GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:106
Tarih:23.07.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bakan değiştirerek ülke ekonomisinin düzeleceğini sanan, toplumda böylesi bir algı yaratarak ekonomik krizi neredeyse kendi seçtiği bakanlarla izah eden Türkiye ekonomi politiğinin geldiği sefaleti konuşuyoruz bugün. Enflasyona "düşman" diyerek kükreyen, kendi yarattığı enflasyona karşı "Halkı enflasyona ezdirmeyiz." diyen, sanki karşısında başkasının üstümüze saldığı bir düşman varmış gibi konuşup aklımızla alay eden, TÜİK'e yalan attıran, attığı yalana inanan ve halkı inandırmaya çalışan bir sefalet sisteminden bahsediyoruz. Bugün önümüze getirdiğiniz bu sözde vergi paketiyle de devletin aslında batmaması için uğraştığınız açık. Baştan sona bilimsizlik, baştan sona riyakârlık, baştan sona akıl tutulması. Bütün dünyada var olan evrensel görüler, evrensel politikalar, evrensel çözümler gözümüzün önünde dururken akıl almaz bir politikayı bu topluma dayatıyorsunuz. Sizin lisansınız farklı, gerçekten bunu anlamak çok zor; sizinki size has, size özel. Hiçbir kabahati görmeyen, hiçbir sorumluluğu almayan; muhalefetinden enflasyonuna, sokak hayvanlarından kadın haklarına herkesi, her şeyi düşman ilan eden bir akıl var karşımızda.

Peki, neden bu vergi paketi hazırlandı? Bakan Şimşek aylardır kapı kapı gezdi. Yanlış anlaşılmasın, halka gitmedi, emekçiye gitmedi, yıllarca bu sefaleti çeken kişilere gitmedi; kime gitti? Sermayedarın kapısını eskitti tek tek. Ve her gün manşetlerde vergi paketi konuşuldu. 54 maddeyi önümüze getirdiniz koca bir balondan ibaret. Bu paketle ciddi bir kaynak yaratılacağı beklentisi vardı ama yapılan pek çok hesaplamaya göre en fazla 2024 yılı içerisinde 150 milyar TL elde edilecek. 2024 bütçesinde öngörülen açık ise 2 trilyon 700 milyar TL. Gülsen gülünmez, ağlasan ağlanmaz. Bu miktarla bohçaya yama bile yapamazsınız. Tasarruf paketini de alıp üstüne koysak ancak bütçe açığının yüzde 10'unu kapatabiliyorsunuz, bundan öteye bir şey gidemiyor. Peki, sonuç ne olacak? Emekçiye, işçiye, emekliye yeni vergiler, yeni borçlar. Sayın iktidar sıraları diyeceğim, 134 imzacı var, karşımızda 20 kişi bile yok. Zenginin sırtını sıvazlıyorsunuz, yoksulun ise üstüne biniyorsunuz. Bu iş böyle olmaz diyoruz, yıllardır bunu dile getiriyoruz fakat gören var mı, duyan var mı? Maalesef yok. Bu ülkede vergi oranı ve miktarları hangi sınıfsal kesimden alınacağına göre belirlenmektedir. Her yıl alınan stopaj vergisiyle alın teriyle geçinen milyonlarca emekçiden vergiler kesiliyor, üstelik adım atsak vergi vermek zorunda kalmaya devam ediyoruz. Ekmeğe, suya, telefona, kıyafete neye elimize atsak vergisini ödüyoruz. Bu ülkede tüketim vergileri tüm vergilerin yüzde 70'ini oluşturuyor; çay kaşığıyla ver, kepçeyle al. Türkiye'de en zengin yüzde 20'nin millî gelirden aldığı pay yüzde 49,8 iken en yoksul yüzde 20'nin aldığı pay ise sadece yüzde 5,9 ancak vergi yükü tam tersine işliyor. Varsa bu ülkede birbirine düşmanlık eden birileri o da AKP'nin yoksul düşmanlığıdır. Bu ülkenin ekonomisinin yaklaşık yüzde 30'u kayıt dışı, bu da yılda 300 milyar dolarlık bir rakama tekabül eder ki bu paketle toplamayı düşündüğünüz miktarın çok çok üstünde. "Kayıt dışılıkla mücadele" dendiğinde aklınıza hep küçük işletmeler geliyor. Oysa, sofranın büyük payı sermayedarda. Zengine dokunmadan yoksuldan almaya devam etmek bu ülkenin derdine derman olmaz.

2024 yılı bütçesinde toplam vergi geliri 8 trilyonun üstünde öngörülmüş ancak "vergi harcaması" adı altında sermayeye peşkeş çekilen rakam ise yaklaşık olarak 2 trilyon 200 milyar lira. Dudak uçuklatan bu rakamların karşısında emeklilere reva gördüğünüz ise 12.500 liralık maaş yani 2.500 liralık komik artışı bile burnundan, yüzünden getire getire vermeye çalışıyorsunuz. En büyük rezilliklerinden biri de yoksulluk sınırının 60 bin TL'ye dayandığı Türkiye'de asgari ücretlinin 17 bin lirasına "Düşük değildir." diye açıklamak ve zam yapmamaktır, kaldı ki bu paket doğumu itibarıyla ölmüş bir pakettir zaten. Gel gelelim vergi paketinin ilk imzacısı olan AKP Denizli Milletvekili Sayın Nilgün Ök bir açıklama yaptı: "Az kazanandan az, çok kazanandan çok alacağız." demişti. Pek tabii ki böyle olması gerekiyor fakat bir iddiaya göre Sayın Ök kendi vergisini ödemiyormuş. Yine, bir iddiaya göre ağabeyinizle beraber kurmuş olduğunuz şirket son üç yıldır hiç vergi vermemiş. Yine, bir iddiaya göre eşinizin üzerine kayıtlı olan Gelişim Mühendislik şirketi son beş yıldır hiç vergi vermemiş. İddia ediyorum, cevap verirsiniz.

Yine, paketin imzacılarından biri Sayın Cantürk Alagöz. Burada mı? Burada bile değildir ya. Söylüyorum: Yine, iddiaya göre kurumlar vergisini ödememiş. Ödeyin, böyle bu paketleri getirerek, ödemeyerek bu işler olmaz.

Yine, bir iddiaya göre... Burada mıdır? Kesin o da değildir. Sayın Refik Özen'in üç yıldır ödemediği iddia edilen bir vergi var. Varsa çıkın açıklayın, şimdi bunları tek tek burada sıralamayalım.

Şimdi, kendiniz zenginleşirken halkın aklıyla alay eder gibi böylesi vergi paketleri getirmeyin karşımıza.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İftiralar ne zamandan beri iddia oldu!

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Açıklamanızı yaparsınız.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ayıp ya!

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Yine, Sayın Mehmet Şimşek, tenis kortları lüks yerlerdir -burada olsa keşke, duysa bizi- herkes gidemez, oynayamaz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yani bir milletvekilisiniz siz de.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Oradan bakınca halkın sorunları çok güzel orada duruyor fakat oranlara bakınca, mesele bürokratların kullandığı milyonluk arabaların fiyatıysa size çerez parası olarak geliyor.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Şov yapmanın bir anlamı yok!

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Tabii, İngiltere vatandaşı kendisi oradan almış olduğu oranda bakıyor. İngiltere'nin millî hasılası ne kadar? 55 bin dolar fakat fakir Türkiye'nin ne kadar? 13 bin dolar. Oradan öyle atıp tutmak güzel.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sen atıyorsun sen! Sen atıyorsun oradan!

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Yine, Sayın Bakana sesleniyoruz: Başınızı İngiltere'den kaldırın, doğduğunuz topraklar olan Batman'a bakın.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, konuşmana renk katmak için birine iftira atmak zorunda değilsin! Daha güzel konuşmalar yapabilirsin.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - TÜİK verilerini açıkladı, Batman'la ilgili dedi ki: "İşsizlik oranı Batman'da... İlk 5'e girmiş ya!"

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Şuraya bak ya! Seviyeyi nereye düşürdüler ya!

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Doğduğu toprak, bakın, Sayın Bakanın doğduğu topraklar, yüzde 23,4'ü işsiz Batman halkının yani 4 kişiden 1'i. Onu takip eden yer neresi?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Seviyesiz ya!

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Mardin, Siirt, Şırnak, Diyarbakır işsizlikle mücadele ediyor. Bir Kürt olarak çok iyi biliyorsunuz ki -Sayın Bakana söylüyoruz bunu- en büyük yoksulluğun yaşandığı yer olan Kürt illerinde işsizliğin, yoksulluğun bu kadar çok olmasının nedeni bu ülkenin ekonomisine en büyük darbe vuran Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İşte öyle şeyler söyleyin, bölücülük, ayrımcılık, ırkçılık; böyle şeyler konuşun.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Bir ekonomist olarak çok iyi biliyorsunuz ki savaşın, çatışmanın olduğu yerde yatırım olmaz, istikrar olmaz, ekonomi düzelmez. Bulunduğu bakanlar kurulunda hiç "Bu vergi paketleri, tasarruf paketleri iğne ucu kadar bile yer kaplamaz. Bizim, Kürt sorununu çözmemiz lazım. Mermiye, İHA'ya, SİHA'ya verdiğimiz paralarla ülke ekonomisini bu şekilde yönetemeyiz." diyor mudur? Tabii ki demiyordur, demiş olsa ülke bu hâlde olur mu? Olmaz. Savunmaya, silahlanmaya ve güvenlikçi politikalara ayrılan payın ek ve örtülü ödenekle ve fonlarla beraber bütçenin yaklaşık yüzde 15-20'sine denk geldiğini, savaş sürdükçe ekonominin asla düzelmeyeceğini söylemiş midir? Söylememiştir çünkü söylemiş olsa ülke ekonomisi bu hâlde olmazdı.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Savaş yok terörle mücadele var, PKK'yla mücadele var, PKK'yla mücadele ediyoruz.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Yine, bu ülkenin ekonomik gerçekliği ne biliyor musunuz? Ben şimdi size tek tek anlatacağım. Görmediğiniz, o bindiğiniz jetler var ya, yediğiniz şeyler; ben şimdi size söyleyeceğim. Bakın, geçen hafta Urfa'dan Bursa'ya mevsimlik tarım işçisi olarak giden 16 yaşındaki Elif Argun ve kardeşi 15 yaşındaki Esmanur Argun traktörün devrilmesi sonucu yaşamını yitirdi. Her yıl onlarca mevsimlik tarım işçisinin güvencesiz, kayıt dışı, insanlık dışı koşullarda çalıştırılması emeğinin sömürülmesidir. Yine, atanamadığı için intihar eden öğretmenler... Toprak Mahsulleri Ofisi açıklama yaptı, ne dedi? Ton başına 9.250 liralık buğday alım fiyatından bahsetti. Sizin bunları konuşmanız gerekiyor, ekonominin geldiği nokta bu. Yine, kurulan pazarlara akşam saatlerinde giderek artık yiyecekleri toplayan ebeveynler var bu ülkede. Siz bunları konuşmuyorsunuz, gelmişsiniz, vergilerinizi de ödemiyorsunuz, burada atıp atıp tutuyorsunuz bize. Önce bu sorunları düzelteceksiniz; halkı açlığa, sefalete mahkûm etmeyeceksiniz. Şurada, gittiğiniz iktidar kulislerinde her biriniz tek tek koşup koşup ihale peşine koşmayacaksınız. Böylesi oylama vergi paketleriyle devasa ekonomik adımlar atıyormuş algısını bizlere yaratmayacaksınız. Gerçekçi, ekonomik ve bilime uygun adımlar atacaksınız. Yoksa böyle al gülüm ver gülüm sisteminizle kendinizi, yandaşlarınızı zengin etmeye, halkı sömürmeye devam eden uygulamalarla bir adım ileriye gidemezsiniz diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)