Konu: | Ayasofya-ı Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılışının 4'üncü yıl dönümüne, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı'na, Doktor Sadık Ahmet'in vefatının 29'uncu yıl dönümüne, Muş Milletvekili Sezai Temelli ile Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 107 |
Tarih: | 24.07.2024 |
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Genel Kurulu ve tüm milletvekillerimizi ben de saygıyla selamlıyorum.
Bugün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde medeniyetimizin ve inancımızın sembolü Ayasofya-ı Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılışının 4'üncü yıl dönümü. Büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz; Allah'a hamdolsun ki bu mukaddes mekân yeniden secdeye açıldı ve milletimizin gönlünde hak ettiği yere kavuştu. Ayasofya, yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda milletimizin iradesinin, azminin ve imanının da sembolüdür. Bizler tarihîmizi ve kültürümüzü koruyarak geleceğe emin adımlarla yürüyoruz. Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması, sadece ülkemiz için değil, tüm İslam dünyası için de büyük bir anlam taşımaktadır. Ayasofya'nın kubbelerinden yükselen ezan sesi dünyanın dört bir yanındaki mazlumların ve müminlerin umudu olsun. Bu vesileyle, başta Ayasofya'nın zincirlerini kıran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, Ayasofya'nın ibadete açılışının yıl dönümünü kutluyorum.
Bugün 24 Temmuz, Gazeteciler ve Basın Bayramı Günü.
Basınımız demokrasimizin vazgeçilmez unsurlarından biridir, eksiksiz ve doğru bilgiye ulaşılmasını sağlamada kritik bir rol oynamaktadırlar. Gazetecilik zor koşullar altında, bazen hayatı pahasına gerçekleri ortaya koyma cesareti gerektirir. Gazze'de yaşanan insanlık dışı saldırılar sonucunda hayatını kaybeden tüm gazetecileri rahmetle anıyorum ve bir an önce bu soykırımın da bitmesini tekrar bütün dünyaya haykırıyorum ve bugüne özel, ahiret âlemine irtihal etmiş tüm gazetecilerimize de Allah'tan rahmet diliyorum; bugün hayatta olup emek veren tüm gazetecilerimize de emekleri, çabaları ve gayretleri için teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugün Batı Trakya Türklerinin efsanevi lideri merhum Sadık Ahmet'in aramızdan ayrılışının da 29'uncu yıl dönümü. Batı Trakya Türklerini yaktığı cesaret meşalesiyle aydınlığında birleştiren, bilinçlendiren ve yaralara merhem olan merhum Doktor Sadık Ahmet'i rahmetle ve minnetle anıyorum. Merhumun başlattığı haklı mücadelede Türkiye olarak her zaman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu, olacağımızı ve onları asla yalnızlığa terk etmeyeceğimizi bu vesileyle tekrar ifade etmek istiyorum.
AK PARTİ iktidarı olarak yirmi iki yıldır her zaman sahada olduk, her zaman sokakta olduk, tarlada olduk, çiftçimizin yanında olduk, esnafımızın yanında olduk, emeklimizin yanında olduk, gençlerimizin, çalışanın, emekçinin yanında olduk; bugün de yine onların yanındayız. Milletimiz bize bir görev ve sorumluluk, yetki vermiş, verdiği bu yetki ve sorumlulukla, bu anlayışla çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Hem Türkiye Büyük Millet Meclisinde hem de sahada Türkiye'nin her bir santimetrekaresinde milletvekillerimizle beraber herkesin yanında olmaya, hiç endişe etmeden çalışmaya devam ettiğimizi bir kez daha gururla söylemek istiyorum.
Aslında, konuşmalarda siyaset yapmanın bir edebi, bir ahlakı olduğunu ve bir siyaset yapacaksak da bunu burada kişiler üzerinden değil yaptığımız çalışmalar üzerinden ahlaklı ve ilkeli yapmak gerektiğini hep konuşuyoruz ama dün, bu vergi yasasının birinci imzacısı olan Milletvekilimiz Nilgün Ök Hanım açıklama yapmasına rağmen, bir tartışma yaşanmasına rağmen maalesef, yine kural hiçe sayılarak, yine aynı konu kişiler üzerinden ısıtılarak gündeme getirildi.
Sayın Grup Başkan Vekili Ali Mahir Bey birtakım dokümanlar getirdi, Nilgün Hanım "Bizim farklı şirketlerimiz var, iddia edilen, hiç vergi ödemediği söylenilen bu şirketlerde bir zarar edildiği, bir yatırım, bir finansman bedeli olduğu için, vergi çıkmadığı için vergi ödenmedi ama diğer şirketler üzerinden çok ciddi bir gelir vergisi mükellefiyim ve vergimi ödüyorum." diye bunu açıkladı, net söyledi ama hâlâ farklı şirketlerin ciroları vesaireleri gösterilerek tasfiye edilen, kapatılan şirketin vermediği vergi üzerinden birtakım eleştiriler getiriliyor. Kişisel olarak kendisine bir sataşma olduğu için Genel Kurula geldiği zaman burada kendisi cevap hakkını kullanacaktır ama bu açıklamayı, dün yaptığı açıklamayı boşta kalmaması için, bu konunun net olarak tutanaklara da geçmesi için özellikle tekrar söylemek istedim.
Vergi kanunu çalışıyoruz; vergi namustur, biz böyle bakarız. Kamuoyuna hiç açıklanmadı, şunu merak ediyoruz: CHP'nin bir avukatın bürosuna çanta çanta taşınan paralarla ne kadar vergi ödemediğini, ne kadar vergi kaçırdığını Türkiye toplumu, kamuoyu merak etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Şahin Usta, lütfen tamamlayın.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bu kadar araştırma yapıyorlar, bizi de bu noktada aydınlatırlarsa memnun oluruz. Çantalarla elde taşınan, arabalarda taşınan bu paralarla ödeme neden resmî hesaplarla yapılmadı, neden resmî kayıtlarla bankalar üzerinden yapılmadı, neden vergileri ödenmedi bu paraların, kaynakları neden belirtilmedi? Bunlar kamuoyuna izah edilmedi, bunları da açıklamalarını bekliyoruz.
Biz, ilkeli bir siyasetten, ahlaklı bir siyasetten bahsediyoruz. Sayın Meclis Başkanımıza "grup önerisi" diye iletilen bir mesele üzerinden yine Meclis Başkanının tarafsızlığına bir eleştiri getiriliyor. Burası bir yasama merkezi, yasama olduğunu hep söylüyorsunuz, kendiniz de söylüyorsunuz ama işinize geldiğinde gerek vergi üzerinden gerek birtakım öneriler üzerinden burayı sanki bir yargı mercisiymiş gibi... insanların hakkında birtakım iddialar ve ithamlarla onları suçlayarak haklarına girdiğinizi kabul etmiyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şahin Usta, lütfen tamamlayın.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Biz yasama faaliyetini düzgün bir şekilde yapmak için yetkilendirilmiş ve görevlendirilmiş milletvekilleriyiz. O yüzden şahıslar üzerinden değil, siyasetin de etiğini ve ahlakını koruyarak burada siyaset yapmanın çok daha doğru olacağını ve Genel Kurul çalışmalarının daha intizamlı yürüyeceğini hatırlatmak istiyorum. Ben açıkçası bizim işimiz olmayan konuların grup önerileri olarak buraya getirilmemesi konusunda gösterilen tavırdan dolayı da Sayın Meclis Başkanına teşekkür ediyorum.