| Konu: | Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan'ın annesi İpek Bakırhan'ın vefatına, yasımuharrem ayına, kanun tekliflerinin ya da önergelerinin "Uygun değildir." denilerek sürekli iade edildiğine, bu sabah Urfa'nın Akçakale ilçesinde elektrik akımına kapılarak yaşamını yitiren Zehra ve Hatun Elesli'ye, DEDAŞ'ın elektrik kesintileri nedeniyle bölge insanının isyan aşamasına geldiğine, Şırnak'ın İdil ilçesinde yaşayan 6 yaşındaki serebral palsi hastası Azad Ay'a, Şırnak'ta üç yıldır sistematik bir şekilde orman yangınları ve ağaç kıyımı yaşandığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 23.07.2024 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, bu sabah acı bir haber aldık; Eş Genel Başkanımız Sayın Tuncer Bakırhan'ın annesi İpek Bakırhan'ı kaybettik, Hakk'ın rahmetine ulaştı. En başta Eş Genel Başkanımız Sayın Tuncer Bakırhan'a ve bütün Bakırhan ailesine buradan taziye dileklerimi iletmek istiyorum ve taziye dileğinde bulunan Saadet Partisine ve onun Grup Başkan Vekiline de teşekkür ettiğimi ifade etmek istiyorum.
Yası muharrem ayındaydık, muharrem oruçları tutuldu ve şimdi de aşureler pişiriliyor. Ben, bu vesileyle, bir kez daha, yası muharrem ayında oruç tutan bütün Alevi canlarımızın oruçları ve pay ettikleri aşure lokmalarının Hak katında kabul olmasını diliyorum. Bin dört yüz yıl önceden bugüne kadar Hüseyni duruşu içinde taşıyan ve her türlü baskıya, zora rağmen inancını, itikadını devam ettiren bütün Alevi canlara buradan selam olsun.
Yine, Değerli Başkan, şimdi, bugün bir garabet daha yaşadık; bizim Kanunlar ve Kararlar Başkanlığıyla gerçekten büyük bir sorunumuz var. Sürekli kanun tekliflerimize ya da önergelerimize "Uygun değildir." denilip, bir kavrama takıp bize iade ediyorlar. Şimdi, bu kararı alan Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı ise bu bir sorun; yok, bunu talimatla yapıyorlarsa bu başka bir sorun çünkü... Mesela, bugünkü önergemizin, genel görüşme önergemizin iade edilme gerekçesi "kadın düşmanı" kavramıymış, biz "kadın düşmanı" dediğimiz için. Şimdi biz söylüyoruz AKP'ye -ve eğer o emir veriyorsa, onun- bu kavrama takmış olanların kendisine: Kadın düşmanı olarak anılmak istemiyorsanız o zaman sadece 1 Ocak ile 30 Haziran arasında katledilen 221 kadının katledilmesine göz yummayacaksınız; kadın düşmanı değilseniz İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmayacaksınız; kadın düşmanı değilseniz 6284 sayılı Yasa'nın etkin uygulanmasını sağlayacaksınız; kadın düşmanı değilseniz Anayasa Mahkemesinin "Anayasa'ya aykırı" diye iptal ettiği soyadı kanununu bütün maddelere yedirip biz itiraz ettikten sonra, en sonunda dokuzuncu yargı paketine koyup bu Meclise, Komisyona getirmeyeceksiniz; kadın düşmanı değilseniz kadınlara yönelik ayrımcı bütün uygulamaların, bütün terminolojinin yasalardan ayıklanması için çalışma yapacaksınız ve kadın düşmanı değilseniz gerçekten bu ülkede kadınların eşit, özgür yaşamasının koşullarını yaratacaksınız. Bütün bunları yapmadığınız için size "kadın düşmanı" diyoruz; sadece altı ayda 221 kadın, erkekler tarafından katledildiği için, yargısıyla, kolluğuyla, iktidarıyla, bürokratıyla herkes bu katliama, bu cins kırımına göz yumduğu için biz AKP iktidarına "kadın düşmanı bir iktidar" diyoruz. Bu politikalar böyle devam ettiği sürece, kadınlar bu ülkede erkekler tarafından katledildiği sürece, bunun için etkin bir önlem alınmadığı ve bu Meclis elini taşın altına koymadığı sürece biz "kadın düşmanı" demeye devam edeceğiz. O anlamıyla, Kanunlar ve Kararların geri göndermesini kınadığımı ifade etmek istiyorum; böyle bir hukuk tanımazlık, böyle işine geldiği gibi bir politika olamaz.
Sayın Başkan, sayın vekiller; herhâlde elektrik çarpması sonucu yaşamını yitiren insanların ülkesi sadece Türkiye'dir diye düşünüyorum. Maalesef, bu sabah da Urfa'nın Akçakale ilçesinde Zehra Elesli ve kızı Hatun Elesli elektrik akımına kapılarak yaşamlarını yitirdiler. Hatırlarsınız, on gün önce de İzmir'de 2 gencecik insanımız, İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz hayatlarını kaybetmişlerdi. Şimdi, bu acı kayıplar niye oluyor? Çünkü ihmal var, çünkü sorumsuzluk var, çünkü denetim yok. Bütün elektrik işini özel piyasaya sevk etmişler, hepsini özelleştirdiler ama bu özelleştirilen şirketler her gün kârına kâr katarken, milyonlarının üzerine milyonları koyarken ne yazık ki insanlar elektrik hizmeti alamıyor; yetmiyor, elektrik kaçaklarından, elektrik akımlarından da yaşamlarını yitiriyorlar. Bütün bu can kayıplarından, bu insan yaşamını önemsemeyen, yeterli denetimleri yapmayan, can kayıpları yaşandıktan sonra da etkin soruşturma yürütmeyen iktidarın sorumlu olduğunun altını çizmek istiyorum. Bu 2 kaybı ve daha önce elektrik akımından kaybettiğimiz insanlarımızı da gerçekten rahmetle anıyorum. Bunlar asla kabul edilebilir kayıplar değildir, bu ölümler sıradan ölümler değildir. Buradaki bütün sorumluların acilen açığa çıkarılması ve hesap vermesi çağrımızı da buradan yinelemek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın,
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Elektrik demişken, tabii, DEDAŞ'ı konuşmadan olmaz. Bir DEDAŞ zulmü var bu ülkede yani iki zulümle karşı karşıyayız. Bir, mevcut iktidarın zulüm politikası, bir de onun alt firmaları var, böyle, o zulmü yerelde uygulayan firmalar var, bir de onun zulmüne maruzuz. Şimdi, bunların DEDAŞ başında geliyor. Bakın, DEDAŞ'ın elektrik kesintileri nedeniyle artık bölge insanı isyan aşamasına gelmiş. Tarımsal sulama yapamıyor, evinde klimayı çalıştıramıyor. Bölgede sıcaklıklar 60 dereceyi bulmuş durumda ama her gün elektrik kesik ama daha önemli bir şey var Sayın Başkan: Birçok hasta var, makineye bağlı hastalar var, bu hastaların evde solunum cihazı kullanması gerekiyor ve bunun için de elektrik kesintilerinin olmaması gerekiyor. Bunlardan biri Şırnak'ın İdil ilçesinde yaşayan 6 yaşındaki Azad Ay. Azad Ay serebral palsi hastası, solunum cihazına bağlanıyor dönem dönem ama şimdi DEDAŞ'ın elektrik kesintileri nedeniyle solunum cihazı bozuldu. Çok uzun zamanlar hastanede yoğun bakımda kalıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.
Hastaneye kaldırılacağı zaman, ambulans çağrıldığında ambulans, kapısının önüne bile gidemiyor. Neden? Çünkü yol bozuk, kapısının önüne ambulans bile gidemiyor ve o solunum cihazıyla ambulansa kadar belli bir mesafeyi aile yürümek zorunda kalıyor. Kaymakamlığa başvurmuşlar, sonuç alamamışlar. Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurmuşlar, demişler ki: "Bizim cihazımız bozuldu, çocuğumuz solunum sıkıntısı çekiyor ve yaşam riski var." SGK demiş ki: "Elimizde solunum cihazı yok." Peki, ne olacak? Bunun sorumlusu kim? SGK değil, Sağlık Bakanlığı değil, Enerji Bakanlığı değil, iktidar değil yani bu zulmün sorumlusu kim? Bu DEDAŞ'ı kim başımıza bela etmiş? Bu DEDAŞ zulmü nedir? Gerçekten artık yeter yani ne yapalım, ben anlamadım ki; DEDAŞ'a neyin sözünü verdiniz de hiçbir denetim yapmıyorsunuz ki bölge halkının derdine derman olmuyor? Bu soruya da cevap verilsin istiyoruz.
Diğer bir şey, yine Şırnak'ta Sayın Başkan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, son kez uzatıyorum.
Buyurun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.
Bakın, üç yıldır sistematik bir şekilde orman yangınları ve ağaç kıyımı yaşanıyor. Her sene Cudi'de, Gabar'da, Besta'da, Beytüşşebap'ta bilinçli şekilde ormanlar yakılıyor, yangın çıkarılıyor. Yetmiyor, çıkan yangına bölge halkı müdahale etmek istiyor, söndürmek isteniyor; engelleniyorlar ve bütün bu yangın sonucunda yok olmayan ağaçları da şimdi kökünden kesiyorlar ve bütün bölgenin ormanlarını yok ettiler. Tam bir ekokırım yaşanıyor, tam bir doğa katliamı yaşanıyor ama buna ses edenin olmadığını görüyoruz. Şırnak Valiliği bir de bu orman kıyımının, ağaç kıyımlarının olduğu yerde on beş günde bir özel güvenlik bölgesi ilan ediyor, oraya giriş çıkışları da kapatıyor, sonra o canım ormanları, o güzelim ağaçları kamyon kamyon, korucular eşliğinde götürüp pazarlarda satıyorlar. Şimdi biz söyleyelim: Bu yapılan asla kabul edilemez. Bütün bu orman kıyımlarının yapıldığı yerlere de kalekol ve karakol yapıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Selamlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, teşekkür için açıyorum.
Buyurun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim.
Batıda ormanlar yanıyor, oraları yeşillendirmek yerine, yerine otel yapanlar bölgede de ormanlar yandığında, ağaç katliamı yapıldığında yerine kalekol ve karakol dikiyorlar. Biz savaşçı, sömürücü, doğamızı yok eden, insanımızı göçe zorlayan, doğamızı tahrip eden bu anlayışa karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele edeceğiz. Şırnak'tan Kaz Dağları'na kadar, Şırnak'tan Akbelen'e kadar bu ülkedeki her bir ağacı korumak bizim sorumluluğumuzda. Bu konuda da Meclisin söz söylemesi ve sorumluluk alması gerektiğini ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu selamlıyorum.