| Konu: | Hatay'ın ana vatana katılışına, Kıbrıs Barış Harekâtı'na, 18 Temmuz 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen "Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50'nci Yıl Dönümü" başlıklı tezkereye; Türkiye'nin, Kıbrıs Türklerinin haklı davasına sahip çıkmaya devam edeceğine ve Kıbrıs Türklüğünün 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nı bir kez daha kutladıklarına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 23.07.2024 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Misakımillî sınırlarımız içinde yer alan Hatay, 30 Ekim 1918 tarihinde Fransızlar tarafından işgal edilmişti. Bilahare Hatay, özel yönetimli bir statüye getirildi. Lütfen dikkat buyurun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 15 Mart 1923'te yani cumhuriyetin ilanından önce Adana'da "Kırk asırlık Türk yurdu ecnebi elinde kalamaz, günü gelecek siz de kurtulacaksınız." sözleri Hatay'ın ana vatana katılışı için verilen uzun soluklu mücadelenin habercisi olmuştur. 9 Kasım 1936'da Türkiye Fransa'ya nota vererek Suriye ve Lübnan'a olduğu gibi İskenderun Sancağı'na da bağımsızlık verilmesini istemiştir. Türkiye'nin ısrarı neticesinde Fransa konuyu Milletler Cemiyetine götürmüş, Milletler Cemiyeti 27 Ocak 1937'de Hatay'ın bağımsızlığını kabul etmiştir. 13 Ağustos 1938'de yapılan seçimlerin ekseriyetinde Türkler kazanmıştır. 12 Eylül 1938'de bağımsız Hatay Cumhuriyeti kurulmuş, Hatay Millet Meclisi 23 Haziran 1939'da oy birliğiyle ana vatana katılma kararı almıştır. Aynı gün imzalanan Ankara Anlaşması'yla Fransa Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını kabul etmiştir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi 30 Haziran 1939'da Ankara Anlaşması'nı da onaylamıştır. Türkiye 7 Temmuz 1939'da çıkardığı yasayla Hatay ilini kurarak katılma işlemini sonuçlandırmıştır. 23 Temmuz 1939'da Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Hatay'a gelen heyetin önünde ana vatana katılma töreni gerçekleşmiştir.
Bu vesileyle, Hatay'ın Türkiye'ye katılması için son nefesine kadar mücadele eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Hatay'ın Türkiye'ye katılmasında büyük emekleri olan Hatay Devlet Başkanı Tayfur Sökmen'i, Başbakan Abdurrahman Melek'i ve tüm devlet adamlarını ve kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.
Sayın Başkan, bundan tam elli yıl önce Türkiye Cumhuriyeti, Zürih ve Londra Anlaşmalarından kaynaklanan garantörlük hakları çerçevesinde 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Türklüğü üzerindeki işgal, baskı ve katliamları sonlandırmak için Barış Harekâtı'nı gerçekleştirmiştir. Türkiye, bu askerî harekâtla Kıbrıs'ta işlenen vahşi cinayetlere, baskı ve zulümlere "Dur!" demiş, Kıbrıs Türklüğünün hürriyetini, can ve mal güvenliğini, asayiş ve barışı temin etmiştir. O gün Kıbrıs Harekâtı'nı başlatanlar her türlü siyasi görüş farklılıklarını bir tarafa bırakarak millî davaların etrafında nasıl tek ses, tek yürek olabileceğimizin en canlı timsali olmuşlardır. Türk milleti harekât esnasında kenetlenmiş, gönüllü olmak için Türkiye'deki bütün askerlik şubelerinin önünde uzun kuyruklar oluşmuş, vatan, istiklal ve istikbal konularında bir ve beraber olunabileceğinin en güzel örneklerini vermiştir.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana uluslararası hukuka aykırı yaptırımlara ve ambargolara maruz kalmıştır. Kıbrıs'ta iki toplumlu, iki devletli bir yapı tesis edilmeden kalıcı bir çözüm söz konusu değildir. Kıbrıs'ta federasyon tezine ve Avrupa Birliği sürecine dönmek, Rumların değirmenine su taşımaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Kıbrıs'ta eşit haklara sahip iki halk vardır, Kıbrıs'ta egemen iki devlet bulunmaktadır. 18 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen "Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50'nci Yıl Dönümü" başlıklı tezkerede "Kıbrıs Türk Devleti'nin uluslararası toplumun bağımsız ve eşit egemen bir üyesi olarak hak ettiği yeri alması daha fazla tehir edilemez." açıklaması tarihî önemdedir, bunun dışında bütün seçenekler müzakere dışıdır.
Kıbrıs bizim için jeopolitik önemi olan bir kara parçası değildir; Kıbrıs vatandır, Kıbrıs davasına sahip çıkmak her vatan evladının görevidir. Kıbrıs sorununun çözümünün vatan toprağından pay vermekle mümkün olacağını söyleyenleri, Kıbrıs Türklüğü tarihin tozlu sayfalarına gömmüşken bunları motive ederek yeniden siyaset sahnesine davet etmek Kıbrıs davasına zarar verir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Akçay, lütfen tamamlayın.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Türkiye, Kıbrıs Türk halkının varlığının, egemenlik haklarının, eşit statüsünün korunmasına ve Kıbrıs Türklerinin haklı davasına sahip çıkmaya devam edecektir. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne 15 Kasım 2020'de ve 20 Temmuz 2024 tarihinde yaptıkları ziyaretler bunun en büyük göstergesidir. 2022 yılının Kasım ayında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türk Devletleri Teşkilatında ve Türk Devletleri Parlamenter Asamblesinde gözlemci üye statüsü kazanması uluslararası sistemde tanınması açısından ciddi bir adımdır. Tüm baskılara rağmen, Kıbrıs Barış Harekâtı'nı yapma dirayetini gösteren dönemin Başbakanı merhum Bülent Ecevit'i, Başbakan Yardımcısı merhum Necmettin Erbakan'ı ve Kıbrıs Barış Harekâtı'na destek verenleri, Kıbrıs mücadelesinin önderleri merhum Rauf Denktaş ve Doktor Fazıl Küçük olmak üzere, Kıbrıs davasının yılmaz savunucusu Başbuğ Alparslan Türkeş'i ve bilhassa Türk Mukavemet Teşkilatının kahramanlarını ve şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akçay, lütfen tamamlayın.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamamlıyorum Başkanım.
Kıbrıs Türklüğünün 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nı bir kez daha kutluyoruz. Hepimizin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlu olsun.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.