| Konu: | 1 Temmuz 2024 tarihinde tatile girmesi gereken Meclisin 23'üncü gününe ve iktidar partisine gündemle ilgili yaptıkları teklife, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu yükseltmesine, Cumhurbaşkanının bugün Adalet ve Kalkınma Partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalara, emeklilerin çok büyük zorluklarla mücadele ettiği bir dönemden geçtiğine, Küresel Emeklilik Endeksi'ne göre Türkiye'nin durumuna ve en düşük emekli aylığının 12.500 TL yapılmasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 24.07.2024 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Öncelikle, sözlerime başlarken, 1 Temmuz 2024 tarihinde tatile girmesi gereken Meclisin bugün 23'üncü günü. İktidar partisine, daha doğrusu Meclisteki Adalet ve Kalkınma Partisine gündemlerinde olan 5 yasa teklifinden 2 tanesinin yeni döneme bırakılmasına, diğer 3 tanesinin ise ortak uzlaşıyla çıkarılmasına dönük tekliflerimiz olmuştu. Ancak kendilerinden gelen "Her 5 yasa teklifini de yasalaştıracağız." cevabı üzerine biz de Saadet-Gelecek Grubu olarak normal çalışma düzenimize döndüğümüzü, bu 5 yasa teklifiyle ilgili bütün eleştirilerimizi Meclis Genel Kurulunda sonuna kadar dile getirerek bunlardaki yanlış gördüğümüz hususların yasallaşmamasıyla ilgili bir çalışma içerisinde olacağımızı, olumlu katkılarda bulunacağımızı, şayet bu olumlu katkıları dikkate alırlarsa da bundan memleketin ve milletin fayda göreceğini ifade ediyoruz. Ama şayet kendilerinin "Bu 5 yasa teklifini de mutlaka ama mutlaka çıkarmadan Meclis tatile girmeyecek." gibi bir kanaatleri varsa, biz de buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu yasalar bitinceye kadar -ne zamana kadar devam edecekse etsin- çalışmasından yana olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Bir diğer husus, kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'mizin notunu yükseltti, iktidar partisi de bunu ekonominin iyiye gittiğine dair bir işaret olarak, bir övünç göstergesi olarak ifade etmeye çalıştı. Her ne hikmetse bu kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin notunu düşürdüğü zaman "Vay, dış güçler bizim ekonomimizi mahvetmek için bilerek, kasıtlı olarak bunları düşürüyorlar." diye itibarsızlaştırmaya çalışırken, not yükselince birdenbire bu kredi derecelendirme kuruluşları gayet itibarlı hâle geliyor. Karar verin, kredi derecelendirme kuruluşları gerçekten objektif kriterlerle ekonomimizin durumunu ortaya koyan kuruluşlar mı, yoksa işinize geldiği zaman objektif, işinize gelmediği zaman dış güçler mi? Bunu da iktidar partisinin samimiyetine havale etmiş oluyoruz.
Bir diğer husus, Sayın Cumhurbaşkanımız bugün "Son yirmi bir yılda emeklilerimizin hayat kalitesini yükseltecek birçok adım attık. Bizden önce emekli maaşları insani standartların çok altındaydı..." Bu memlekette elini vicdanına koyan herkes Adalet ve Kalkınma Partisinin işbaşına geldiği 2002'den bu yana, özellikle son beş altı yıllık süreç içerisinde emeklilerin insani yaşam standartları arasında çok ama çok geriye düştüğünü kabul eder. Dolayısıyla, ben, buradan, iktidar partisinin elini vicdanına koyarak bu konuyu tekrar değerlendirilmesini istiyorum.
Emeklilerimizle alay etmeyin. Emeklilerimiz çok büyük zorluklarla mücadele ettiği bir dönemden geçiyor. Ucuz ekmek almak için ekmek kuyruklarına giriyor, elektrik parası çok gelmesin diye soğukta battaniyeyle oturuyor, pazar ihtiyacını karşılamak için akşam pazarın dağılmasını bekliyor. Yaşam kalitelerini artırmak hepimizin boynunun borcudur. Emeklilerle dalga geçer gibi "Emeklilerin hayat standartlarını çok daha iyi seviyelere getirdik, bundan sonra da getireceğiz." gibi emeklilerin aklıyla alay eden açıklamalar yapmaktan geri durun. Kiraların kümes gibi evlerde bile 20 bin lira olduğu bir yerde 10 bin lira emekli maaşıyla, senede 2 defa sadaka gibi verdiğiniz 3 bin lira bayram ikramiyesiyle emeklilerin belini büktünüz, enflasyona karşı ezdikçe ezdiniz, gelir dağılımındaki adaletsizliği artırdıkça artırdınız. Zaten birçok alandaki anlaşılmaz uygulamalarınız gibi emeklilik sistemiyle ilgili anlaşılmaz uygulamalarınız neticesinde de artık emeklilik maaşları o kadar düşük hâle geldi ki 2019 yılından bu yana, bir kanun değişikliğiyle, her seferinde bir taban belirlemek zorunda kalıyorsunuz çünkü sizin getirmiş olduğunuz sistemde emeklilik maaşları taban itibarıyla geçinilemeyecek bir seviyeye geldiği için, kök maaşlarına herhangi bir artış yapmadan en son 10 bin, şimdi de 12.500 TL'ye çıkarmış bulunuyorsunuz.
Siz işbaşına geldiğiniz 2002 yılında bu ülkede bir emekli asgari ücretlinin 1,5 katı kadar maaş alıyordu. Gölge etmeyin, başka ihsan istemez. Bugün o günün şartlarına giderseniz, asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir yerde emekli maaşının 30 bin TL olması gerekiyor. Yani siz emeklinin hayat standartlarını artırmadınız, emekliyi ezdikçe ezdiniz, emekliden çaldıklarınızı maalesef, maalesef zengine verdiniz.
Sonuç olarak, Sayın Başkanım, yıllar içindeki emekli maaşlarındaki erime neticesinde Türkiye, bu yıl, Küresel Emeklilik Endeksi'nde gelir açısından 44 ülke içerisinde yüzde 36 puanla sondan bir önceki sırada yer alıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - 44 ülke içerisinde Türkiye yüzde 36'yla sondan 2'nciyken bizden sonraki ülke, son ülke Hindistan; o da yüzde 10'la Türkiye'den daha düşük bir puanda. Yani 44 ülke arasında emeklilerimizi, siz, Hindistan'dan sonra en düşük refah seviyesine sahip emekli hâline getirdiniz.
Yine bu raporda, Türkiye'deki emeklinin yaşam kalitesi irdelenirken, özellikle, övünerek anlattığınız Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geldikten sonra, 2017 ve 2018 yıllarında, Türkiye'nin artık, emeklilik için uygun ülkeler arasında gösterilen listede, son dönemde uygulanan ekonomik politikalar ve emeklilerin azalan satın alma gücü nedeniyle âdeta en alt sıralara gittiğini üzülerek görmekteyiz. Aslında ortada değerlendirilebilecek bir emekli aylığı tutarı olmasa da emeklilerimizin nasıl sefalet içerisinde kaldığını, bir lokma ekmeğe muhtaç olduğunu iktidar sahiplerinin vicdanına seslenerek ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Herkesçe bilindiği gibi, en düşük emekli aylığını 2023 yılında önce 3.500 TL, sonrasında 7.500 TL olarak belirlediniz. Bu senenin başında da 10.000 TL, şimdi de bir kanun değişikliği teklifiyle 12.500 TL yapıyorsunuz. Maaşlarını artırmıyorsunuz, sadece ve sadece bu maaşları alarak geçinmenin değil, sefalet içerisinde olmanın da artık ortadan kaldırılamayacağını gördüğünüz için kurnazlık yapıyorsunuz; kök maaşlarını artırmadan sadece ve sadece bir asgari taban ücreti uyguluyorsunuz ki bu, emekliler arasında başka bir adaletsizliğe yol açıyor. Dolayısıyla, buradan iktidar sahiplerine seslenerek şunu net bir şekilde ifade etmek istiyoruz: Kelime oyunlarıyla, rakamlara yalan söyleterek emeklilerin bu hazin durumunu gizlemeye çalıştığınızı düşünüyor olabilirsiniz ama emin olun, bu emeklilerin feryatları arşı inletecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, son kez uzatıyorum.
Buyurun.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Dolayısıyla, siz neye güveniyorsunuz? Seçimden hemen önce "Siyasi hayatıma mal olsa da EYT'yi getirmeyeceğim." diyen bir iktidar olarak EYT'yi getirdiniz. Neden? Seçimi kaybetme korkusuyla. Memurlara seyyanen 8.500 TL zam yaptınız. Neden yaptınız? Seçimi kaybetme korkusuyla. Şimdi emeklileri niye eziyorsunuz? Nasıl olsa dört yıl seçim yok, emeklileri ezdikçe ezelim, oy kullanmayacaklar, dolayısıyla iktidarımız sarsılmayacak gibi bir beklenti içerisindesiniz.
Değerli AK PARTİ'li milletvekilleri, her şey seçim değildir, vicdandır, insandır, merhamettir, insanlarımızın mutluluğudur. Yaptığınız artış topu topu 33 milyar. 11 trilyon gideri olan bir bütçede 33 milyar devede kulak kalır. Siz sadece haziran ayında bütçeden faize 99 milyar lira para aktarmış bir iktidarsınız. Bir aylık faiz ödemeniz -7.500 TL- emekli maaşı artışına denk geliyor.
Bu konuda sizi sağduyuya davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.