GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avrupa Konseyi İmtiyaz ve Muafiyetleri Umumî Anlaşmasına Ek Üçüncü Protokolün Onaylanmasına Dair 29/8/1961 Tarihli ve 358 Sayılı Kanuna Ek Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:110
Tarih:27.07.2024

MHP GRUBU ADINA ZUHAL KARAKOÇ DORA (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzda görüşülmekte olan 120,121 ve 122 sıra sayılı Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa merkezli uluslararası finans kuruluşları ve Ukrayna Hükûmeti ile uluslararası ticaret ve finansman hacminin arttırılması temelindeki anlaşmalar ve daha önce yapılmış olan anlaşmalardaki değişiklikler hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, başta Ulu Önder'imiz ve ebedî Başkumandanımız Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere yurdumuzun her bir karışında emeği ve kanı bulunan şehit ve gazilerimizi minnetle anıyor, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde aramızdan ayrılan canlarımızı özlemle yâd ediyorum.

Türkiye, son yıllarda bölgesel ve küresel siyasette artan etkisiyle uluslararası arenada güçlü bir aktör hâline gelmiştir. Özellikle Orta Doğu, Afrika ve Avrupa'da oynadığı rol ekonomik ve stratejik iş birlikleriyle pekişmiştir. Bu bağlamda Avrupa Konseyi Kalkınma bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasıyla olan ilişkilerimiz hem ülkemizin menfaatleri hem de bölgesel istikrar açısından büyük önem taşımaktadır. Bugün burada görüşmekte olduğumuz iki temel uyum kanunu maddesi Türkiye'nin bu bankalardaki etkinliğini artırarak ülkemize ve bölgemize önemli katkılar sağlayacaktır. Türkiye olarak gerek kamusal teşviklerle gerekse özel müteşebbislerle Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasıyla olan ilişkilerimizde bankanın sağladığı finansman desteğiyle sosyal kalkınma projelerine önemli katkılar sunmaktayız. Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasının sermaye artırımı Türkiye'nin bankadaki sermaye payının arttırılmasıyla daha fazla sosyal proje gerçekleştirmemize imkân tanıyacaktır. Bu projeler özellikle eğitim, sağlık, sosyal konut gibi alanlarda büyük faydalar sağlayacak ve toplumsal refahı artıracaktır. Ayrıca bu sermaye artırımıyla Türkiye Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasının karar alma süreçlerinde daha etkili bir konuma gelerek uluslararası arenada söz sahibi olma yetisini de güçlendirecektir. Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasının genişlemesi sadece finansal değil aynı zamanda sosyal ve çevresel kalkınmaya da desteklemektedir. Banka üye ülkelerdeki dezavantajlı grupların yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik projelere öncelik vermektedir. Bu çerçevede, Türkiye'nin Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasıyla daha güçlü bir iş birliği içinde olması, sosyal adaleti ve çevresel sürdürülebilirliği destekleyen projelerin hayata geçirilmesini de sağlayacaktır. Özellikle kırsal bölgelerdeki altyapı projelerine sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve eğitim olanaklarının artırılması gibi alanlarda yapılacak yatırımlar Türkiye'nin kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayacaktır.

Diğer yandan, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasıyla olan ilişkilerimiz de stratejik önem arz etmekte. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının faaliyet bölgesinin Sahra Altı Afrika ve Irak'ı kapsayacak şekilde genişletilmesi, Türkiye'nin bu bölgelerdeki ekonomik ve ticari faaliyetlerini arttırma fırsatı da sunacaktır. Özellikle Irak'ta yürütmekte olduğumuz Kalkınma Yolu Projesi, bu bağlamda büyük önem taşımaktadır. Kalkınma Yolu Projesi, Irak ve Türkiye arasındaki ticaretin ve lojistiğin gelişmesine, bölgenin refah seviyesinin yükselmesine katkı sağlayacaktır. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının bu projelere sağlayacağı finansman desteği, projenin hızla hayata geçirilmesine ve başarılı bir şekilde sürdürülmesine de yardımcı olacaktır.

Türkiye'nin Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasındaki sermaye payının artırılması ve faaliyet alanlarının genişletilmesi teröre karşı mücadelemizi de güçlendirecektir. Bölgedeki ekonomik kalkınma, istikrarı sağlamakta ve terörizmin kök salmasını engellemekteki en etkili yöntemlerden biridir. Orta Doğu ve Afrika'daki refahın artması terör örgütlerinin faaliyet alanlarını daraltacak ve bölgedeki barış ve istikrarı pekiştirecektir. Bu bağlamda, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının faaliyet alanının genişlemesi ve sermaye yeterliliği ölçütlerinin esnek hâle getirilmesi de Türkiye'nin teröre karşı mücadelesinde stratejik bir avantaj sağlayacaktır.

Bilhassa bugün Genel Kurulumuzda görüşülen Somali tezkeresiyle Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasındaki faaliyet alanlarının genişletilmesi meselesini ele almamız, tarihî bir tevafuktur. Türkiye'nin, mavi vatan doktriniyle başlayan ve deniz sınırlarının güvenliğini sağlayarak Doğu Akdeniz'de kendine karşı kurulan başta EastMed olmak üzere, ticari ve askerî pek çok kumpası bozmasının ardından Libya, Çad, Nijer, Sudan, Burkina Faso, Mali, Etiyopya, Mısır, Cibuti ve Somali başta olmak üzere Afrika'daki kalkınma diplomasisi temelindeki etkinliğini artırdığını sağır sultan bile duymuştur. Ne yazık ki yüce Meclisimiz içerisindeki bazı kimselerin Türkiye'nin barış ve kalkınma temelli bu yaklaşımından rahatsız olup bu coğrafyalarda insanlığın umudu olarak görülen Türk ordusunun tüm insanlığa faydalı faaliyetlerine muhalefet ettiklerini görmekteyiz. Türk milliyetçiliğinin Türk siyasetindeki yegâne temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi olarak gururla altını çizmekteyiz ki ne Misakımillî'den ne mavi vatandan ne de mazlum coğrafyaların yaralarını sarmaktan asla ve asla geri durmayacağız.

Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye'nin Ukrayna krizindeki başarılı rolü ve Rusya ile Ukrayna arasındaki diplomatik ara buluculuk çabaları ülkemizin uluslararası barış ve istikrarın sağlanmasındaki kritik önemini bir kez daha göstermiştir. Bu bağlamda, bugün burada görüşmekte olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna ve Anlaşmanın Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesine İlişkin Kanun Teklifi'nin onaylanması da ülkemizin bölgesel ve küresel hedeflerine ulaşmasında önemli bir adım olacaktır. Türkiye, Ukrayna krizinde etkin bir ara bulucu olarak taraflar arasında barışçıl çözüm yollarını teşvik etmiş ve diplomatik diyaloğun sürdürülmesine büyük katkılar sağlamıştır. Hem Ukrayna hem de Rusya'yla olan iyi ilişkilerimiz bu süreçte Türkiye'nin oynadığı rolün başarısında da belirleyici olmuştur. Özellikle Tahıl Koridoru Anlaşması'nda Türkiye'nin ara buluculuğu Karadeniz üzerinden tahıl ihracatının devamını sağlayarak küresel gıda krizinin önlenmesine önemli katkılar sunmuştur. Bu durum Türkiye'nin uluslararası arenadaki stratejik önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Bugün, burada görüşmekte olduğumuz Serbest Ticaret Anlaşması, Türkiye ve Ukrayna arasındaki ekonomik iş birliğinin güçlenmesine ve ticaret hacminin artmasına katkı sağlayacaktır. Anlaşmayla birlikte her iki ülke arasında mal ve hizmet ticareti bakımından tercihli düzenlemeler getirilecek, sanayi ve tarım ürünlerinde gümrük vergileri sıfırlanacak veya önemli ölçüde indirilecektir. Bu düzenlemeler Türk iş insanları için yeni iş birliği ve yatırım imkânları oluşturacak, ticaretin şeffaf ve öngörülebilir bir ortamda gerçekleştirilmesini sağlayacaktır.

Türkiye, Ukrayna'yla olan ticaret ilişkilerinde stratejik ortaklık seviyesine ulaşmış durumdadır. Ukrayna, Türkiye'nin Karadeniz'deki en önemli ticaret ortaklarından biridir. Bu anlaşma, Türkiye'nin Ukrayna pazarında daha rekabetçi bir konuma gelmesini sağlayacak ve ihracatçılarımız için yeni fırsatlar yaratacaktır. Özellikle tekstil, otomotiv, beyaz eşya, yaş meyve sebze ve işlenmiş tarım ürünlerinde ihracatçılarımız Avrupa Birliği ihracatçılarıyla benzer koşullarda rekabet etme imkânına kavuşacaktır. Bununla birlikte, hizmet ticareti kapsamında taşımacılık ve lojistik hizmetlerinde sağlanan kolaylıklar Türkiye'nin Ukrayna'yla olan ticaret hacmini daha da arttıracaktır. İkili ve transit taşımaların kotasız taşınması lojistik maliyetlerin düşmesine ve ticaretin daha hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanıyacaktır. Ayrıca, telekomünikasyon hizmetlerinde pazarda rekabetin tesisi için alınan önlemler Ukrayna pazarındaki sorunların takibi ve çözümü için hukuki bir çerçeve oluşturacaktır.

Türkiye'nin Ukrayna'yla imzaladığı bu serbest ticari anlaşma sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik önemdedir. Anlaşma, Türkiye'nin Karadeniz ve Doğu Avrupa'daki etkinliğini arttırarak bölgesel istikrarın sağlanmasına da katkı sağlayacaktır. Türk firmalarının Ukrayna'da yapacağı yatırımlar hem iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirecek hem de bölgenin yeniden imarında hatırı sayılır bir rol oynayacaktır. Sonuç olarak, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ve Avrupa İmar Kalkınma Bankasıyla olan ilişkilerimizin güçlendirilmesi ve Ukrayna'yla imzalanan serbest ticaret anlaşması Türkiye'nin bölgesel ve küresel siyasetteki etkinliğini arttırarak ekonomik kalkınmamıza ve toplumsal refahımıza önemli katkılar sağlayacaktır.

Bu nedenle, bugün görüşmekte olduğumuz kanun maddelerinin desteklenmesi ülkemizin menfaatleri açısından son derece mühimdir. Bu minvalde Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu anlaşmaların güncellenmesi ve onaylanmasını desteklediğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)