GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:101
Tarih:10.07.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1914-1918 tarihleri arasında süren Birinci Dünya Savaşı'nın bir sonucu olarak Osmanlı İmparatorluğu tarihe karışmış ve Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Bir imparatorluktan sınırları küçüle küçüle bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut sınırlarına dönüşen, bir ülkeye dönüşmüş bir ülkemiz var. Elbette sınırsal daralma bir tehlike olmakla birlikte -esas büyük tehlike- zihinsel bir daralma riski ve ihtimali çok daha büyük bir tehlikedir. Bu topraklar, Selçukluların, Osmanlıların imparatorlukla yönettiği topraklardır. Dolayısıyla imparatorlukları yöneten kişilerin yönetim kültürleri de o topraklarda yaşayan halkların kültürleri de normal ulus devletlerden çok daha farklı olur. Örneğin, Putin orduya hitaben bir sözünde şöyle diyor: "'Rusya, Ruslarındır.' sözünü duyduğum zaman endişelerim katbekat artmaya başlıyor çünkü Rusya, çok uluslu, çok dinli bir coğrafyadır, bir ülkedir." Yine, yanı başımızda İran'da bir Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu, orada bir Cumhurbaşkanı seçildi, Azerbaycan Türklerinden bir kişi ve "Türklüğümle gurur duyuyorum." diyor ama aynı zamanda Kürt coğrafyasına gittiği zaman "'...'(*) kürdistan." diyor, Kürtçe konuşuyor ve bir Fars devletinin devlet başkanı olarak "Türklüğümden gurur duyuyorum." demesi İranlılarda herhangi bir tedirginlik oluşturmuyor. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak da sınırlarımızın dışında da soydaşlarımız, akrabalarımız var; Balkanlar, Suriye, Irak bu akraba ve soydaşlarımızın yaşadığı önemli coğrafyalardır. Türkiye, komşu sınırlarında yaşayan bütün halklarla barış içerisinde yaşamak mecburiyetinde olduğu kadar, akraba ve soydaşlarının komşu coğrafyalardaki sorunlarıyla da ilgilenmek zorundadır. Dolayısıyla, Türkiye, Irak'taki Kürtlerin, Irak'taki Türkmenlerin, Suriye'deki Türkmenlerin, Suriye'deki Kürtlerin sorunlarına bigâne kalamaz. Dolayısıyla hem Suriye'deki hem de Irak'taki Türkmen ve Kürtlerin sorunları Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da bir meselesi olmak zorundadır. Ortak bir vatan, ortak bir aidiyet ve bu vatanı savunurken hep beraber kendi vatanımızı savunduğumuz anlayışını bu memlekette yerleştirmek zorundayız. Daha önce Irak'taki Kürtlerle ilgili de değişik dönemlerde devletin yanlış yaklaşımları oldu, onları başka yerlere iten davranışlar içerisine gelindi. Bugün gelinen noktada, Irak'ta, eğer oradaki Kürtler belli bazı haklar elde etmişse, belli bazı statüler elde etmişse, emin olun, bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türkiye'de yaşayan insanların faydasınadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Bugün, biz, Bağdat'tan daha çok Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'yle diyalog kuruyoruz ve daha dostane ilişkiler kuruyoruz. Irak'taki Kürtler, Bağdat'tan daha çok Ankara, İstanbul'a, Diyarbakır'a bakıyor; Suriye'deki Kürt de Şam'dan daha çok Antep'e, Urfa'ya, Mardin'e, Diyarbakır'a, Ankara'ya, İstanbul'a bakıyor. Dolayısıyla, biz Suriye meselesine yaklaşırken Suriye'deki Türklerin, Türkmenlerin de Kürtlerin de barış içerisinde yaşayabileceği, onların haklarını da dikkate alan, onların statülerini de kendine dert edinen bir dış politika ortaya koymadığımız müddetçe bölgede kalıcı bir barış tesis edemeyeceğimiz gibi, Türkiye'nin bir imparatorluk bakiyesi olma vasfına da haksızlık etmiş oluruz. Burada yapılması gereken şey şudur: Suriye'deki Kürt ve Türk barış içerisindeyse Türkiye huzurlu olur, Irak'taki Türkmen ve Kürtler barış içerisindeyse Türkiye huzurlu olur. Dolayısıyla bizim, bu coğrafyaya tıpkı Balkanlara bakmamız gerektiği gibi, bütüncül bir yaklaşımla halkların barış ve kardeşlik içerisinde yaklaşacağı bir dış politikayı ortaya koyma mecburiyetinde olduğumuzu ifade ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (Devamla) - Bu sorunu silah ve şiddetle değil, yumuşak güç olan birlik, beraberlik ve kardeşlik hukuku çerçevesinde çözmemiz gerektiğini düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)