GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, 12/2/2013 TARİH 9571 SAYI VE 20/2/2013 TARİH 9921 SAYI İLE KREDİ KARTLARININ KULLANIMI VE YAŞANAN MAĞDURİYETLER KONUSUNDA BANKALARA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER VE BANKALARIN TUTUMLARININ İNCELENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN GENEL KURULUN 16 NİSAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA; (10/440) ESAS NUMARALI, ÜLKEMİZDE KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BOYUTLARININ TESPİT EDİLEREK KAYIT DIŞI EKONOMİ İLE DAHA ETKİN MÜCADELE İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN TESPİTİ VE (10/465) ESAS NUMARALI, TÜRK SANAYİSİNDE YAŞANAN SORUNLARIN VE FİNANS SİSTEMİNDEKİ TIKANIKLIĞIN NEDENLERİNİN ARAŞTIRILMASI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA VERİLEN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURULUN 16 NİSAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:92
Tarih:16.04.2013

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ekonomide meydana gelen son gelişmelerin değerlendirilmesi ile bu konuda daha önce verdiğimiz araştırma önergelerinin gündeme alınması için önerdiğimiz grup önerisinin lehinde söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, özellikle ifade etmek istediğim bir şey var: Bizim araştırma önergelerimiz, kredi kartı, kayıt dışı ekonomi, sanayinin gidişatıyla ilgili çok önemli hususlarda. Gerçekten, üretim perişan, canlılık emaresi yok, üretim can çekişiyor, iflaslar ortada. Geçen yıl açılan şirket sayısı yüzde 27 azalmış, kapanma oranı 2013'ün ilk ayında da artmış, yüzde 25. 2 milyon esnaftan 1 milyonu tasfiye etmiş. Protestolu senet ve karşılıksız çek rakamları ortada. Malı para etmeyenler -malını satan fark etmiyor- zaten alacağını alamıyor, herkes uçup gidiyor. Talep daralması küçük, orta boy işletmeleri perişan etmiş. Herkes borç tuzağında. İflas erteleme piyasayı yormuş. Yılın ilk iki ayında İstanbul'da ticaret mahkemelerinde iflas başvuruları artıyor, icra takibi yapılamıyor. Bankalar durumdan şikâyetçi. İflas erteleme, para kaçırmanın yolu hâline gelmiş. TÜİK serilerle oynatarak vaziyeti düzeltmeye çalışıyor. Büyüme düşüyor, istihdam artıyor. Baktığınız zaman, geliri düşenler ucuz gıdaya yöneliyor. 100 kişiden 39'u umutsuz. Alım gücü düşen 100 kişiden 56'sı gıdada merdiven altı üretime yönelmiş. Vatandaş tasarruftan vazgeçmiş. Bireylerin yüzde 37'si borçlanmış. Bireylerin yüzde 35'i tasarruflarını azaltmış. Cari açık 350 milyar doları geçmiş AKP döneminde, dış ticaret açığı 500 milyar doları geçmiş. Üttürmüş AKP Türkiye'yi kumar masasında. Nereden bakarsanız bakın sıkıntılı.

Şimdi bunları söylerken niye özellikle bu hususları seçtik? Gerçekten sıkıntılı.

Ekonomide iniş beklendiği gibi yumuşak olmamış, sert fren yapmış; birbirine girmiş AKP'nin Kabinesi, bakanlar birbirine vurmuş. Ne diyorlar? Bir tanesi diyor ki: "Bu normaldir. İyi bir büyüme yakaladık." 2,2'ye ne diyor biliyor musunuz? "2,2 başarıdır." diyor Maliye Bakanı. Öbür tarafta da ekonomiden sorumlu -esas alanı dış ticaret- Zafer Bey de diyor ki: "Fren acı oldu." Ya, ikiniz bunu Kabinede konuşmuyor musunuz Allah aşkına? Milletin önüne gelip böyle niye konuşuyorsunuz lüzumsuz, lüzumsuz!

Merkez Bankası "Faizleri düşürüyoruz." diyor. Niye? İşin gereği olduğu için değil. Bakın, Sayın Bakan ne diyor: "Liberal ekonomi gidiyor, serbest piyasa? Kurumlar kendi hareket ediyor." Hükûmet hiç müdahale etmiyormuş! Bakın, Bakan ne diyor: "Biz söyledik, Merkez Bankası indirdi." Güdümlü ekonomi bu be, güdümlü ekonomi!

Ne olmuş sanayi? Rezil olmuş, takvimler karışmış. Sanayi üretimi açıklanıyor, her gazetede yorum farklı. Hükûmetten bile farklı sesler geliyor. Yüzde 4 mü arttı, yüzde 1,5 mu arttı, Kabine bile karıştırmış durumda. İyi de bu artışın sonu ne olacak? Bir taraftan hem sanayi üretim artışı düşüyor, diğer taraftan da ne yapıyorsunuz, enerji üretimi düşüyor. Bu ne biçim TÜİK rakamı Allah aşkına! Bir bakın buna, "Sanayi üretimi artıyor." diyorsunuz, enerji tüketimi ne yapıyor, azalıyor. Böyle bir şeyin gerçekçi olduğunu söylemek mümkün mü?

Şimdi, 2012 verileri ekonomide yavaşlamanın beklenenden daha sert olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye ekonomisi son çeyrekte yüzde 1,4 ile 13 çeyreğin en kötüsünü büyüyor. Yatırım tüketim harcamaları azalmış vaziyette, özel sektör yatırımdan vazgeçmiş vaziyette. "8,8 büyüyoruz." diyorsunuz 2011'de, 2012'deki büyümeye baktığınız zaman nereye geliyor? 2,2. Ne diyorsunuz? "Aynı miktarda dış finansman girdi." Demek ki dış finansmanı bile siz kullanmıyorsunuz. Dış finansman da sizi ne yapıyor? Yönlendiriyor. Birinde 8,8; birinde 2,2. Bunların falan hiç izah edilecek bir tarafı yok. Kabinede konuşmuyorlar mı? Merkez Bankasının ilgili olduğu Başbakan Yardımcısı demiyor mu Ekonomi Bakanına: "Sen konuşuyorsun da Merkez Bankası ne yapıyor? Yanlış söylüyorsun." diyemiyor. Ya o Başbakan Yardımcısının istifa etmesi lazım ya da o Merkez Bankası Başkanının istifa etmesi lazım. Bu kadar tezat, bu kadar uyumsuz, bu kadar birbiriyle alakasız ne var? Konuşmalar devam ediyor.

Protestolu senet ve karşılıksız çek artmış. Çek Yasası çıkarıyorsunuz, ne yapıyorsunuz? 80 bin kişilik cezaevinde 110 bin kişi var, "110 bin daha cezaevine girecek." diye bakana söylüyoruz, "Daha senin dediğin ne, 130 bin de üst yargıda var, onlar da cezaevine girecek, bu kanun ondan çıkıyor." diyorlar. Ama buraya geldiğiniz zaman doğruyu söylemiyorsunuz, vatandaşa doğruyu anlatmıyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, 2002'de 130 milyar dolar olan dış borç 337 milyar dolara çıkmış; özel sektörün 40 milyar dolarlık borcu 220-230 milyar dolara çıkmış, tüketici kredileri halkı perişan etmiş, kredi kartları perişan etmiş.

Dün bir tane okul arkadaşım hanımefendi geldi, ağlar, akar gözünün yaşı "Evimi ipotek verdim, yetmiyor emekli maaşım eşimle beraber." diyor. Hani, siz millete yardım ediyordunuz? "Çocuğumu eğitime gönderemiyorum, kursa gönderemiyorum, perişanım." diyor.

Emeklilikle ilgili Çalışma Bakanının söylediğiyle Maliye Bakanının söylediğinin birbiriyle hiç alakası yok. Kamuoyunu nasıl aldatıyorsunuz, kamuoyuna nasıl yanlış beyanlarda bulunuyorsunuz?

Program tutmuyor, 3 kere revize ediyorsunuz, revize ettiğiniz revize de rezil oluyor. Bunun bir anlamı yok. Orta vadeli programı korkudan beş aydır yayımlayamıyorsunuz. İthalat yapamadığınız zaman ne oluyor? Bütçe sıkıntıya gidiyor, vergi bulamıyorsunuz.

Gümrükleri doğuda, güneydoğuda -ne olmuş- PKK narhı belirliyor. Orada ne kadar vergi alındığı, mallar üzerinden ne kadar narh alındığı gazetelere düşmüş vaziyette. Kaçakçılığın normal olduğunu bu millet Uludere'de öğrendi. Demek ki bu kaçakçılık, şimdiye kadar, AKP döneminde nerelere varmış. Emekliyle böyle oyun oynuyorsunuz. İşçi, memur perişan. Emekli ekmek alamıyor, halk ekmek kuyruklarında dolanıyor. Çiftçi tükenmiş, yılmış. Sanayicinin vergici algıcı gelecek diye ödü kopuyor; kıpırdasa, başka bir siyasi partiye "merhaba" dese vergi teftişi gelecek diye ödü kopuyor. Eşine dostuna bırakın kredi almayı, kredi kartını bulamıyor. Yoksulluk, kanunsuzluk, vurgun, soygun diz boyu. "Kayıt dışını önleyeceğiz." diyorsunuz, kayıttakileri dışarı atıyorsunuz. Ya orayla ilgili bakan -biraz önce söyledim- bu Merkez Bankasıyla ilgili laf söyleyecekse, önceden Kabinede bir araya gelin, ağızbirliği edin ya da uyuşamıyorsanız, Allah rızası için, haysiyet meselesi için, biriniz çıkın da "Biz orada anlaşamıyoruz." deyin millete. Anlaşamıyorsanız zaten birinizin istifa etmesi gerekir.

Şimdi, büyüme oldu. Ne oldu? "60 lira veya 38 dolar arttı." diyorsunuz. Vurun, bir yıllık enflasyon yüzde 8 -8'den de fazla- on iki aylık ortalamaya da bakın, 2012 yılında milletin cebindeki para artmamış, gerilemiş katma değer. Hiç bunları millete söylemiyorsunuz. Dolayısıyla bunların, gerçeklerin, sanayi ithalat bağımlılığının ne olması; artmaması için, işçilerin iş bulabilmesi için, memurların haklarının verilmesi için, emeklilere yardım edilmesi için ne yapmamız lazım? Verdiğimiz grup önerisinin lehinde söz almıştım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Sizlerden de destek bekliyorum. Saygılar sunuyorum yüce heyete.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)