düşman, kültüre düşman, halaya düşman, slogana düşman.

Şimdi, efendim, slogan atmışlar. Geçen gün burada anlattım size, onlarca Yargıtay kararı var elimde; "'...'(*) Apo" yani "Yaşasın Başkan Apo" sloganının suç olmadığına dair dünya kadar karar var, size sayabilirim: Zana / Türkiye davası, Aslı Güneş / Türkiye davası, Saime Özcan / Türkiye davası, Özer / Türkiye davası, Karkın / Türkiye davası, Gerger / Türkiye davası... Dünya kadar! AİHM de bunun fikir ve düşünce özgürlüğü olduğunu, suç unsuru oluşturmadığını açık ve net söylüyor; Yargıtay bunu yine böyle değerlendirmiş "Suçun unsurları oluşmaz." diyor. Ya, halayda yani bir yerde, bir düğünde halay çekerek nasıl örgüt propagandası yapabilirsiniz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bu nasıl bir yargı? Bu yargının tek derdi Kürt'ü cezaevine atmak mı? Ne zaman adalet dağıtacak bu yargı? Bu Emniyetin tek görevi halayları tarayıp, halay timi oluşturup, gidip, Kürtlerin düğünlerine bakıp oradan insanları gözaltına almak mı?

Bakın, dün önerge verdik, Bingöl'de uyuşturucu madde bağımlısı bir kişi 4 insanımızı öldürdü, 3 de ağır yaralı var, hâlâ Emniyet ne yapıyor? Ülkenin dört bir yanı uyuşturucu batağına batmış, 12 yaşındaki çocuklar uyuşturucu kullanmaya başlamış, aileler feryat ediyor, insanlar feryat ediyor; peki, bu Hükûmet uyuşturucu için, bu İçişleri Bakanlığı uyuşturucu için bir şey yapıyor mu? Yok. Çünkü onun daha büyük gündemi var; Kürtler halay çekerek ülkeyi bölüyor, onu engellemeye çalışıyor, Kürt'ün halayını uyuşturucudan daha büyük bir tehdit, Kürt'ün türküsünü daha büyük bir tehdit olarak görüyor; böyle bir şey olabilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür edip kapatacağım.

BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, teşekkür için açıyorum.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bakın, bu, bir darbe anlayışıdır, bu, bir faşist anlayıştır. Çok açık ve net söylüyoruz: Siz ne bizim türkülerimizi engelleyebilirsiniz ne bizim halayımızı engelleyebilirsiniz ne de bizim mücadelemizi engelleyebilirsiniz. Ama yapmayın, yapmayın; bu kadarını yapmayın artık! Mızrak çuvala sığmıyor. Geçen gün de söyledim, öfkeyi kabartıyorsunuz, insanların sinir tellerine değiyorsunuz; gidecek yeriniz yok. Bakın, nefreti körüklemeyin. Bu, bir nefret suçudur, bu, bir düşman ceza hukukudur. Böyle, Kürt'ü yok sayarak, her şeyini kriminalize ederek ayakta kalamazsınız. Sözü bitmiş bir iktidar yargıya talimatla, operasyonla, cadı avıyla Kürt'ü mahkûm etmeye çalışıyor. Vallaha kusura bakmayın, hiç kusura bakmayın; sizden korkan sizin gibi olsun!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Direneceğiz, türkümüzle, halayımızla direneceğiz; bu da size dert olsun! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)