| Konu: | Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 03.07.2024 |
AYŞE SİBEL YANIKÖMEROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidarın kanun yapma tarzıyla komisyonda yeterince tartışılmadan, kısa sürede görüşülen kanun teklifi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Birbiriyle alakası olmayan 30 maddelik kanun değişikliği yine, aynı torbaya konarak karşımıza çıkarılmıştır. İktidara göre, bu kanun teklifiyle kamunun elde ettiği gelirin yükseltilmesi, toplumun yaşam kalitesinin arttırılması, daha erişilebilir ve güvenli bir yapı oluşturulması hedeflenmektedir. Peki, gerçekten öyle midir? Teklifin ilk 2 maddesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına liman, iskele ve kıyı yapılarında gemilere verilen hizmetler için taban ve tavan ücret belirlenmesi ve denetlenmesi, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin düzenlenmesi ve bunların özelleştirilmesi yetkileri verilmek istenmektedir. Kısacası, Bakanlık, söz konusu hizmetleri pazarlık usulüyle ihale edip özelleştirebilecektir. Evet, yine bir özelleştirme hem de pazarlık usulü yani kimlere verileceği belli. Ancak, bu hizmetler güvenlik ve stratejik önemleri nedeniyle kesinlikle özelleştirme konusu olmamalıdır. Kılavuzluk hizmetleri deniz emniyeti, can, mal, seyir ve çevre güvenliği açısından son derece önemlidir. Danıştay kararlarına, Sayıştay raporlarına yansıdığı gibi, söz konusu hizmetler kamu hizmetidir, bu sebepten dolayı da devlet aracılığıyla yapılmalıdır. Hâlihazırda ülkemizde kamu tarafından işletilen 11 limanımız mevcuttur. 26 adet liman özelleştirilmiş, 3 adet de yap-işlet-devret modeliyle işletilmektedir. Şimdi iktidara sormak istiyorum: Kamuya kalan 11 adet limanımızı, boğazlarda olduğu gibi, neden görev ve yetkisi içinde kalan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğümüz yürütmemektedir? Neden özelleştirilip birilerine peşkeş çekilmek istenmektedir? Yirmi yıllığına ihaleye çıkacak olan bu hizmetlerin toplamda 5 milyar dolarlık bir hacme sahip olduğu resmî kayıtlara da yansımıştır.
Sonuç itibarıyla, bu kadar yüksek bedelli, Kıyı Kanunu ve Anayasa gereğince son derece stratejik ve güvenlik açısından önemli olan bir kamu hizmetinin yirmi yıllık süreyle özelleştirilmesini hiçbir şekilde kabul etmemiz mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, ayrıca, ihalenin açık artırma usulü yerine pazarlık usulüyle yapılmak istenmesi konu hakkındaki yargı kararlarına ve Sayıştay raporlarına açıkça aykırıdır; maddenin, adrese teslim getirildiğinin de bir göstergesidir. Yeteri kadar tartışılıp fikir alınmadan, oldubittiye getirilmiştir. Bu koşul da bizim için kabul edilemez. Bu hizmetlerin karşılığında yılda ortalama 2 milyar Türk lirasının üstünde gelir elde edilmektedir. Bu hizmetlerin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünce yapılması sayesinde milyonlarca dolar ülke hazinesinde kalacaktır, ayrıca yeni kılavuz kaptanlara iş imkânı da sağlanmış olacaktır.
Değerli milletvekilleri, teklifteki diğer çok önemli konu ise devlet ormanları sınırları içerisinde çeşitli hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kara yollarında yük aktarma merkezleri kurulmasına izin verilmesi, ayrıca, bu tesisler için bedel alınmayacağıdır. Yine, aynı şekilde, Tarım ve Orman Bakanlığınca verilmiş havalimanı alanlarına çeşitli binalar yapılabileceği ve bunlar için de bedel ödenmeyeceği yer almaktadır. Mevcut durumda bu kapsama giren havalimanlarında da geriye dönük aynı imkânlar sağlanacaktır. Yapılmış, yapımı devam eden, yapılacak olan tüm havaalanlarında şartlar değiştirilmektedir. Ayrıca, kanunla da olsa geriye dönük düzenlemeler hukukun temel prensiplerine de aykırıdır. Bu maddelere ilişkin de pek çok soru ve belirsizlikler ortaya çıkmaktadır ve sorularımıza Komisyonda ne yazık ki net cevaplar verilmemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yanıkömeroğlu, lütfen tamamlayın.
AYŞE SİBEL YANIKÖMEROĞLU (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Tıpkı gerek itiraz ve muhalefetimizle gerek Devlet Hava Meydanları çalışanlarının yaptıkları eylemlerle geri çekilmesine neden olduğumuz 26'ncı madde gibi hem ülke güvenliği hem de ülke ekonomisi açısından bakıldığında söz konusu maddeler geri çekilmeli, Komisyonda uzman görüşleri alınmalı ve enine boyuna tartışılarak yeniden hazırlanmalıdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)