| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 27.07.2024 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen kanun teklifine gece yarısı saat üçte eklenmek istenen bir korsan maddeyi bugün burada konuşmak durumunda kalıyoruz.
İlgili madde teklifinde, sendikalı kamu görevlilerine toplu sözleşme ödeneği ödenebilmesi için ilgili sendikanın yüzde 1 oranında bir örgütlenmesi şartı getirilmişti; aslında bu yasa maddesi 2 kez yargı duvarına çarpmıştı. Birinci seferinde, yapılan 6'ncı dönem toplu sözleşmesinde, burada toplu sözleşme ikramiyesi için sendikalıların yüzde 1 barajının geçmesi şartı getirildi. Buna dair Danıştaya müracaat edildi, Danıştay buna önce yürütmeyi durdurma kararı verdi, ardından da iptal etti. İptal gerekçesinde de "Toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanmada hizmet kollarına ilişkin olarak üye olunan sendikalar açısından toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde 1'inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalar." şeklinde bir kriter getirilmesini sendikal ayrımcılık olarak görmüştü. Buna rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi sanki Danıştayın bu kararı yokmuş gibi, sanki yüzde 1'i bile eşitsizliğe aykırı görmemiş gibi 7429 sayılı Kanun'da bir değişiklik yaparak bu yüzde 1'i yüzde 2'ye çıkardı yani "Yüzde 2 barajını aşamayan sendikaların üyesi bu toplu sözleşme tazminatından yararlanamaz." dedi. Danıştay yüzde 1'i bile eşitliğe aykırı görüyor ama siz bu yetmezmiş gibi daha da ağır bir eşitsizliği getirerek bunu yüzde 2'ye çıkarttınız.
Ne yaptı Anayasa Mahkemesi? Kendisine açılmış olan bir iptal davasında, 18 Ocak 2024 tarihinde bunu Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. Anayasa Mahkemesi de aynen üyelerinin menfaatlerini etkili bir şekilde savunan güçlü sendikaların ortaya çıkabilmesinin sendikalar arasında rekabet için şart olduğunu dolayısıyla yeni sendikaların kurulmasına engel olan bu hükmü Anayasa'ya aykırı buldu. Şimdi, 1 kez Danıştay duvarına 1 kez Anayasa Mahkemesinin duvarına çarpmış olan bu hukuksuzluğu siz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak 3'üncü kez hem de ilk kanun teklifinde olmamasına rağmen gece yarısı saat 3'te bir korsan önergeyle tekrar bu kanunun içerisine sokuyorsunuz.
Burada elbette biraz sonra sizin de bir değişiklik önergeniz olacak ve kanun metninden yüzde 1 şartının çıkarılarak, sendika üyesi olan herkese bu toplu görüşme tazminatının ödenmesini sizler de önermiş olacaksınız. Elbette olumlu bir adım ama burada şöyle bir temel problem var; buradaki problem bir yanlışı düzeltmeniz değil, bir anlayışı düzeltmeniz gerekiyor.
Bu bir buçuk yıllık süreç içerisinde bu Parlamentoda birçok kez Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği birçok konuyu siz tekrar tekrar bu Meclisin gündemine getiriyorsunuz. Hukukun üstünlüğü önemli bir kavramdır, Anayasa'nın üstünlüğü önemli bir kavramdır, adalet duygusu önemli bir kavramdır ama bu kavramların hepsini yerle bir edecek şekilde kanun teklifleri getirmeye devam ediyorsunuz. Bu maddeyi değil, bu anlayışı değiştirmediğiniz müddetçe biz, burada sürekli Anayasa'ya aykırı olan bu eylemlerinize itiraz edeceğiz; siz, bu itirazları dinlemeyecek, bunları yasalaştıracaksınız ama Anayasa Mahkemesi bunları iptal edecek. Siz, tekrar tekrar bu yüce Meclisi yorma pahasına Anayasa'ya aykırı bu önergeleri noktasını, virgülünü hiç değiştirmeden eskilerin "Anayasa'yı bir kez değiştirmekle bir şey olmaz." kuralını "Anayasa Mahkemesi iptal edinceye kadar Anayasa'ya aykırı olması hiçbir şey ifade etmez." anlayışını ortaya koyacaksınız.
Değerli AK PARTİ'li milletvekilleri, belli bazı lobi grupları Anayasa'ya aykırı da olsa gece yarısı bu tarz hukuksuzlukları madde metninin içerisine yerleştirebilir; sizlere güveniyorum, vicdanlarınıza güveniyorum, Anayasa'ya ve hukuka olan sadakatinize güveniyorum ve lütfen, grubunuzun bu tarz korsan önergeleri -Anayasa'yı arkadan dolandırarak- Genel Kurula getirmesine sizler de engel olun. Çünkü Anayasa'ya sadakat, sadece muhalefet partisi milletvekillerinin görevi değildir; muhalefetiyle, iktidarıyla, buradaki bütün milletvekillerinin asli görevidir. Bu görevi hep beraber ifa etme noktasında...
Lütfen, parti disiplini demeyin çünkü siz partiden önce Anayasa'ya ve hukuk devletine bağlısınız diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)