| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 17.07.2024 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir torba kanunu, tasarruf tedbirlerini konuşuyoruz. Burada, tasarruf tedbirlerinden bahsederken israfı, kamu kaynaklarının nasıl tarumar edildiğini, saçıp savrulduğunu elbette hatırlamak durumundayız.
Değerli milletvekilleri, bir işte başarı, o işteki samimiyet ihlasa dayanır. Maalesef ki AK PARTİ iktidarı icraatlarında samimi olmadığı için yaptığı işlerde de bereket görmüyor. Samimi değilsiniz çünkü dış politikada her gün zikzak çiziliyor, her gün yeni yeni dönüşler yapılıyor. Yine, aslında şuradan başlamamız gerekir ki İslam'ın "i"si ihlastır ama bu arkadaşlar ihlası ihlas değil de istismar zannettikleri için her şeyi istismar etmekle meşguller. İşte, bu istismarlarının sonucunda da emekli mağdur, asgari ücretli mağdur, ücretli öğretmen mağdur; madenci, işçi, depremzede, herkes bu istismar siyasetinin kurbanı oluyor. Samimi değilsiniz, ekonomide samimi olmadığınız için önce "Türk tipi ekonomi" dediniz, sonra "epistemolojik kopuş" dediniz, sonra "Nas var, faize karşıyız." dediniz; şimdi bunların hepsi unutuldu, bugün bambaşka bir yoldayız; "tasarruf" diyorsunuz ama biliyoruz ki tasarrufunuz şekilcilikten, şekilci itibarcılıktan uzak değil, israfın ta dibindesiniz.
Burada şunu sormak isterim: Sayın Cumhurbaşkanının imzasıyla defalarca bir genelge yayınlanmasına rağmen hâlen böyle bir kanun çıkarılmasının acaba gerekçesi ne? Acaba bürokrasi Sayın Cumhurbaşkanını ciddiye mi almıyor, yoksa balık baştan kokar "Zaten her yerde israf var." deyip onları da ciddiye almıyor mu?
Bugün tasarruftan bahsederken anlaşılan şey, sadece alt gelir gruplarına kemer sıktırmak, emeklinin maaşına, belediyenin bütçesine, memurun servisine göz dikmek; yoksa gerçek anlamda şatafattan vazgeçmek gündemde değil. "Makam aracı alınmayacak, yeni bina yapılmayacak." denildi, kat kat fazlasıyla hepsi yapıldı. Hepsini geçtik, en basit örnek, Avrupa Futbol Şampiyonası'na yüzlerce kişi TFF aracılığıyla gönderildi, ağırlandı. Utandık; inanın, utandık. Daha beteri, bizi dünyaya rezil ettiniz. Ülkemizdeki araç konvoylarına alışkındık. Dünyanın başka ülkelerinde bunu yaptınız, insanlar bizi rezil bir hâlde gördüler.
Değerli milletvekilleri, geçiş garantili köprüler, yolcu garantili havalimanları, hasta garantili hastaneler, hepsini biliyoruz. Bakın, Zafer Havaalanı'na 1 milyon 320 bin yolcu sözü verilmiş, geçen yolcu sayısı 43 bin; Kuzey Marmara Otoyolu'na 1,5 milyar araç garantisi veriliyor, 864 bin araç geçmiş.
Şimdi, son altı ay içerisindeki bütçe açığı 747 milyar. Şunu bilmemiz gerekir ki değerli milletvekilleri, faizin olduğu yerde asla bereket olmaz. Siz yirmi iki yıldan beri 563 milyar lirayı faizcilere verdiniz. Bütün her şeyimiz faizin içerisinde, bataklıktayız. Bir taraftan faizin içerisinde ol, bir taraftan israfın, şatafatın; çevreniz ihale yolsuzluklarıyla anılsın, ondan sonra gelin "tasarruf" deyin ve bu hikâye, hani, meşhur, ilkokulda öğretilen çobanın kurt kapma hikâyesinden öte bir şey değil. Sizin "tasarruf" dediğiniz her an, insanların aklına çobanın o hikâyesi geliyor.
Değerli milletvekilleri, yasada pek çok madde var. Mesela BOTAŞ'ın affı. Ya, Allah'tan korkun, şu Gazze'yi bombalayan gemilerin mazotları BOTAŞ kanalıyla gidiyor, ödül veriyorsunuz BOTAŞ'ı maddeye getirerek. Bu, yüz karası olarak yeter.
Yine, burada, bir kurum olarak kimi getirdiniz? Türk-Japon Üniversitesi. Yani bunların hepsinin; yolların, köprülerin, hastanelerin garantisi bitti, yeni bir şey başladı, Türk-Japon Üniversitesi kurulacak garantili.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Ne garantisi bu? İnşaat garantisi mi, öğrenci garantisi mi, mezun olan öğrencilere iş garantisi mi; neyin karşılığında bu garantiyi veriyoruz, bunların hiçbirini bilmiyoruz. Yani ağır kelime kullanmak istemiyorum ama bu kadar acemice bir tavrın olması kabul edilemez.
Bakın, çift maaş uygulaması. Siz, bu milleti devletine düşman etmek için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz, adalete güveni sarsıyorsunuz. Bazıları belki 10 yerden maaş alabilecek, memur da kaç kat maaş alabilecek? Samimiyetinizi şuradan anlarız: Getirin -biz en doğru sözü bile getirsek reddedeceksiniz- deyin ki: "3 büyükşehir hariç hiçbir ilde bir bürokrat validen fazla maaş alamaz." Haydi, samimiyseniz, bu milletin hakkını düşünüyorsanız gelin görelim. Ama biliyoruz ki elinizdeki dosyadaki talimatları yerine getireceksiniz. Siz, tasarruf yapıyorsunuz da engel olan kim acaba, bunu da çok merak ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Başkanım...
BAŞKAN - Bir dakika verdim.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Eyvallah Başkanım.
BAŞKAN - Sana söz vermek istiyorum ama şartlar müsait değil.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Eyvallah Başkanım, teşekkür ediyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)