| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 24.07.2024 |
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Gene, önümüzde bir AKP klasiği var; yürürlükteki 9 kanun ve 1 kanun hükmünde kararname üzerinde değişiklik yapan bir torba kanun teklifi. Aslında şu ana kadar önümüze gelen tekliflerin hemen hemen hepsinde benzer Anayasa'ya aykırılık sorunları var. Biz bunları tekrar ediyoruz, tekrar etmeye mecburuz, ben de bir kez daha yineleyeceğim: 2 sebebi var; birincisi, Parlamento çoğunluğuna şuna hatırlatmak istiyorum: Elbette Parlamento çoğunluğu yasama sürecini yönlendirme imkânına sahip ama hiçbir Parlamento çoğunluğu Anayasa'yı ihlal edecek şekilde yasama hâkimiyeti kuramaz, eğer bu yönde davranırsa gün gelir bunun sorumluluğu onlara sorulur, bunun hesabı onlara sorulur.
İkinci gerekçem şu: Gelecek kuşaklar Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi içinde bu nasıl bir hukuk enkazıyla karşı karşıya kaldığını araştıracaklar. İşte o gelecek kuşakların araştırmacılarına ben buradan birtakım veriler sunmak istiyorum, tutanakları incelediklerinde bu sistem içinde Türkiye'nin nasıl bir hukuk enkazına sürüklendiğini somut olarak görebilsinler istiyorum.
Şimdi gelelim problemlere. Aslında, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle beraber hukuk sistemimizde çok önemli bir değişiklik yapıldı yasama süreci yönünden. Bakanlar Kurulu ilga edildi ve Bakanlar Kuruluna tanınan tasarı sunma yoluyla yasama sürecini harekete geçirme yetkisi ortadan kalktı; artık bu sistemde yasama sürecini harekete geçirme yetkisi sadece milletvekillerine ait.
Şimdi, bu kanun teklifi bakımından kamuoyuna yansıyan birtakım açıklamaları incelediğimizde şunları görüyoruz: Teklif, Maliye Bakanlığı bürokratlarınca hazırlandı, Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde teklifin sunuşu yapıldı, Sayın Cumhurbaşkanı onayladı ve metin usulen milletvekillerine imzalatılarak huzurumuza getirildi. Değerli milletvekilleri, buna biz anayasa hukuku dilinde "fonksiyon gasbı" diyoruz. Anlamı nedir biliyor musunuz? Eğer bir devlet organı başka bir devlet organına ait bir yetkiyi kullanırsa bunun adı fonksiyon gasbıdır. Fonksiyon gasbı kamu hukuku alanındaki en ağır hukuka aykırılık sorunudur ve yoklukla maluldür. Dolayısıyla kayıtlara geçsin, metin Anayasa Mahkemesi huzuruna götürüldüğü zaman bu bilgiler yargıya intikal etsin.
Şimdi, gelelim diğer meselelere. Gene diğer tekliflerde olduğu gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tali komisyonlarının baypas edildiğini görüyoruz ve Plan ve Bütçe Komisyonu önüne getirilen bir teklifle karşı karşıyayız. Değerli milletvekilleri, gördüğümüz şu: Bütün teklifler torba kanun olarak hazırlanıyor, tali komisyonlar baypas ediliyor, böylece nitelikli kanun yapma imkânı ortadan kalkıyor, Plan ve Bütçe Komisyonunun iş yükü taşıyamayacağı kadar ağırlaşmış oluyor ve müzakereler verimsiz hâle geliyor. Tabii, bu metinler Parlamentoya taşındığı zaman da şöyle bir sorunla karşılaşıyoruz: Burada bizim yaptığımız açıklamaların hiçbir manası yok. Parlamento çoğunluğu burada üç maymunu oynamayı tercih ediyor. Böylece aslında müzakerelere dayalı bir yasama süreci yok. Noktasına, virgülüne dokunulmayan, yürütme organından önümüze intikal eden kanun metinleri Türkiye Büyük Millet Meclisi onay makinesine dönüştürülerek kabul ediliyor. Bunların da kayıtları geçmesinde fayda mülahaza ediyorum. Nihayet diğer metinlerde olduğu gibi bu metni okuduğum zaman da doğrusu şunu tespit ettim: Maddeleri okuduğunuz zaman anlamak ilk okuyuşta, ikinci okuyuşta dahi mümkün değil. Biz bu metinleri alanında çok başarılı olan avukatlara, hâkimlere, hukuk profesörlerine göndersek acaba anlayabilecekler mi? Soruyorum, niçin böyle anlaşılmaz metinler yazıyorsunuz? Benim aklıma gelen ilk cevap şu: Bu metinler aracılığıyla kimlerin menfaatlerinin kollandığı, kimlerin mağdur edildiği anlaşılmasın, gizlensin diye herhâlde. Ama bakın, bu uygulamada bir güçlüğe yol açıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özbudun Yazıcı, lütfen tamamlayın.
SERAP ÖZBUDUN YAZICI (Devamla) - Devam ediyorum.
Yargı kuruluşları bir sorunu çözerken uygulayacakları normu tespitte güçlük çekiyorlar.
Gelelim son bir probleme: Aslında yürürlük maddeleri gayet sarihtir kanunlarda ama burada bilmeceye dönük bir metin var. Bir kısım hükümler yayım tarihinde, bir kısım hükümler yayımı izleyen 10'uncu günde, bir kısım hükümler 1 Kasım 2024'te, bir kısım hükümler 2025'te, bir kısım hükümler 2030'da yürürlüğe girecek. Ben kırk yıllık meslek hayatımda böyle bir kanun yapma tekniği görmedim; bu tekniği kimden öğrenmişler merak ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)